Dediğiniz gibi перевод на английский
777 параллельный перевод
- Dediğiniz gibi olsun Doktor.
- Just as you say, Doctor.
Dediğiniz gibi, Lordum.
Just as you say, My Lord.
Dediğiniz gibi olsun.
Just as you say.
Bugün yaptıklarım için teşekkür etmenizi umuyordum ama pekala dediğiniz gibi olsun.
I might have expected your thanks for what I've done this day... but very well, let it be so.
Ama dediğiniz gibi olsun.
But I'll do as you say.
Dediğiniz gibi olsun.
- Gladly. Just as you say.
Sizin de dediğiniz gibi, neyin peşinde olduğunuza bağlı.
That depends on what one's after, as you would say.
Bana dediğiniz gibi, korunmasız bir kadının öylesine ince ve saf bir duyguyla kişisel çıkarların ötesine geçmesini ve böyle sözler sarf ettiğinizde sadece küçük düştüğünü hissetmesini sanırım siz anlayamazsınız.
I don't suppose you can understand how any woman unprotected, as you say I am, can be lifted above self-interest by a sentiment so delicate and pure that she feels only humiliation when you speak of such things.
Tam dediğiniz gibi doktor, hepsi yalan söylüyor.
Well, just as you said, doc, they're all lying.
Kostümlerimizi dediğiniz gibi memleketinizdekilerden farklı bulabilirsiniz.
You may find our customs, as you call them... different from those of your country.
Eğer sizin dediğiniz gibi, beni terk ettiyse bilmiyorum.
I do not know if he has, as you say, abandoned me.
Dediğiniz gibi olacaksa tamam.
If it's gonna be like you say, you can count me in.
Evet, gelip dediğiniz gibi saygılarınızı sunabilirsiniz.
Yes, you can pay your respects, as you say.
Başlarken tam dediğiniz gibi hissediyordum ama makineli tüfekleri duyduğum zaman etrafımdaki herkes patır patır dökülünce silahlarının yüzlerce, belki de binlerce kişiyi öldüreceğini düşündüm.
When I started out I felt just like you said. But when I hear them machine guns a-going and all them fellows are dropping around me, I figured that them guns was killing hundreds, maybe thousands, and there weren't nothing anybody could do, but to stop them guns.
Belki de dediğiniz gibi tüm dünyayı müşterisi olarak görüyordur.
Perhaps as you suggest he regards the world as his customer.
Kesinlikle, Müfettiş, Dr. Pillar dediğiniz gibi... o gün maskesiyle, benim yerimi aldı.
Exactly, Inspector, o Dr. Pillar as you say... did take my place that day, with the mask.
- Evet, aynen dediğiniz gibi.
It is odd, like you say.
O yüzden... sizin de dediğiniz gibi trajediyi anlayamıyorum.
That's why you said... the tragedy was something I could never understand.
Dediğiniz gibi, aşağı yukarı o zamandı.
Now that you mention it, it was just about then.
Ya da dediğiniz gibi, sen bir kurtsun.
Or as you say, you are a wolf.
Şayet dediğiniz gibi Bayan Claythorne odasında güvende ise ikimiz de budalalık ediyoruz.
Listen, if Miss Claythorne is safe in her room as you say, we are both behaving like idiots.
Dediğiniz gibi bu da mı bir tesadüf?
- You'll say it's a pure coincidence.
Dediğiniz gibi 20. yüzyılda bu tür şeylerin varlığına nasıl inanılır.
As you say, how could such things exist in the 20th century?
O zaman dediğiniz gibi dışarı çıkma şansına belki sahip olabilirim.
Then maybe have a chance of getting out like you say.
Dediğiniz gibi olsun.
It shall be so.
Dediğiniz gibi mahcup hissetmiyorum kendimi.
I don't feel sorry for myself, the way you said.
Dediğiniz gibi, daha kötüsü de olabilirdi.
As you say, it might have been worse.
Dediğiniz gibi... Slainte.
Slainte... you know
İstesem bile, dediğiniz gibi, daha mütevazi olup kendi borumu üfleyecek olsam.. .. bunu nasıl yapacağım?
Even if I wanted to, as you say, be less humble, blow my own horn, how would I do it?
Peki, dediğiniz gibi olsun. Ama olacaklar için beni suçlamayın.
All right, miss, have it your own way, but don't blame me for what happens.
- Dediğiniz gibi...
- Though as you say,
Dediğiniz gibi sınır taşlarının tespiti konusunda .. dikenli teli geçebilmek için otoritenize ihtiyacımız var.
To do as you suggest, to verify those boundaries we need your authority.
Dediğiniz gibi onu geri getiriyorum, kaptan.
Putting her back like you said, captain.
- Dostum sizin de dediğiniz gibi bu... - Evet.
Man, that's what you call a...
Dediğiniz gibi, burada sanatçılar var.
As you say, we are artists here.
Dediğiniz gibi Bay Pfeiffer yoksa, bu konuyla ilgili kimi görebilirim?
Well, so who do I see in reference to it if there's no Mr. Pfeiffer like you say?
- Dediğiniz gibi!
- As you say!
Tıpkı dediğiniz gibi çiftliğe gidiyorlar.
They're riding in on the ranch like you said they would.
Sizin de dediğiniz gibi tek evladını yitirdi ama eğer olanlar yüzünden Rhoda zan altında kalıyorsa bununla yaşamak zorunda kalan benim ve bir de kocam tabii.
As you say, she's lost her only child... but if there's any shadow over Rhoda because of what has happened... then I have to live under it... and my husband does, too.
Ben, sizin dediğiniz gibi diplomatik görüşmeleri iletmek üzere yetkilendirilmedim.
I'm not authorized to conduct diplomatic negotiations with the likes of you.
Dediğiniz gibi olsun.
Just like you said.
Ya burada kalırız.. yada dediğiniz gibi dışarı çıkarız.. .. ama beraberce.
We'll remain here... or we'll go out, as you wish, but... together.
Şey, evet efendim. Biraz korkuyorum, fakat kesinlikle dediğiniz gibi yapacağım.
Well, yes, sir, it scares me a little bit, but I'll sure do like you told me.
Dediğiniz gibi, çıkışı garanti ediyorum.
Suppose I guarantee your exit, as you call it.
Sizin de dediğiniz gibi, efendim, buradaki insanlar sıradan batıl inançlı.
As you said yourself, sir, the people here are simple and superstitious.
Evet hanımefendi, aynen dediğiniz gibi.
Yes, ma'am, that's it exactly.
Ve tam dediğiniz gibi yapacağız.
And we'll do it just like you said.
Bay Gomez, İspanyolcada dediğiniz gibi, mi casa, su casa.
Senor Gomez, as you say in Spanish, mi casa, su casa.
Dediğiniz gibi efendim, bir taş kadar sabit.
As you say, sir, she's as steady as a rock.
Sizin de dediğiniz gibi, insan yapımı bir nesne.
As you said, it's a manmade object.
Tam dediğiniz gibi.
The bulletproof glass showcases double as safes.
dediğiniz gibi olsun 20
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dediğim gibi 696
dediğin gibi olsun 64
dediğimi anladın mı 22
dediğinde 40