Içeride değil перевод на английский
361 параллельный перевод
"Oh, şey, sanırım içeride değil."
"Oh, well, I guess he`s not in.".
- Ama içeride değil.
- But not inside.
Üzgünüm, bayan içeride değil.
Sorry, she isn't in
- Dr. Chumley içeride değil mi?
Isn't Dr. Chumley there?
- Belli ki içeride değil.
- He's obviously not inside.
- O neden içeride değil?
- Why isn't he locked up?
Kaç defa söyleyeceğim, ninem içeride değil.
I told you once and for all that she ain't here.
Bay DuBruis içeride değil, fakat her an gelebilir.
Mr. DuBruis is not in, but I expect him at any moment.
Saklandığını sanıyorsanız, kendisi içeride değil.
He's not hiding in there, if that's what you're thinking.
- Burası fakat içeride değil.
- Here, but he's not in.
- Ottavio içeride değil.
- Ottavio isn't in.
- Fresnoy içeride değil mi?
Isn't Fresnoy in?
Dr Gruber içeride değil.
Dr Gruber's not in.
Beni içeride gördüğünü kimseye söylemezsin, değil mi?
You won't tell anyone you saw me in there, will ya?
Hey, içeride misin, değil misin?
Hey, you in or aren't ya?
İçeride değil.
He isn't inside.
İçeride kimse yok, değil mi?
There's no one nigh, is there?
- Teşekkürler. - Bir süre içeride yattın, değil mi?
- You had quite a time, didn't you?
Seni istiyorlar Nan, orada değil, içeride!
You're wanted, Nan. In there.
İçeride değil.
He ain't in there.
İçeride değil.
She's not there.
Mümkün değil kız kardeşim içeride.
Impossible. My sister's in.
İçeride değil.
He's not in.
Luke'la ben dışarıya sürüklendik. Siz ikiniz de içeride tıkılıp kaldınız. Bir şeyler bizi ayırmaya çalışıyor gibi, öyle değil mi?
When Luke and I are decoyed outside... and you two are bottled up inside... wouldn't you say that something, somehow, is trying to separate us?
- İçeride mi değil mi hiç bilemem.
- Ι never know if he's in or not.
- Üzgünüm, banyodaydım. Ceketim içeride. - Sorun değil.
Sorry, I was in the bathroom.
İçeride beraber değil miydiniz?
You were in there with him.
İçeride bir yerde değil.
She isn't inside anywhere.
İçeride onu koruyacak olan sen değil misin?
Ain't you supposed to be in there watching him?
İçeride erkek var, değil mi?
And the radio. You've got a bloke in there, ain't you?
İçeride olan kardeşim, onlar değil.
My brother's in there, not them.
- Kim olduğu umrumda değil! O olmasaydı sizin adil polis şefiniz, hâlâ içeride yanlış adamı tutuyor olacaktı.
- If it wasn't for him, your impartial chief of police would still have the wrong man behind bars.
İçeride şarkı söyleyen kızın sesi çok güzel, değil mi?
That girl who is singing out there, she's very good, isn't she?
- İçeride değil.
Well, he's not inside.
- İçeride değil, Baba.
- He ain't in there, Pa.
Hiç de değil. İçeride tek smokinli ben olacağım.
I'll be the only one in there in a tux.
- İçeride, değil mi?
- He's in there, isn't he?
İçeride durmayacağız değil mi?
We're not gonna stop inside are we?
Hayır, bana içeride çalıştığını söyleyeceksin, değil mi?
No, no, you're gonna tell me that he's in there working, right?
Bütün gün içeride olmak iyi değil.
It's no good being inside all day.
Senin yüzünden içeride çok adam var, değil mi?
You get a lot of that in your game, eh?
Şeyi düşündün mü? Onunla öpüştüğünüz sahnelerde, sence de şey değil mi? Seninle birlikte ağzını açıp, dilini içeride dolandırdı mı?
By the way, I wanna ask you, did you find when you did kissing scenes with him, did he open his mouth and wiggle his tongue around?
- İçeride değil efendim.
- He's not in, sir.
- İçeride değil.
- He's not in there.
İçeride belki olabilir, değil mi?
That will do!
Buraya değil tatlım, içeride tezgahın üstüne koy.
Oh, not here, honey. Back inside on the counter.
İçeride oturanlarınsa umurlarında değil.
And those sitting inside, couldn't care less.
Doğum günü içeride, dışarıda değil.
The birthday is inside, not out here.
Gerçekten değil, onlar çirkin ve... bu korkutucu, ama... içeride... ayrıca..... mükemmel.
Not truly, they're ugly and... that's scary, but... inside... they also..... perfect.
- İçeride. - Büyük bir köpek alıyorum, değil mi?
- I'm gettin'a full-sized dog, aren't I?
Dışarı çıkmadı ama içeride de değil. Ne gizli bir kapı, ne de ayna var.
She never got out, she's not in there, there's no trapdoors or mirrors.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56