Es перевод на английский
9,406 параллельный перевод
Görev güçleri tüm şehirlerde eş zamanlı operasyona başladı.
Task forces are launching in all cities simultaneously.
Pek çok lord eş ve karılarını buraya getirdi, yani 2 tane daha masa lazım.
Multiple lords have brought both wives and daughters, so we'll need two extra tables.
Eskiden April olarak bilinen eski eş...
The ex-wife formerly known as April.
- Önce görev gücünün tüm dosyalarına tekrar bakacağız. İkincisi Katil'in tarzına uyan tüm hırsızlık olaylarını kontrol edeceğiz. Üçüncüsüyse onu yakaladığımızda söyleyeceğimiz havalı bir şey bulacağız.
One, reexamine all the task force's files, two, check all B and Es against the slayer's MO, and three, think of something supercool to say when we arrest him.
Sen hırsızlık olaylarını incele ben de ıslahevi tarafını araştırayım.
You look into the B and Es and I'll check out the juvie angle.
- Hırsızlık olaylarında da bir şey yok. Ama katilin bıraktığı çayın üzerindeki etiketi takip ettim.
Neither did the B and Es, but I traced the label on the slayer's oolong.
Muhtemelen atlet kısmını es geçmeliyim. - Evet.
I'll probably just skip the tank.
Fakat Norveç kanunlarını uygulayacak olanlar Norveç polisidir.
But N org es laws should and rna hand raised by Norwegian police.
Adınızı söyleyip kendinizi tanıttığınız kısmı es geçeceğiz ve işe koyulacağız.
We'll skip the part where you all say your names and a little bit about yourselves, and just get straight to it, shall we?
Herhangi biriniz bir kardeşinizi korurken ölürseniz cehennem haftasının geri kalanını es geçme hakkınız var.
If any of you die while protecting a sister, you're allowed to skip the rest of Hell Week.
Tabii yönetim kurulunun beyan etmeme anlaşmasına tabi olduğu es geçilirse.
Except board members are subject to the nondisclosure agreement.
Sharon'ın doğum sancıları tuttuğunda bir uçağa atla ve Wisconsin'e ya da geldiğin yere dön ve doğumun tümünü es geç.
When Sharon goes into labour, jump on a plane and go back to Wisconsin or wherever you're from and skip the whole delivery.
Onun ortadan kaybolması ulusal güvenlikle eş değer tutuluyor.
Her disappearance was described to me as a matter of national security.
- Başka yerde yaşayıp eve de uğrayan eş ]
Adachi makes a "Kayoizuma" appeal. [ KAYOIZUMA
- Ben es geçeceğim.
I'm probably gonna skip lunch.
Belki de bunu es geçmeliyiz.
Maybe we should skip it.
Benim evim senin...
Mi casa es su cas...
Yine aldatılmış bir eş hikayesi.
Yet the story of a woman deceived.
Şehirler arası konuşma ücretini es geçmeye benziyor.
Something like this sidesteps long-distance fees.
Herschel'in en büyük silahı her taraftan eş zamanlı saldırılarıdır.
The Herschel's greatest weapon is a simultaneous attack from all directions.
Benim evim sizin eviniz.
¿ Mi casa es su casa?
Alex ve Sanjay, dört senelik ateşli bir rekabetin ardından şunu memnuniyetle bildiririm ki, Pali Lisesi 2015 mezunları arasında eş birinci oldunuz!
Well, Alex and Sanjay, after four years of spirited competition, I am very pleased to tell you that you are the Pali High Class of 2015... Ooh...
İdeal olmadığı için es geçtiği 6 aile saydım.
I've counted six families that he passed up because they weren't his ideal.
Diğer Deli davalarını incelemeli ve yakınlarda ES aktivitesi var mı bakmalıyız.
We need to go through the other madman cases and see if there was any DWP activity nearby.
Bizi Oleg'e yaklaştıran senin ipucun olduğu için es geçiyorum bu sefer.
Hey. Listen. I'm giving you a pass because it was your lead that got us so close to Oleg.
Bu bir eş diğerinin kayıp olduğunu... bildirdiğinde sorulan çok genel bir sorudur.
That's, that's, that's a common question you have to ask when a spouse is reporting another spouse missing.
Şimdi ise, genç bir eş ve New York'ta... bir tıp öğrencisi olan kadının başına 20 yıl önce... neler geldiği hakkında endişe verici sorular yükselmeye başladı.
Now new and alarming questions are being raised about what happened to a young wife and medical student here in New York some 20 years ago.
Wayne soy ismi inkişaf, güç, ve refah ile eş anlamlı neredeyse.
The Wayne name is synonymous with growth, strength and prosperity.
Bana arazi ve ünvan vermek istedi, ama karımın, onurlu bir eş istediğini söyleyip onu reddettim.
Well, he wanted to offer me lands and a title, But I said, "my wife wants a husband with honor, So I must decline."
Mary kendini bana eş olarak sunmanı mı istedi?
Mary asked you to offer yourself as a possible match for me?
Mary, uygun bir eş olarak kendini bana sunmanı istedi.
Mary asked you to offer yourself as a possible match for me.
" O bir Eş-Patron ama Axl ya da ben değilim.
" He's part of Boss Co., but he's not Axl or me.
Artık bunları bildiğime göre sana mükemmel bir eş bulmalıyım.
Now that I have this information, I shall find you the perfect match.
İyi bir Müslüman eş olmak istiyorum.
I wanna be a good Muslim wife.
Yarışırken kusursuz bir eş değildim ama en azından çekiciydim. Hatta belki biraz da heyecan verici.
While driving, I wasn't an equal match but I was an eccentric, maybe even exciting, choice.
Büyük bir ev, üç araba, güzel bir eş.
Big house, three cars, beautiful wife.
Kendi insanımızdan iyi bir İranlı eş.
A good Parsi wife, from your own people.
Takım lideri, eş, anne bütün bunları aynı anda yapmak zorlayıcı olmuyor mu?
So, uh, team leader, a wife, a mom - - Isn't it a struggle to do it all?
Felaket baba, felaket bir eş. Sevgilisini aldatıyor.
Terrible dad, terrible husband, cheats on his girlfriend.
Eş birinci de ne demek?
What do you mean... Co-valedictorians?
"Eş" burada bir ön ek olarak kullanılıyor.
"Co" is the Latin prefix for "together."
Ama cidden, eş-birinci de ne demek?
But really, what do you mean... Co-valedictorians?
Eş birinci oldunuz o zaman.
So, co-valedictorians it is.
Hiçbir eş almayacağım, hiçbir toprağa sahip olmayacağım, hiçbir çocuğa baba olmayacağım. zaten sahip olduğum eşim ve çocuklarım dışında.
I shall take no wife, hold no lands, and father no children, except for the wife and house and kids I'm already stuck with.
Onun için uygun bir eş olmadığını düşünüyordu.
He didn't think you were an appropriate partner for her.
Kitaplarınızda 3. üniteyi açın, "Eş ve zıt anlamlar".
So open your books to chapter three, "Synonyms and Antonyms."
- Eş getirebileceğimi söylemiştin.
You said I could have a plus one.
Var ya tatlım bir gün bir erkeğe çok iyi bir eş olacaksın.
You know, darling, you're gonna make somebody a real nice wife.
Eş olmak için bunu haketmelisin.
The role of the Alpha must be earned.
Benim eş olma hakkımı elimden aldın.
You tried to take my rightful place as her Alpha.
- bir eş olmamayı seçtin.
Not to be a wife to my son.