Hasta o перевод на английский
2,258 параллельный перевод
O kız... Ne kadar düşünürsem düşüneyim, o kız bana hasta oluyor.
That chick... no matter how I think about it, is totally into me.
Bu yüzden hasta olup iyileşiyor bu yüzden mavi oluyor, konuşamıyor sanki birinin bir şekilde yaşadığı bir şeyi o da yaşıyor gibi.
That's why he's sick and he gets better, Why he turned blue and couldn't talk. It's like he's experencing something that somebody else has already been through somehow.
O kadar önemliyse istersen sen git ve hasta olduğumu söyle.
You can go and say I'm sick, if you think it's that important.
O hasta oldu diye yaşamaktan vazgeçemezsin, Bu yüzden ilişkiniz üzerinde çalışmaktanda vazgeçemezsiniz.
You... you can't stop living just because she's sick, and you certainly can't stop working on your relationship.
O adam hasta.
That guy's sick.
O zamandan beri hasta olmuyorum.
.. I'm sick.
O adam hasta.
Ma He's a maniac!
O adam hasta.
That man is sick
- Margot burada, o çok hasta.
- Margot is here, she's very ill.
O canavar seni hasta etti!
* * * * * * * * *
Ziyaret etmiyor. O hasta.
You bet I do.
O kanunlardan biri de hasta anestezi altında baygınken onun fotoğraflarını çekmeyi yasaklar.
One of which just happens to be taking pornographic photographs of a patient under anesthesia.
- Mesela O hasta.
Like he's sick.
O hasta değildi.
He wasn't sick.
Bence yalnızca hasta, o kadar.
I think she's just sick. Mm-hmm.
Hayır, o hasta.
No, is sick.
O zaman hasta kaltağın tekisin.
Then, you are one sick bitch.
O hasta falan değil!
She's not ill!
O da mı hasta?
He's also down still?
O hasta değil, Joe.
She's not sick, Joe.
O hasta.
She's sick.
O çok hasta.
She's sick a lot.
Katie'nin annesi hasta, o yüzden bu gece burada kalacağız.
Mom, I'm home. Six whole minutes before curfew.
Bakın, büronuzun bu çocukla ilgilendiğini biliyorum, ama o ciddi bir travma geçirdi. O hasta mı?
Look, I understand your agency's taken an interest in this child but he's been through quite a trauma.
O hasta mı?
- Is he sick?
O çok hasta.
Well, she's pretty sick.
O yüzden kendini hasta hissediyordu.
I suppose that explains why she was ill, doesn't it?
- Evet, Esposito ve Ryan hasta listesini incelemeye başladılar bile ama O.Y.İ. arabada bir şey bulamadı.
Yeah, esposito and ryan are already looking Through the patient list, But the c.S.U. Came back clean from the car.
O hasta. Oval ofiste oturacak ilk o olamayacak.
He's not the first to sit in the Oval Office.
Görünen o ki, hapishaneden kaçarken ki ışınlanma nedeniyle Jones hasta ve ölüyor.
Apparently, Jones is ill, dying from the teleportation from his prison break.
O gerçekten gerçekten hasta ve baskı altında elim ayağıma dolaşır.
She's really sick- - really sick- - and I'm not good under pressure.
O, çok hasta ve bu yüzden gelemedi.
He is very sick. He couldn't come.
Ama o gerçekten hasta.
But he is sick. He is very ill.
O çok hasta.
She is so very ill.
Bu insanlar hasta, onlara yardım edebilirim. Burada kalıyorum, o kadar.
These people are sick, and I can help them, and I'm staying, period.
O hasta herif, 17 yaşında bir kıza 3 saat boyunca tecavüz ve işkence etmiş. Şimdi de paçayı sıyırmak için "korkunç ve anormal bir ceza" kozunu mu kullanacak? Yapmayın!
It took 3 hours for that sick bastard to rape and torture... a 17-year-old girl... and now he's using cruel and unusual punishment to get off?
- Bu grip değil, budala. O kadar içindesin ki seni hasta edenin bu deneye olan bağlılığın olduğunu göremiyorsun.
You're so close to this, you can't see that it is your connection to the experiment that's making you sick.
O şey hasta mı, ölüyor mu ya da ne bileyim...
So is she, like, diseased or dying or something?
Öleceğini bile bile, Meredith'le birkaç ay daha geçirmek,... acı çekişini ve hasta halini izlemek ile hayatınının geri kalanını Meredith gibi görünen ama o olmayan biriyle geçirmek arasında seçim yapman gerekse ne yapardın?
What would you do if you had to choose Between spending a few more months with Meredith Knowing she was gonna die- -
Kattan ayrıl. Başka hasta almayacaksın. Telefonlara bakabilirsin, o kadar.
You're off the floor, no more patients, you can answer the phone but that's about it
Biliyor musunuz Bay Lederman Kevin Costner'a o kadar da hasta değilim.
You know Mr. Lederman? I'm not so crazy about Kevin Costner either
Ama deneyimle sabittir ki o ilk kasılmanın acısını hissettiğinizde tekrar hasta yatağına dönüp sırtüstü yatıp, boynunuzdan aşağısının uyuşturulması için yalvaracaksınız.
But in my experience, when you feel the stab of that first contraction, you're gonna beg to be brought onto the ward flat on your back and numb from the neck down.
O hasta mıydı?
Was he ill?
Jet-lag olduğunu sandım ama görünüşe göre o da hasta.
I thought he was just jetlagged. But apparently, he's sick, too.
- O hasta, Will.
She's sick, Will.
Hasta da Rob'un karısı, Claire Grant,... o da Grant'da dijital pazarlama bölümünün başkan vekili.
Oh, oh. And the patient is Rob's wife, Claire Grant, who's the EVP of Digital Marketing at Grant.
Kim o kadar hasta ruhlu olabilir, o kadar soysuz...
Who could be so sick, so degenerate,
Onlara durumu bildirip, hasta bakacı olduklarını söyleme vakti o zaman.
Well... I'll let them know that they've just become caregivers.
O çok hasta. Yardım etmeye çalışıyordum.
She's very sick, I was trying to help.
Az önce bir hastanın beyin ölümü onaylandı 18 yaşında bayan hasta çok araçlı trafik kazası, bu akşam erken saatte, kafa kafaya çarpışma dokuları Kelsey ile uyumlu organ bağış servisini aradım bana doğrudan bağış için onay verdiler.
Uh, I just confirmed, uh, brain death on an 18-year-old female involved in a head-On M.V.C. earlier this evening. She's a match for Kelsey. So I called N.O.S., and they gave me the go-head for a directed donation.
O hasta, tamam mı?
- He's the sick one, OK?
oldu 1287
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18