Hiçbirşey olmadı перевод на английский
211 параллельный перевод
İyi olan hiçbirşey olmadı!
Nothing is ever good!
- Ve hiçbirşey olmadı mı?
- And nothing happened?
Oh, gerçekten, hiçbirşey olmadı.
- Nothing! Oh, really!
Burada hiçbirşey olmadı, ve Schaeffer dışarda hiçbirşey görmedi.
Nothing happened over there, and Schaeffer didn't see anything outside.
Hiçbirşey olmadı, tatlım, ve endişelenecek hiçbirşey yok.
Nothing came of it, honey, so there's nothing to be excited about.
Bana hiçbirşey olmadı.
Me, not a scratch!
Sizin kastettiğiniz hiçbirşey olmadı.
There was nothing like you're trying to make it sound.
- Hiçbirşey olmadı!
- There was nothing!
Aramızda hiçbirşey olmadı, asla!
Nothing happened between us. Ever!
Aslında hiçbirşey olmadı.
And nothing happened.
Biz burdayken hiçbirşey olmadı ki.
Nothing happens when we are here.
Onunla aramda hiçbirşey olmadı, ve...
I didn't have anything with him, and...
Uzun zamandır çıkıyoruz, Brian ve çocuklar beni burada gördü. Hiçbirşey olmadı o ayrı. - Brian?
We've been going out a long time and Brian and those guys see me here.
8 gün.. ve gecedir buradayız ve hiçbirşey olmadı.
We are sitting here already eight days... and nights.
Çok iyi göremedim- - H-H Hiçbirşey olmadı.
I didn't get a really good - N - N-Nothing happened.
Hiçbirşey olmadı.
Nothing happened.
Hiçbirşey olmadı!
Nothing happened!
Hiçbirşey olmadı, tamam mı?
Nothing happened, OK?
Dinle, hiçbirşey olmadı!
Look, it didn't happen!
Raquel, Orada hiçbirşey olmadığına eminim.
Raquel, i'm sure there's nothing out there.
Kız kardeşi sayesinde ona hiçbirşey olmadı.
Nothing Happened To Him Because Of Her.
Hiçbirşey olmadı desem?
What if I told you nothing happened?
Bir şişe şarabın rol aldığı saçma bir gece geçti ama hiçbirşey olmadı aramızda.
OK, there was a crazy night with a bottle of Beaujolais, but nothing happened.
- Marie, hiçbirşey olmadığını sana söyledim.
- Marie, I told you nothing happened.
Onlar hiçbirşey olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar.
They're trying to prove the whole thing didn't happen.
- Arkadaşlarından bir vagondan mı düştü? - Hiçbirşey olmadı Michael.
Nothing happened, Michael.
Kötü bir gün geçirmem için hiçbirşey olmadı.
Nothing has to happen for me to have a bad day.
- Hiçbirşey olmadı Michael.
- Nothing happened, Michael.
Hiçbirşey olmadı efendim.
Nothing happened, sir.
Ve sabah olduğunda bekledik de bekledik. Hiçbirşey olmadı.
And then morning came, and we waited and waited, and nothing happened.
Biz iyiyiz... Hiçbirşey olmadı.
Were okay... nothing happened.
Ve hala, hiçbirşey olmadı.
And still, nothing has happened
- Sana hiçbirşey olmadı diyorum.
- I'm telling you nothing has happened.
Sümüklüböcekleri izledim ve hiçbirşey olmadı. Dün gece buraya geldim.
I did come in last night.
Beş kere adını söyledin ve hiçbirşey olmadı.
You called his name five times and nothing happened. - Right?
Gördünüz mü? Hiçbirşey olmadı.
Nothing.
Utanılacak hiçbirşey olmadığını sanarlar.
They don't feel that's anything to be ashamed of.
Senin uçuşun, amerikan... tarihindeki en büyük kazaydı ama sen sağol... hiçbirşey olmadı.
The flight you were in was supposed to be the worst mid-air collisionin US history. Because of you nothing! Zero perished!
Hmm, yapabileceğiniz hiçbirşey olmadığına emin misiniz?
Um, you're sure there isn't anything you can do? Yes, sir.
Hiçbirşey olmadı.
Nothing even happened.
- Hiçbirşey olmadı?
- Nothing happened? - Uh-uh. Well...
Hiçbirşey olmadı.
Nothing to it.
eve geri dönüş ve bir tarlam var nehri ikinci kattan görebilirsin beyaz pamuk tarlaları kıyıdan aşağı uzanıyor o güzeldi dünyada beni bundan vazgecirecek hiçbirşey olmadığını daha önce düşünmemiştim
Back home, I had a plantation. From the second floor, you could see... You could see the river.
Hiçbir şey olmadı, hiçbirşey.
It was nothing, nothing at all.
Bu işi sessizce ve Efendimiz hiçbirşey duymadan... halletmek isterdim ama olmadı... hay aksi... yani...
I had thought of acting silently. Without Master knowing it before his birthday. Or make a fuss of it.
- Hiçbirşey olmadı.
- Did he talk about me?
Hiçbirşey filmde anlatıldığı gibi olmadı.
It was nothing like it happened in the movie.
Hiçbirşey olmadı... Bize!
Ah, nothing happened.
O piçlerin sahip olmadığı hiçbirşey yok.
There's nothing those bastards don't have.
Annie, kabul et hiçbirşey olması gerektiği gibi olmadı.
Let's face it, Annie, it's just not the way that it was.
Bak Michael bütün bu deneyimler benim gözümü açtı ve hiçbirşey bir DallaS Kovboy Ponponkızı olma rüyamdaki gibi olmadı.
Look, Michael, this whole experience has opened my eyes... and nothing will stand in the way of my dream... of becoming a Dallas Cowboy cheerleader.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbiri 122
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şeye 82
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbiri 122
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şeye 82
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeyin yok 23