Kötü şans getirir перевод на английский
308 параллельный перевод
Kötü şans getirir.
It's bad luck.
Kötü şans getirir. Çabuk dua et.
Say a prayer, quickly.
Üçümüzün aynı fotoğrafta olması kötü şans getirir.
It's bad luck with 3 in a picture
Demir raylar ve ses çıkaran kablolar kötü şans getirir demiş.
Told him the iron rails and singing wires was bad medicine.
Bersagliera yeterince ağladın, yoksa kötü şans getirir.
Don't cry, it brings bad luck.
Kötü şans getirir.
Bad luck.
Ekselansları, durmak kötü şans getirir.
Excellency, it is bad luck to stop.
Yok, kötü şans getirir.
Nah, it brings bad luck.
Silah kötü şans getirir Marc.
Guns are bad luck, Marc.
Böyle bir zararlıyla tanışırsan sana kötü şans getirir.
You meet such a pest and it brings you bad luck.
Bir yatakta 13 kız, kötü şans getirir.
1 3 girls in a berth is bad luck.
Küfretme! Küfretmek kötü şans getirir.
Swearing brings bad luck.
Kötü şans getirir.
Brings bad luck
Servet sadece kötü şans getirir.
That wealth brings only misfortune.
- Kötü şans getirir mi dersin?
Will it bring bad luck?
- Kötü şans getirir!
It brings bad luck!
Sen gittiğinden beri çıkarmadı, kötü şans getirir.
She ain't had it off since you left. Henry. That'd be bad luck.
Bu, kötü şans getirir derler.
That would bring bad luck.
Bir pederi vurmak kötü şans getirir.
Bad luck to plug padres.
Meseleyi çözme yönteminiz size daima kötü şans getirir, ekselansları.
Your way of doing things is gonna bring you bad luck, Your Highness.
Batıl inançlar kötü şans getirir ama kartlar çok güzel.
- Neither do I. It's bad luck to be superstitious, but the cards are so pretty.
Delileri öldürmek kötü şans getirir!
- No! Killing loonies brings bad luck!
Deli insanın bakışları kötü şans getirir.
The stare of a crazy man's bad luck.
Saat duvardan alınırsa, Bu kötü şans getirir.
It would bring us bad luck, if the clock is taken off the wall.
Kötü şans getirir bakarsın.
We don't want to push our luck.
Ama yeni bir yıla eski borçlarla başlamak kötü şans getirir.
But it's bad luck to start a new year with old debts.
Bence kötü şans getirir.
I think it's bad luck.
Sunakta beraber olana kadar damadın, gelini görmemesi lazım ; yoksa kötü şans getirir.
The bride and her mother. The groom mustn't see the bride until they're at the altar, it's bad luck
- Olmaz, kötü şans getirir derler.
- No, it'd be a bad omen
Numara değiştirmek kötü şans getirir.
It's bad luck to change numbers.
Yatağın üzerine şapka koymak kötü şans getirir.
Bad luck putting the hat on the bed.
Charles sen bakma, kötü şans getirir.
Charles, don't look, it's bad luck
Efendim, bilirsiniz tekneye sivil almak kötü şans getirir derler.
Well, sir, you know that bringing civilians aboard brings bad luck.
Ölümle dalga geçme Nono. Kötü şans getirir.
Don't fool with death, Nono.
"Queen of marks" diye bilinir onu yemelisin yoksa kötü şans getirir
It's called the queen of marks you have to eat it or it brings bad luck
Öyle söyleme, kötü şans getirir.
It brings bad luck.
İyi şanslar dem, bu kötü şans getirir.
Don't say that, it's bad luck.
Kuzgun kötü şans getirir.
That crow is a bad omen.
Tarihsel olarak konuşursak, bir kralı öldürmek her zaman kötü şans getirir, özellikle o kişi kardeşinse.
Historically speaking, killing a king has often brought bad luck. Especially when he's your brother.
Tahtırevanta ağlamak ya da kusmak yok. Bu kötü şans getirir.
No crying or vomiting in the sedan chair, it's bad luck!
Kötü şans getirir be koç.
It's bad luck.
"Macbeth" kötü şans getirir!
"Macbeth" brings bad luck!
Bu kötü şans getirir.
That's bad luck.
Onunla ezdiğin kişiye kötü şans getirir.
Brings bad luck to the creep you flatten with it.
Beni gelinlikle görmen kötü şans getirir.
It's bad luck to see me in my wedding dress.
Bence bu isim ona kötü şans getirir.
I'd feel it was unlucky to name him Darrell.
Trajediler bazen kötü şans getirir.
Tragedies sometimes bring bad luck.
Gece yarısından sonra gelini görmek kötü şans getirir.
It's bad luck to see the bride after midnight.
- Onlar kötü şans getirir.
Crape myrtle always brings bad luck.
Ve bu. Kötü şans bile getirir.
This one... even brings bad luck
Daha da kötü hâle getirir. Şansımı deneyeceğim.
Well, I'll take my chances.
kötü şans 106
şans getirir 16
getiririm 30
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
şans getirir 16
getiririm 30
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötü görünüyorsun 48
kötü değil 112
kötü günde 30
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötü görünüyorsun 48
kötü değil 112