Kimlik yok перевод на английский
421 параллельный перевод
Kimlik yok.
No identification.
Kimlik yok, mektup yok, fotoğraf yok, ne sevgili ne de çocuk fotoğrafı.
And don't take all day! The trucks are waiting.
Ceketinde kimlik yok. Etiketini bile yırtmış.
No identification in the jacket, he's even ripped out the label.
Hiç kimlik yok.
NO IDENTITY PAPERS.
Şöyle ki, kimlik yok etme işlemi yapılabilecek en iyi şekilde yapılsa dahi, gene de bazı şeylerden kimlik tespiti yapılabiliniyor mesela, genel vücut ölçülerinden birde ek olarak gelişen olaylar zincirinin tutarlılığından.
The trick lies in obliterating just so much and no more, so that... an identification still can be made based on... as I say, general dimensions... plus a credible sequence of events.
Kimlik yok, cüzdan yok, hiçbir şey.
There's no ID, no wallet, nothing.
Kimlik yok, izin kağıdı yok.
We're from the same dorm. He's got no ID, no permit.
Üzerinde hiç kimlik yok.
No I.D. on her
Bak, kimlik yoksa, bira da yok.
No ID, no goddamn beer.
Kimlik yok. Siyah bir çocuk.
No I.D. He's a black kid.
Kimlik yok, sinyallerimize bir yanıt yok.
No ID, no answer to our signals.
- Yanımda kimlik yok.
I don't have any with me.
Hala kimlik yok efendim.
Still no ID, sir.
Kimlik yok, parmak izi yok, zor gözüküyor.
There's no ID on him and no fingerprints, so it could be tough.
Üstünde kimlik yok.
He's not carrying identification.
Sıradaki 30-35 yaşlarında erkek, kimlik yok tıbbi geçmiş yok.
Next, we have a 30, 35-year-old male, no I.D., no medical history.
Kimlik yok.
No I.D.
Kimlik yok, parmak izi kaydı yok, arayüz hesabı yok.
No I.D., no fingerprint record no Interface account.
Kimlik yok, yüz yok, parmak izi yok.
No ID, no face, no prints.
İsim yok, yüz yok, kimlik yok.
No names, no faces, no identities.
Kimlik yok, seyahat belgeleri yok.
No identification, no travel papers.
Para yok, kimlik yok, pasaport yok.
No money, no identification, no passport.
- Mektupları buldum. Ama kimlik yok.
But no identification.
Bu kişiyi gümrükten geçirmemi istiyorsun. Soru yok, kimlik yok, kontrol yok.
So, you want me to get this person past security... no questions, no Identicards, no checks.
Hiçbir kimlik yok mu?
( Henry : ) No ID of any kind?
Kimlik yok, iz yok, hiçbir şey yok.
No ID, no prints, no nothing.
Kimlik yok, para yok, cüzdan yok, anahtar yok, hiçbir şey yok. Sadece...
( Mike : ) No ID, no money, no wallet... no keys, no nothin'...
Elimizde henüz bir kimlik yok ama kızlarınızdan birini King Edward Hotel'de bulduk.
We don't have any ID yet... but we found one of your girls at the King Edward Hotel.
Kimlik yok.
No IDs.
Kadın, kimlik yok.
Female, no ID.
Kimlik yok... tanımına uyan bir kayıp raporu yok.
No I.D., no missing persons report matching his description.
Kimlik yok.
No badge.
Kadının üzerinde kimlik yok telefonunun sinyalini de henüz yakalayamadık.
There's no I.D. on the woman, no trace on her cell phone yet.
Ne parmak izi, ne kimlik, hiçbir şey yok.
No fingerprints, no identification, nothing definite.
Yani hiçbir kimlik belgen yok mu?
You mean to say you got no identification at all?
- Kimlik yok.
No answer to our challenge.
Ne parmak izi, ne kimlik, ne de cesedi teşhise yarayacak başka bir şey, hiç bir şey yok.
No fingerprints, no papers or anything else to identify the dead body, absolutely nothing.
Bunlar profesyonel.Hiçbir kimlik izi yok.
They're pros. No identification at all.
Sevk emri yok. Şifreli kimlik bilgileri yok.
No destination orders, no encoded ids.
- Kimlik var mı içinde? - Ehliyet yok, ama bir ATM kartı var.
Any I.D.?
Hiç kimlik kaydı yok, hiç talimat da mı yok?
No identity record, no instructions?
Kimlik tanımlama sinyali yok Kaptan.
No ID signal, Captain.
Resimleri veya kimlik numaraları yok.
It doesn't have their pictures or their ID numbers.
Kimlik falan yok.
I.D.s? We ain't got no I.D.s.
- Bunların hiçbirinde kimlik bilgisi yok.
- No ID on any of this stuff. - Weird, huh?
Kimlik kartın yok.
You've got no ID papers.
- Hayır, efendim. Kimlik kodları yok.
They're not transmitting identification codes.
Kimlik teşhisi için gerekli olan tüm bölgeleri yok etmişler.
They've destroyed all parts... needed for identification.
Kimlik de, bıçak da yok.
No ID, no knife.
Cesedin kimlik teşhisi yapılabilir parçalarını yeni vasiyetle birlikte otel fırınında yok edecektim.
I was going to dispose of the traceable parts in the hotel incinerator... .. along with the will.
Nişancının yeri hakkında bilgimiz yok. Kadının üzerinden kimlik çıkmadı.
We've got no location on the shooter, no I.D. on the woman.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73