Burada da yok перевод на английский
691 параллельный перевод
Burada da yok.
He isn't here, either.
Burada da yok.
Nothing In Here, Either.
Burada da yok.
It's not in here either.
Paralar burada da yok.
There ain't no payroll in there.
Burada da yok?
Not here either?
Burada da yok.
It's not here either.
Eğer ortaya çıkarsa ve ona bakarsanız veya bir çanak süt verirseniz çok memnun olurum. Burada da yok.
I'd appreciate it, if he shows up, if you could look after him or give him milk.
Burada yok... burada da yok.
Something is missing... and there.
Burada çocuk da köpek de yok!
There are no children or dogs here!
Burada çam ağaçları ya da dağlar yok!
There aren't any pine trees or any mountains!
Ben burada, karım da Paris'te iken yaşamamın imkanı yok.
With my wife in Paris and me here, it's no way to live.
Burada pirinç topluluğu, bağrışan bir kalabalık topluluk ya da bir manşet için gürültü koparan gazeteciler yok.
There's no brass band here, no cheering crowds, no newspaper men clamouring for a headline.
Burada da olmasına gerek yok.
We don't need one out here.
Çünkü burada duracak bir 17 : 00 treni yok, bayım, bugün dışında ve o da özel bir tren, senin bilmediğin.
Because we don't have any 5 : 00 train that stops here, mister. Except today. And that happens to be a special that you don't know about, except that you do.
Alexander burada, yeterli askeri, parası ya da tedariki yok elinde araziden başka bir şey yok.
Alexander, with neither enough men, money or supplies to do anything now but live off the land.
- Burada yenen ya da yenilen yok. Onlar yenildi.
- There are no victors nor vanquished.
Elbette burada Hindistan'da olduğu gibi fil mil yok, koyunlarımız var, kargalarımız var kuşlarımız, dağlarımız ve keçilerimiz.
Cause we don't have any elephants here, the way that you do in India, but... we have marmots, we have birds, montensas and goats.
Burada da ondan başka dostum yok.
Goodness knows I don't have any other company around here.
Burada da bir şey yok.
Nothing here, either.
Burada, Orsino'da ambulans birliğinin savaşla bir sıkıntısı yok.
Here in Orsino, the ambulance company has no trouble with the war.
Bize burada da yer yok.
No place for us here, either.
Ariane, benim iznim olmadan bu odaya girmeyeceksin. Ve burada toz almak da yok!
Ariane, you are not to come into this office without my permission and you are not to dust in here!
Burada da birşey yok, Frank
Ain't nothing here either, Frank.
Burada daha iyisini ya da ucuzunu bulamayacağın bir şey yok.
There's nothing you couldn't buy better or cheaper over here.
Ama burada su da yok, hiçbir şey yok.
But there ain't no water here, no nothing.
Bizim için hiç yer yok burada ya da orada.
There's no place for us here or there
- Kayıp yiyecek yok. - Burada da.
- No food missing.
Dağda ateşimiz yok. Peki aşağıda, burada bir ateşimiz olamaz mı?
We've got no fire on the mountain... but what's wrong with a fire down here?
İnanmıyorsanız, burada kalmanıza da gerek yok.
If you don't, you'll see no reason to leave here.
Tanrım, burada da hiç esinti yok.
My goodness, there isn't any breeze out here, either.
Burada da yok.
Not there.
Ve burada da birşey yok.
And nothing in here.
Vaftiz edecek çocuk falan da yok burada...
Obviously not.
Burada da bir fark yok.
It's no different here.
Hava karardığında burada yapacak fazla bir şey yok da.
Well, there's not much else to do around here after dark.
Burada da sorun yok.
That's all right.
Normal insanlarla bile savaşacak takatim yok ve Üstad Yun da burada olamayacak
I can't even fight with normal guys And master Yun can't make it
Yarın 10'da tekrar gel, burada yatmana gerek yok.
Come tomorrow at 10, you won't be hospitalized.
Cinerna Sociables'a gidip, ardından yemeğe ve dansa gidecektik. Dışarıda bir taksi bekliyor. Burada hiçbir hazırlık yok.
I happen to have tickets for Cinema Sociables, dining, and dancing, and I have a cab waiting outside, and it seems that there's just nothing here now, and I'm quite upset about it,
Ağaç olmadığı için burada tabut da yok.
There are no coffins here since there is no wood.
Gerçeği söylemem gerekirse, toprak çapalamak da iyi değil... burada da hayat berbat, bir fark yok, her yer aynı.
I tell you the truth, it was no good in hoeing the ground... and I'm bad off here, no change, no nothing.
Burada da bir şey yok.
No one here either.
Viyana'da olmanı bekleyen kimse yok, ve seni burada kimse görmedi.
Nobody's expecting you to be in Vienna, and nobody saw you here.
Bu da savaş demektir. Bu savaş, birçoğumuza göre her ne kadar başka ülkelerin demokrasisini kurtarmayı amaçlıyorsa da burada, Amerika'daki demokrasiyi yok edecektir.
E this implies war, a war that, in the opinion of many of us, although conceived to save the democracy in the foreigner, it will surely go to destroy it here in America.
Kendi ülkemde de açtım, burada da açım. Farkı yok.
I've starved and shivered and sweated in me own country and in this country and I don't find any difference.
Ayrıca, burada Lang'da, bu türlü şeyleri dert etmeye ihtiyacımız yok.
Besides, here at Lang, we don't need to bother with that sort of thing.
Bu doğru, fakat bir adam özgürlüğün olmadığı bir yere gönderildiyse, Burada da özgürlük yok demektir. Venedik'te de yok demektir!
That's right, but if a man is free and is sent away, to a place where there's no freedom, then that means that there's no freedom here either.
O burada yok, Bernard da yok.
- She's not here. Neither is Bernard!
İlkbaharda hepimizin burada olacağının garantisi yok... bazılarımızın sinirleri bozulacak... sanırım sinir bozukluğu konusunda da inceleme yapmalıyız.
There's no guarantee we'll all be here in the spring. Some of us might have nervous breakdowns. I think we should do research on nervous breakdowns.
Burada da yer yok.
Nothing doing, not here either.
Benim için hiçbir mahsuru yok, ama burada Anna da var.
I've got nothing against it, but there's Anna, too.
burada da 32
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73