Gerçek değil перевод на английский
8,525 параллельный перевод
Bu gerçek değil.
This isn't real.
Dean ne görüyorsan o gerçek değil! Onun için yeterince gerçek.
Dean, whatever you're seeing, it's not real.
Gerçek değil!
Okay? It's not real.
Frankensteinlar gerçek değil.
Do the best you can. The Frankensteins aren't real.
Bu gerçek değil!
This isn't real.
Bunların hiçbiri gerçek değil.
None of this is real.
- Ama bu gerçek değil.
- But it's not true.
- Bu gerçek değil.
It's not true.
Gözlerinle gördüğün biri için gerçek değil deselerdi sen kendini iyi hisseder miydin?
Would you be okay if your entire life you were told something that you saw with your own eyes wasn't real?
Charlie gerçek değil diye yalan söyledin.
So you lied and told me Charlie wasn't real.
- Cennet gerçek değil ki aptal.
Heaven's not real, stupid.
Sadakatsizliğinin bir dedikodu değil de gerçek olduğunu bana ne gösterdi biliyor musun?
Do you know what told me That your infidelity was fact and not rumor?
- Bunlar gerçek palyaço değil.
They're not real clowns. They're just little puppet clowns.
Suzie bunlar gerçek değil!
- Stop.
Gerçek anlamda kalbim değil tüylü.
Not my literal heart, feathers.
Eğer Scott, Donovan yüzünden sizden vazgeçtiyse, gerçek bir alfa olamaz değil mi?
If Scott really gave up on you for some piece of crap like Donovan, then he wouldn't be a True Alpha, would he?
- O gerçek bir kurt adam değil.
She's not a real werewolf.
Kendi babamı değil, gerçek olanı.
Or not my father, but the real one.
Gerçek babası değil miymiş?
- Was he not her dad?
İnsanlar böyle söylüyor ama gerçek bu değil.
That what people say, but it wasn't the truth.
Gerçek bir ofiste olsaydım içeri girip, masama oturup iş arkadaşlarımı okşamazdın, değil mi?
If I was in a real office, you wouldn't come in and sit on my desk, and pet my co-workers, would you?
Yani, dürüst olalım burada olmanın gerçek sebebi bu, değil mi?
I mean, let's be honest, that's the real reason I'm here, right?
Bu bizim Virgil Plunkett değil. Gerçek Virgil Plunkett bu.
I don't think our Virgil Plunkett is actually Virgil Plunkett.
Ama bu gerçek değil.
But this isn't real.
Harika değil ama gerçek.
It's not great, but it's real.
Ama Courtney gerçek hayatta sağlıklı değil, değil mi?
But in real life, Courtney isn't healthy, is she?
Evet, Christine Aktaion için çalışıyor ama o gerçek Christine değil.
Yes. Christine works for Aktaion, but that's not the real Christine.
Siyasetçilerin değil, gerçek insanların yaşadığı gerçek dünyada onlara "kibirli, kokuşmuş yabani" dediğini duymadan evvel müvekkili buna hazırlamak için söyleyecek birkaç şey vardır.
In the real world, where real people live, not politicians, there's something to be said for preparing a client to hear that you called them an "arrogant, sweaty misanthrope."
Peter, o gerçek puding falan değil!
Peter, it's not real pudding.
Hayır, hayır. Bu onun hikayesi, ama gerçek hikaye bu değil.
That's his story, but it's not the truth.
- Raj abini gerçek ismi değil!
- Raj is not the original name of your brother
Gerçek bu değil.
It's not the truth.
Gerçek turtadan bahsettiğimizi sandın değil mi?
Oh. You thought we meant real pie, didn't you?
Gerçek ben, şey değil...
The real me, not...
Gerçek adın bu, değil mi?
That's your real name, isn't it?
- Gerçek olduğunu düşünmüyorsun değil mi?
You don't think it's real?
Gerçek oyunculuk bile değil yahu.
It ain't even real acting.
Gerçek bir gün değil mi?
There was an actual day?
Gerçek ya da değil, kadının takipçisi çok.
Well, real or not, she has quite a following.
O senin gerçek kardeşin değil.
He's not your real brother.
Bu aşağılama değil, gerçek.
It's not an insult. It's a fact.
- Gerçek elbet ortaya çıkar, değil mi?
Truth comes out, right?
- Bak, dostum gerçek sahibini araştırmadan alıp almaman umurumuzda değil.
- Look, man, we don't care if you didn't ask for proof of ownership.
Gerçek kimliği bilinmiyor, değil mi?
Okay, so his true identity remains a mystery. Right?
Ama bunu gerçek Audrey Parker'la yapmak istiyorum. Kopyasıyla değil.
But I want that with the real Audrey Parker, not some copy.
Bunu Mamie'ye kim yaptıysa kesinlikle Gerçek Cinayetler Kulübü'nden birisi ben de olan biteni çözmek için dün gece orada olan herkesin profilini indirdim ve görünüşe göre Sally ve John katilimiz değil.
If whoever did this to Mamie really is someone from Real Murders, well- - I downloaded profiles on everyone in the club last night to try to figure this out... and it's obviously not Sally or John.
Ben ve Layla hakkındaki gerçek ortaya çıktı. Martun benimle ilgili mutlu değil. O nedenle Toros benim birçok işimi devralacak.
Now the truth has come out about me and Layla, and Martun is not so happy with me, so Toros will take over a lot of my business.
Sonuçta, çocuklar gerçek geleceğimizdir, değil mi Ryan?
Agh! After all, aren't children our true future, Ryan?
Ekrandaki sinyaller değil, gerçek insanlar.
Real people, not blips on a screen.
Laurel'in Mallory'deki duyduğu ses. Gerçek, ama Baba'nın sesi değil.
The voice Laurel heard in Mallory... it's real, but it's not Father.
Üzgünüm. Bile benim gerçek annem değil.
You're not even my real mother.
gerçek değildi 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25