Genç bir adam перевод на английский
2,402 параллельный перевод
Senin gibi... genç bir adam böyle bir şeyi neden yapar?
Well... What is a young man like you doing such a thing?
Genç bir adam tarafından yönetiliyorlar,
They are led by a young man,
Hayır, sen genç bir adamsın, ve genç bir adam- -
No, you're a young man, and a young man- -
Genç bir adam kayıp.
There's a young man missing.
Benim deneyimlerime göre birkaç milyon dolar kazanmak üzere olan genç bir adam kendini ya tanrıda bulur, ya da bir kadında kaybeder.
In my experience, a young guy like this, about to win a couple of million bucks, Either finding himself in God or losing himself in a woman.
Cesur, pervasız ve karşılarındaki kişi güçlü ve genç bir adam bile olsa meydan okumaya ve elindekini almaya hazırlar.
They're gutsy and daring and they're ready to take on and defy even strong, young men.
Koreli genç bir adam öldürüldü.
One young Korean man was killed.
Bir zamanlar burada sizin gibi genç bir adam vardı tam bu salonda oturan bu şatonun koridorlarında yürüyen, onun çatısı altında uyuyan.
Once there was a young man, who, like you sat in this very hall walked this castle's corridors, slept under its roof.
Sizin gibi genç bir adamın bu kadar gayretli olması onu oldukça şaşırttı.
He's rather surprised that a young man like you can be quite so diligent.
Ne kadar yakışıklı genç bir adam.
What a nice looking young man.
Bay Simmons, burada genç bir adamı şekillendiriyorum.
Mr Simmons, I'm raising a girl.
Artık genç bir adam değil.
You're not a young man anymore.
Genç bir adam benden 2.3 milyar dolar çaldı. Aman Tanrım!
They're referring to the young man who stole $ 2.3 billion dollars from me.
Genç bir adam var, beklendiği gibi rahatsızlığı bulunuyor.
There's a young man. He's duly infirmed.
Tutkulu ve kendini adamış genç bir adam.
What an ambitious and dedicated young man.
Genç bir adam Avrupa'yı gezerken kayboluyor, ölü bir vaka.
A young man goes backpacking across Europe and goes missing, it happens all the time.
Dinle Lidia. Biz genç bir adamı arıyoruz. Adı Eric Taylor.
Listen Lidia, we're looking for a young man, his names Eric Taylor, have you seen him?
Af edersiniz ama, sizin gibi genç bir adam başarabileceğini ve hatta geri dönüp dönemeyeceğini... bilmediği halde neden dünyanın en yüksek dağlarından birine çıkmak ister?
"What makes you rise to the highest mountain in the world, If you do not know whether you will return back?"
Yalnız genç bir adam görürsen,
You see a young man, alone,
Meşgul genç bir adam olduğunu biliyorum.
I know you're a busy young man.
Senin vazifen ona iyi bakmak, artık genç bir adam oldun.
It's your job to take care of her, you're a young man now.
Genç bir adam bir bayanla konuşabilmeli.
A young man should talk to a lady.
Senin gibi yakışıklı, genç bir adamın bu nezarethanede bulunmasının sadece üç nedeni olabilir.
There's only one of three reasons why a bright and handsome young man like yourself would be spending his night in the slammer...
1871, Bayan O'Leary'nin ineğine sadece bir eşek şakası yaptığını düşünen Chicago'lu genç bir adam için de bu söylenmişti.
That's what they said about a young man in Chicago in 1871... who thought he'd play a harmless prank on the dairy cow of one Mrs. O'Leary.
Gerçek bir genç adam.
A real young man.
Bu genç adamı gördüğümde, Mississippi'li genç adamı, bir köy çocuğu, hemen yanımdaki siperdeydi..
When I had this young boy, a boy from Mississippi, a farm boy, he was in a foxhole next to me.
Genç şövalyelerime tek bir nasihatte bulunabilirim : Hiçbir adam gözyaşı dökmeye değmez.
One thing I tell all my young Knights - no man is worth your tears.
O sırada kasabada bulunan genç, zengin ve karizmatik bir iş adamına aşık olmuş.
Who fell in love with a young, wealthy, charismatic businessman Who was passing through town.
Genç adam, bundan bir doz alacaksın ve çabucak iyileşeceksin.
Young man, one dose of this and you'll be cured in no time.
Sana bir şey söyleyeyim, genç adam.
Let me tell you something young man.
İyi günler genç adam. Bizi Oma Adası'na götürecek bir tekne arıyoruz.
We're in need of a boat that can sail to Oma Island.
Tüm keşişler onu bir genç adam olarak bildi.
And all the brothers took her to be... a young man.
Mantıklı bir genç adam.
That's a sensible young man.
Uzaylı canavarın ellerinden yürek parçalayıcı bir şekilde acı çekerek kurtulan bu genç adamı huzurlarınıza takdim etmekten onur duyuyorum.
We're here to honor a young man who survived a harrowing ordeal at the hands of the alien monster.
İyi bir genç adam.
Nice young man.
Bugünlerde pek çok genç adam gençliklerini güzelliklerini gevşek ve hızlı yaşamak uğruna heba ediyorlar ama sen gerçek bir Tolstoycusun.
So many young men nowadays spoil their good looks with loose living, but you you're a real Tolstoyan, I can tell that.
İlk fırsatta saldırmaya hazır, bir genç adam gibi görünüyor.
He sounds like a young man ready to take charge at the first opportunity.
Bu genç adam da bir bilim adamı. Ama o Botanik Bahçe'de çalışan sadık bir asistan.
This young man's a scientist too, but a humble assistant, working at the Botanical Gardens.
Kennington Malikânesinden 2 genç evsiz bir adamı öldürmüşler.
Two kids up Kennington Estates did a Big Issue seller.
Bu genç adam bir gün sağlam bir ajan olabilir.
This young man might make a heck of a spy someday.
Bu genç adamın bir sorunu var.
There's something troubling that young man.
Bir şey değil, genç adam!
You're welcome, young man!
İnanacağımız ve paramızı yatıracağımız kişi daha genç bir kötü adam olacak.
We're gonna put our faith, our money, into a... Well, a younger villain.
Şehrin her yerinde binlerce kardan adam yapılıyor, ve tüm bunların ilham kaynağı mucizevi bir genç adam şu an hastanede iyileşmeye çalışıyor.
All over town, thousands of snowmen are being made, And all of this inspired by one miraculous young man Who continues to recover in the hospital.
Genç adam da cesurca bir delilik var.
The brash young man is mad.
Ve sadece bir kez duydum birisinin gerçekten bu kadar saplantılı ve ilgili olabileceğini, Mark Ewert, onu ne gibi tarif ettiğini "Kaymak taşı ciltli genç adam"
And it was only once that I really heard him speak of someone... he was genuinely interested and obsessed with, Mark Ewert, who he described as, "A young man having skin like alabaster."
Genç adam, bence sen bir katilsin.
"'Young man, I think you're an assassin.'"
Genç adam hanemden bir erkek olarak ayrılacak!
A young boy enters my doors, but leaves a man!
Sadece çok genç ve budala bir vampir bir kurt adam tarafından öldürebilir.
Only a very young and very foolish vampire could be killed by a werewolf. - You are neither.
Bir adam vardı, genç bir polis, yüzü...
There was a man, a young copper, his face was...
Kendini bir deliğe sokturma, genç adam.
But I didn't do anything. Don't dig yourself a hole, young man.
genç bir kız 20
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adama 80
adams 109
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adama 80
adams 109
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35