Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ H ] / Her zamanki gibi

Her zamanki gibi перевод на английский

7,259 параллельный перевод
Aynı her zamanki gibi.
He's exactly the same as always.
Lockhart'lar her zamanki gibi toplantının içine etti.
Lockharts fucking pissed all over everything, as usual.
Her zamanki gibi geç saatlere kadar çalışıyordum.
Working late, as usual.
Her zamanki gibi zevkliydi, Dana.
Pleasure as always, Dana.
Her zamanki gibi sabah kahvelerimizi alıyordum.
I was just getting our morning coffees.
- Kimçi güveç ve soju alacaksınız her zamanki gibi?
- Kimchi stew and soju as usual?
Her zamanki gibi... Mükemmel kalın!
And as always, stay awesome!
Alba, her zamanki gibi, bir zevk.
_ _
Her zamanki gibi çok naziksin.
_
Addy, her zamanki gibi harika görünüyorsun.
Addy, looking gorgeous as always.
Şimdi ben temizlemek zorundayım. Her zamanki gibi.
Guess I'll just clean them up myself, like always.
Her zamanki gibi sen haklısın ve herkes haksız.
You're right, and everyone else is wrong.
Her zamanki gibi birbirimizden keyif alarak değerli arkadaşım Bojack Horseman ile takılıyoruz.
Well, here I am, hanging out with my good friend BoJack Horseman, enjoying each other's company, as we often do.
Seninle konuşmak her zamanki gibi neşe verici oldu Bruce.
Well, it's been invigorating talking to you, Bruce, as usual.
Yıl dönümümüz her zamanki gibi berbattı.
Yep, our anniversary was pretty lame, as usual.
Skye her zamanki gibi çok soru soruyor ama sıradan bir operasyon olduğunu düşünüyorlar.
Skye's asking the usual too many questions. They think it's a standard op.
Ama elbette her zamanki gibi beni duyamayacak kadar benmerkezciydin.
But you're too self-involved to hear me, like always.
Her zamanki gibi, Gretchen bize senden hiç bahsetmedi.
In her typical way, Gretchen has - told us nothing about you.
O ve Ana her zamanki gibi birbirlerine girdiler.
Uh, he and Ana had another one of their typical blow-out fights.
- Her zamanki gibi o zaman.
So the usual, then?
- Her zamanki gibi.
The usual.
Her zamanki gibi şıksın.
Classy as ever.
Her zamanki gibi bahşişimi verdi ve bir üst sokakta taksi bulacağını söyledi.
Tipped me like usual and went to catch a cab up the street.
- Evet, her zamanki gibi takılıyorduk.
Yeah, just hanging out as usual.
- Her zamanki gibi kusursuz Mickey.
So am I. Aw. Perfection as always, Mickey.
Her zamanki gibi.
Always do.
Her zamanki gibi pis.
Dirty as ever.
Her zamanki gibi.
As always.
Her zamanki gibi iş.
Business as usual, then.
Her zamanki gibi biri bir iyilik istiyor.
[cell phone beeps] just the usual... Somebody needs a favor.
"Burası bir işyeri." dedin ve sonrasında Snapchat'in ne olduğunu sordun sana anlatmak zorunda kaldım çünkü her zamanki gibi neyin eğlenceli olduğu hakkında hiçbir fikrin yok.
You said, "this is a place of business," and then you asked what Snapchat was, and I had to tell you because, as usual, you have no idea what anything fun is.
Her zamanki gibi hazır cevapsın!
Snappy as ever.
İşte biliyorsun, her zamanki gibi günü kurtaracağım.
And, you know, just saving the day, as usual.
- Her zamanki gibi.
- As usual.
Her zamanki gibi efendim.
How's the Netherlands?
Yo, her zamanki gibi lütfen. Tamam.
At that dumpster, check out time is now.
Alba, her zamanki gibi çok güzelsin.
_
Her zamanki gibi.
Same as always.
Her zamanki gibi değerlendirmeler oldukça aydınlatıcı olmuşa benziyor.
As usual, the assessments have proven quite illuminating.
Belin her zamanki gibi ince ama, kusacak gibi oluyorsun değil mi?
Your waist, it's tiny as ever, though a bit queasy Here and there, no? Also,
Sen de her zamanki gibi çok şık görünüyorsun.
You're looking snazzy as always.
Her zamanki gibi, seninle Perşembe'ye görüşeceğiz.
I'll see you Thursday like always.
Her zamanki gibi rezil bir yer.
Just as shitty as it always was.
Adam her zamanki gibi işte.
Adam's at work as usual.
Çocuklar için her zamanki gibi hediyeler olacak, müzik eşliğinde eğlenilecek, ve kış için ekstra erzak yardımı yapılacak.
It will go on as always with gifts for the children, music and dancing, and extra food and provisions for winter.
Her zamanki gibi açık görüşlü olmana sevindim.
Well, I'm glad to see you're as open-minded as ever.
Yine her zamanki gibi, aptalca davranıyordum, ve şimdi elinden birşey gelmiyor.
I was goofing off again, like always, and now you're stuck here.
Her zamanki gibi kardeşimizle ilgili bir konu.
I'm posting right now! No!
Obelisk'i aldığımız zaman Hydra sizinle her zamanki şekilde olduğu gibi ilgilenecek.
Once we have the Obelisk, you will be taken care of the way Hyra has always taken care of you.
Her zamanki gibi mükemmel çalışma, Bay Vaziri.
Excellent work as usual, Mr. Vaziri.
- Her zamanki gibi.
- You always do.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]