Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ H ] / Haber verin

Haber verin перевод на английский

2,269 параллельный перевод
Oraya gittiğinizde haber verin.
Check in when you get there.
Cinayet masasına da haber verin.
Notify homicide and ident.
Annem geldiğinde bana haber verin.
Let me know when my mother arrives.
Colleen'le ilgili en ufak bir iz bulursanız bizi arayıp haber verin.
You check'em out. You see any sign of Colleen at all, you call us with the 411.
İşiniz bitince haber verin.
Just let me know when you're done.
Onu görürseniz bir haber verin lütfen.
Jules : If you see him, let him know, please.
Siz de duyarsanız haber verin.
And please call me if you do.
Sinyal alırsanız bana da haber verin.
'Let me know if a sardine breaks wind.'
Bulursanız, bana haber verin. Çünkü o cihaz bana ait.
Well, if you find it, you must let me know, because that device is mine.
Charger'a bir şeyler yapılması gerekirse haber verin yeter.
If you need any work done on that Charger, give us a call.
Yapabilirseniz herkese haber verin.
It'd be good if you could make it, spread the word? OK.
İkiniz içeri girdiğinizde haber verin.
Let me know when you two get into place.
Bay Kamwendo'ya da haber verin lütfen.
Please let them know, Mr. Kamwendo.
Yere inince tekrar haber verin.
Check back in once you've landed.
10 dakikada bir telsizle haber verin.
Radio check-in, 10 minutes.
Her şey ayarlanınca bana haber verin.
Contact me when everything's set up.
- Polislere haber verin!
Call the cops!
Bir şey öğrenirseniz lütfen haber verin.
If something comes up, please let me know.
- Olayla ilgili bir ipucuna ulaşırsanız haber verin.
- Let me know if he comes up with anything relevant.
Gidin, herkese haber verin.
So, uh, go ahead and spread the word.
Bir şey bulursanız bize de haber verin.
Hey, if anything comes up, let us know.
15 dakikada bir telsizle haber verin.
Radio contact every 15 minutes.
Yaralıları güvenli bir şekilde geçide ulaştırın ve tekrar haber verin.
Get the wounded safely back to the gate and check back in.
Bana haber verin ve daha sonra durumun icabına bakarız.
Well, contact me when we have that and then we'll get this thing sorted out.
Başka bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin.
Let me know if you need anything else.
O yüzden eğer sizin için yapabileceğim bir şey olursa, sadece haber verin.
So, if there's anything I can do to help, just let me know.
Normal. Ateşi 38'i geçerse haber verin...
Let me know if her fever runs past 38.
Görsel temas kurulduğunda haber verin.
Radio back when you have visual.
İş bitince bana haber verin.
Call me when it's time to send the bill.
Onlara haber verin ve sizinle ilgilensinler.
Just let'em know, and they'll be sure to take care of you.
İtfaiyeye haber verin ve burayı temizleyin.
Call the fire department and get this cleaned up.
Bir şeye ihtiyaç olursa haber verin, yollarım.
If they need anything, just let me know. I'll send it.
Lütfen bizim size yardımımız dokunabilecekse haber verin.
Please let us know if we can be of any assistance.
Bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin.
Let me know if you need anything.
Tamam, Frost'a haber verin.
Okay.
Bitirince haber verin.
Report to me when you're done.
Bi kaç kişiye haber verin
Casing the joint. Get me a forensic up in here.
Henry elinden geleni yap, Maggie'ye mutlaka haber verin... Bu muhteşem olacak.
Henry do your best and make sure to let Maggie know... it's going to be the bomb.
Bir alan bulmaya çalışın. % 15'lik bir görüş bulun ve haber verin.
Try to find a detour. Give me 15 % chance, And then shoot.
Özel muhafızlarıma haber verin.
Send for my personal guards.
Peki, o zaman fikrinizi değiştirirseniz bana haber verin.
Okay, well, let me know if anything changes.
Bilinci açık veya kapalı olabilir. Benzerlik üzerinde duruyoruz. Peki, basına haber verin.
She's in and out of consciousness, but they're working on a likeness.
Senatör'e de haber verin...
Call the Senator...
Tamam, bir şey lazım olursa haber verin.
Okay, you need anything else, let me know.
Bayanlar baylar, Danimarka'da hiçbir şey olmuyor. Bir haber verin.
Nothing is going on in Denmark.
Haber verin.
Pull'em off.
Etrafı sarın ve komşulara haber verin. Hiç kimse cama kapıya çıkmasın.
get your guys to lock down a perimeter, notify all the neighbors to stay away from their windows.
- Sorunu çözdüğünüzde bana haber verin, tamam mı? - Veririz.
- Y'all call me when y'all figure it out, all right?
Shepherd'a haber verin.
Page shepherd.
Ameliyathaneye haber verin. Onlara geldiğimizi söyleyin.
- Get him ready for transport.
Bana haber verin.
Let me know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]