Elindeki ne перевод на английский
533 параллельный перевод
Elindeki ne?
What have you got?
O elindeki ne öyle?
What you doing with that thing?
Elindeki ne...
How about that thing...
Elindeki ne bir bakayım.
Let me see your locket.
O elindeki ne?
What's that you got in your hand?
Elindeki ne, tavşan mı?
What do you got, a rabbit?
Senin elindeki ne?
What have you got?
Elindeki ne?
What are you carrying there?
- Elindeki ne?
- What is that?
Elindeki ne tür bir silah evlat? Eski bir pompalı tüfek.
What will those kids take to lay off that stuff?
Elindeki ne evlat?
What do you have there, son?
Elindeki ne, şu açık saçık kitaplardan biri mi?
What have you got, another one of them dirty books, Drag?
"Elindeki ne?"
"What has he in his hand?"
Dönerken yolda uzaktan tanıdığım, meraklı bir kıza rastladım. "Elindeki ne?" diye soracak sandım.
And on the way back I ran into a girl I know slightly, who's very curious... and I thought, she'll say "What's that you're carrying?"
- Elindeki ne?
- And in what you?
Elindeki ne?
What's it in your hand?
Elindeki ne?
What you hold?
Elindeki ayakkabı da ne?
And what's with the shoe in your hand?
Hey, aynasızın elindeki de ne?
Hey, what's that cop doing there?
Mac Keefer, Sullivan'a neden 100 bin dolar ödedi? Savcılar, yargıçlar ve polis idaresine karşı elindeki politik silah ne?
Why did the notorious Mac Keefer pay Sullivan $ 100,000 in cash and what political sword does he hold over the trembling hands of district attorneys, judges and police officials?
Diğer elindeki baltayı kullanmak istedi, ama sonra hangi elinde ne olduğunu unuttu.
She aimed to go with an ax in the other hand got mixed up, forgot which was which.
Ben yemin etmis bir kanun adamiyim. Anayasada belirtilen durumlar disinda... sebebi her ne olursa olsun elindeki kanitlari benden saklayamazsin.
I'm a sworn officer of the law 24 hours a day and neither formality nor informality justifies you withholding the evidence of crime from me except on constitutional grounds.
Hey, elindeki şey de ne?
Hey, what have you got there?
- Elindeki ne?
Our supper.
- Elindeki kitap ne?
What's that book you've got there?
Ne o elindeki bakayım?
What's this you've got hold of, hmm?
Elindeki saat ne diyor?
Well, what time do the hands say?
Pancho Villa elindeki imkanlarla ne yapacağını biliyor.
Pancho Villa knows what to do with his opportunities.
O elindeki de ne öyle?
What are you doing, rolling'em?
- Elindeki çantada ne vardı?
We were in all last night.
Elindeki o çubuk ne öyle?
What do you call that there pole?
- Elindeki de ne?
- Wait.
O elindeki önemli gibi görünen evraklar da ne Gooper?
What's in them important-looking documents you've got there?
Çılgın adamın elindeki bıçağa ne derler bilirsin.
You know the saying about a knife in a madman's hand.
- O elindeki de ne?
- What the hell is that in your hand?
O elindeki de ne?
What have you got there?
- Ne o elindeki?
- What's that?
Bak, baba, bana elindeki adamların yarısını vermeye ne dersin?
Look, Dad, how about you lend me half your men?
Ve elindeki o kutuda ne var?
And what's in that box?
O elindeki bebek ne?
What is this doll?
Benedetto, elindeki salama ne yaptın?
What have you done with the salami?
Şu elindeki zımbırtıyı bir kenara bırakıp biraz mülakat yapmaya ne dersin?
Why don't you put that thing away, let me interview you for a change?
Elindeki silahın türü ne? Top çeşitlerinden hangilerini bilirsin?
What kind of weapon do you have?
Dr. Hirt elindeki bu 80 parçalık eşsiz koleksiyonla ne yapacaktı?
What should Dr Hirt do with the 80 pieces in his one-of-a-kind collection?
Harry, seni sıkboğaz etmek istemem ama... elindeki kağıtlar ne kadar eder bize söyler misin?
Harry, I don't like to push but could you let us know how much your hand's worth?
Elindeki de ne?
Now, what's that?
O elindeki isteka ile ne yaptığını sanıyorsun?
Whatever are you doing with that cue in your hand?
Ne o elindeki kılıç he!
What's that sword doing in your hand?
Bu elindeki yüzükler kolayca çıktı ; ancak diğer eldeki daha büyük ve değerli olanı ne kadar çekiştirse de yerinden oynatamadı.
The rings she wore on this hand he got off easily, but on the other hand, wearing the bigger more precious rings, he pulled and tugged and could not get them off.
Ne o elindeki?
What have you got there?
O elindeki de ne öyle?
What do we have here?
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320