Içimden bir ses перевод на английский
1,510 параллельный перевод
Bunu buldum. Ama içimden bir ses, senin almanı isterdi diyor.
I found this, but I have a feeling she would've wanted you to have it.
Evet... yani... içimden bir ses hayır diyor, ama Charlie'den bunun üzerine bazı numaralar uygulamasını istedim.
Yeah... I mean... my gut says no, but I asked Charlie to run some numbers on it.
Neden içimden bir ses, bir şeyler istediğini söylüyor?
Why do I get the feeling there's a string attached to this?
Niye içimden bir ses başka bir niyetin olduğunu söylüyor?
Why do I get the feeling that you're actually working another angle?
Evet, içimden bir ses açlıktan ölmeyeceğini söylüyor.
Yeah, something tells me you won't starve, ha?
"Vicdanınızı içinize gömüyorsunuz..." "... ta ki bu güne gelene dek. " " Zaman zaman içimden bir ses, beni kendime getirir... "
That's why your conscience you know gets inside of you and stays there until today you know, somebody else is in inside of me that tells me from time to time you get awake what happened why we did such a thing.
Ama içimden bir ses bana hak verdi.
But something in me felt... entitled.
Evet, içimden bir ses tekrar edeceğinizi söylüyor...
Yet something tells me you're going to.
Evet. Ayrıca, içimden bir ses onun fazla uzakta olmadığını söylüyor.
Besides, I got a hunch she's not that far away.
Bakın içimden bir ses geçeceğinizi söyledi, ve ben de içecek bir şeyler hazırladım size.
You know, I had a feeling that you guys would pass, so I prepared some libations.
Sınıflandırıcı olmayabilirler ama içimden bir ses bir şey çıkacak diyor, iyi hissediyorum.
Now, they may not be raters, but I have a good instinct, and I feel good about it.
Ama içimden bir ses baştan yazılacağını söylüyor.
And I have the feeling it's about to be rewritten.
Eve geldiğine sevindim, ama içimden bir ses...
Well, I'm glad you're home, but I have the feeling
Açıkçası, kesin bir şey bilmemekle birlikte, içimden bir ses senin bunu bildiğini söylüyor.
Obviously, I don't have that exact figure, but something tells me you do.
Ama içimden bir ses senin aynısını hissetmeyeceğini söylüyor.
Somehow, I don't think you'll feel the same.
- Sezgilerine lafım yok ama içimden bir ses. ortamın savcılığı çekecek kadar seksi olmadığını söylüyor.
Your hunches notwithstanding my sense is they're not gonna find the arena sexy enough. Sexy enough?
Yeon-hee, benim de içimden bir ses onun yakında sana döneceğini söylüyor.
I got a hunch, too, Yeon-hee. He'll be back to you, soon.
- Peki niçin hâlâ içimden bir ses "Git öldür kendini! Hemen şimdi!" diye bağırıyor?
Why is there this little voice in my head that keeps whispering, " Kill yourself.
Bu güzel ama içimden bir ses onunla iyi anlaşacağımızı söylüyor.
Well, that's sweet, but... something tells me we're gonna get along just fine.
Rahat ettiğin şekli bulmaya başlamalısın çünkü içimden bir ses bu, Luthor semalarında uçmak için son davet olmayacak.
Well, you might wanna start finding your comfort zone. This isn't gonna be the last time you're invited to fly the Luthor skies.
İçimden bir ses, sınıra götürüp anahtarlarıyla kaldırım kenarına park ettiklerini söylüyor.
They drove it to a border town, left it at the curb with the keys in it.
İçimden bir ses kasetten bir şey çıkacağını söyledi.
I had a hunch there might be something on it.
İçimden bir ses Marissa'yla konuştuğunu söylüyor.
- You talked to Marissa.
Çünkü içimden bir ses yapmam gerekenin o olduğunu söyledi.
you stood by me when I left the Rivercourt because a voice in my head told me that it's what I had to do.
İçimden bir ses hiçbir yere gidemeyeceklerini söylüyor.
Something tells me they're not going anywhere. Something tells me they're not going anywhere.
İçimden bir ses "Fiona'yı da götür" dedi.
It's like something said, "Bring Fiona with you."
İçimden bir ses bu insanların uzay gemisi yapıp evreni dolaşabilecek bir halk olmadıklarını söylüyor.
Something tells me this is not the same people who built a spaceship capable of travelling across the universe.
İçimden bir ses, bizim de orada olmamız gerektiğini söylüyor.
- Something tells me we should be there.
İçimden bir ses seninleyken ayık olmamı söylüyor.
Something tells me it's best to stay sober around you.
İçimden bir ses bu adamın cennete gitmeyeceğini söylüyor.
I have a feeling this guy's not going to heaven.
İyi hissediyordum.İçimden bir ses bana...
I had a gut feeling. Not pure science, I admit, but...
İçimden bir ses onunla tanışacağını söylüyor.
I have a feeling you'll meet him.
İçimden bir ses yakında bir haber alacağını söylüyor.
Something tells me you'll be getting a message.
İçimden bir ses bir iki adım geri çekilmen gerektiğini söylüyor.
Something tells me you may want to take a couple steps back.
- İçimden bir ses öyle diyor.
- In my gut, yeah.
- İçimden bir ses girmeyeceğini söylüyor.
Nothing about this feels okay or fine or...
İçimden bir ses, bunun akla yatkın olmadığını söylüyor.
On a gut level it doesn't make sense.
İçimden bir ses başaracak diyor.
Something tells me she's gonna get it.
İçimden bir ses işlerin onun için iyi gitmediğini söylüyor.
I have a feeling that things may not be very good for him right now.
İçimden bir ses, burada olmam gerektiğini söylüyormuş gibi. Şimdi, tam burada.
something inside this, just telling me that I need to be here ¡ right Here, right now.
İçimden bir ses kötü bir döneme girdiğini söylüyor.
I got a feeling your life just took a turn for the worse.
İçimden bir ses bir gün ögreneceğini söylüyor.
But I've the feeling that someday you're going to find out.
İçimden bir ses seninle güzel zaman geçirebileceğimi söylüyor.
I get the feeling that you're fantastic at killing time.
Sanirim herkes Kizildericilik ve Kovboyculuk oynamak isteyecek, ve eger o silahlar buradan cikarsa, icimden bir ses bir daha asla geri gelmeyecektir diyor.
I'm guessin'everybody's gonna wanna play cowboys and indians, and once those guns are out and about, something tells me they ain't never goin'back in.
İçimden bir ses onunla ara sıra görüştüğünüzü söylüyor.
I got a hunch, you meet him without my knowledge.
İçimden bir ses bana Reg'in etrafında piliçler olmadığını söylüyor.
You know, something tells me Reg isn't around lots of birds.
İçimden bir ses ölümlerinin kaza olmadığını söylüyor.
Something tells me their deaths weren't exactly accidental.
İçimden bir ses, bunun harika bir hafta sonu olacağını söylüyor.
I have a feeling this is gonna be a great weekend.
İçimden bir ses kalkamadığını söylüyor.
Something tells me you didn't get up.
İçimden bir ses insanların konuğumuzla ilgili bir sürü soru soracaklarını söylüyor.
Something tells me people have a lot of questions about our houseguest.
İçimden bir ses bir şeylerin eksik olduğunu söylüyor.
My gut tells me we're missing something.
bir ses 23
bir ses duydum 43
sessiz 419
sessizlik 961
sessiz ol 1365
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sessiz olun 889
sesini aç 27
bir ses duydum 43
sessiz 419
sessizlik 961
sessiz ol 1365
sesini 16
sesi 44
sesini kes 30
sessiz olun 889
sesini aç 27
sessizce 88
sessiz olur musunuz 16
sesin 22
sesini duydum 25
ses ver 16
sessiz gece 17
sessiz olun lütfen 35
seska 47
sessiz olur musun 37
ses yok 33
sessiz olur musunuz 16
sesin 22
sesini duydum 25
ses ver 16
sessiz gece 17
sessiz olun lütfen 35
seska 47
sessiz olur musun 37
ses yok 33