Bir ses duydum перевод на английский
656 параллельный перевод
Yukarı çıkarken bir ses duydum.
On the way upstairs, I heard a voice.
- Bir ses duydum.
- I heard the noise.
Bir ses duydum ve...
I heard a noise...
- Silah sesine benzeyen bir ses duydum.
- I heard something sounded like a shot.
Tuhaf bir ses duydum ve bir şey olduğunu sandım efendim.
I heard an odd noise and a strange voice. I thought something was happening, sir.
Kayalık gemiyi ikiye bölerken kadın çığlığına benzer bir ses duydum.
When the reef tore out the heart of that ship... she screamed like a woman.
Ani bir sessizliğin ardından, konuşan bir ses duydum. Kendi sesimi.
I heard a voice speaking in the sudden silence... my voice.
Bir ses duydum gibi geldi ama şu büyük burunlu Rusty Parker olduğunu bilmiyordum.
Thought I heard a noise down here... but I didn't know it was that big noise, Rusty Parker.
Giyinirken bir ses duydum.
I heard a noise while I was dressing.
Birden koşmaya başladım, sonra başımın üstünde bir ses duydum dev bir çift kanattı beni kovaladılar ve neredeyse yakaladılar, tepenin yamacına varmıştım.
Suddenly I was running. Then I heard something beating over my head. It was a great pair of wings.
Birden bir ses duydum.
All of a sudden I heard... That's the wind.
Çantamı hazırlıyordum... sanırım bir ses duydum.
I was packing a bag... and I thought I heard a noise.
- "Güm!" diye bir ses duydum...
- I heard a thud.
- Sanki bir ses duydum.
I thought I heard voices.
Sanki kayığın kenarı kafasına çarpmış gibi bir ses duydum.
There was a thud, as if the edge of the boat hit her.
Bir ses duydum, sanki...
I thought I heard someone....
Sonra bir ses duydum ve ışığın nedenini öğrendim.
Then I heard a sound and I knew what that light was.
- Bir ses duydum...
- I heard a noise...
Sence Yeşil Polis'e gidip "geçen gece bir yeri soyuyordum ve tepemde bir ses duydum" der mi?
You think he'll go to the Green Police and say, "I was robbing a place and I heard a noise above my head"?
- 10 dakika önce bir ses duydum.
- I heard something ten minutes ago.
Sonra biberiye kaplı bir tepeye vardık,.. ... ve bir ses duydum,..
Then we came to a hill covered in rosemary, and a voice called out,
Biraz önce laboratuardan bir ses duydum efendim, ve...
I heard a sound from the laboratory, sir... just a bit ago, and...
Sürekli "Anahtarları al..." diye bir ses duydum.
I kept hearing a voice saying "Take the keys..."
Ama sonra aniden ellerin aklıma geldi ve sokakta senin sesine benzer bir ses duydum.
But then Ι suddenΙy remembered your hands and Ι heard someone with the same voice as you in the street.
Yatmaya gidiyordum ve bir ses duydum.
Well, I was just going to bed and I thought I heard a noise.
Bir ses duydum.
I heard someone
Bu sabah da tıpkı bunun gibi bir ses duydum.
I heard one just like it this morning.
Bir ses duydum.
I heard a voice.
Aşağıdan bir ses duydum.
That noise downstairs.
Ben hiçbir şey görmedim. Ama bariz bir ses duydum.
I didn't see anything... but I distinctly heard sounds.
Bir ses duydum :
I heard a voice saying :
- Bir ses duydum.
- I heard a noise.
- Resmen bir ses duydum.
- I distinctly heard a noise.
- Orada bir şey var, bir ses duydum.
There's something there. I heard a noise.
Bir ses duydum.
I heard a swishing sound.
Bir ses duydum.
I hear some noise.
Bir ses duydum...
I just heard the sound of...
- Hey. tuhaf bir ses duydum.
Hey. I heard a strange sound. What happened?
Sonra göklerden bir ses duydum Yazın ki böyle ölenlerin kutsandığını -
"l heard a voice from heaven saying unto me, "'Write, henceforth blessed are the dead which die...
Bir ses duydum sandım.
I thought I heard noises.
İzleyicilerden gelen kısık bir ses duydum.
I heard a little noise Coming from the audience
- Bir ses duydum.
- I hear knocking.
Bir ses duydum.
I heard a noise.
Bu taraftan gelen bir ses duydum.
I heard a voice in here.
Hayır, bir ses duydum.
I heard someone.
Sanιrιm bir ses duydum...
And I believe I heard a voice...
Antreden, Garip bir ses duydum.
From the doorway, I heard a strange noise.
Bir şey duydum sandım ama dinleyince hiç ses gelmiyor.
I can't tell. Seems as though I hear something and when I listen, there ain't nothing to hear.
Senin bu gece döneceğinden haberim yoktu. Bir ses duydum ve uyandım.
I...
Ama bir ses duydum...
But I did hear a sound.
Bir ses duydum.
Shh.
bir ses 23
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106