Lütfen beni bağışlayın перевод на английский
193 параллельный перевод
Lütfen beni bağışlayın.
Please forgive me.
Bu nedenle, sizi hayal kırıklığına uğratmak zorunda kalırsam lütfen beni bağışlayın.
Please forgive me if for that reason I have to disappoint you.
Size yalan söylediğim için, lütfen beni bağışlayın Kontes Todd
Please excuse me for deceiving you. Countess Told
Lütfen beni bağışlayın.
Sorry.
Lütfen beni bağışlayın.
Oh, please forgive me.
Lütfen beni bağışlayın bayan.
Please forgive me, Miss!
Oh, Lütfen beni bağışlayın.
Oh, would you please excuse me.
- Lütfen beni bağışlayın.
- Please, forgive me.
Lütfen beni bağışlayın.
Please excuse me
İşim gereği majestelerine verdiğim sıkıntı için... lütfen beni bağışlayın.
Please forgive the embarrassment I may have caused Your Highnesses... in the performance of my duty.
- Lütfen beni bağışlayın.
- Please spare me.
Lütfen beni bağışlayın, size yalvarırım.
You've got to forgive me.
Lütfen beni bağışlayın!
I made a mistake.
Lütfen beni bağışlayın.
Forgive me, please!
Lütfen beni bağışlayın, Bayan Grunemann, ama sormak zorundayım.
Please forgive me, Mrs. Grunemann, but I have to ask.
Lütfen beni bağışlayın Bayan...? İsminizi bile bilmiyorum.
I don't even know your name.
- Lütfen beni bağışlayın. - Yapamam.
Please forgive me...
Sana şunu söyleyeyim, Peter..... biraz fazla açık sözlü olursam lütfen beni bağışlayın,..... ama Peter bunu hak etti ve biraz bilgiye ihtiyacı var.
Let me tell you one thing, Peter... Please excuse me if I'm rather outspoken, but Peter is asking for it and he needs to be enlightened.
Lütfen beni bağışlayın.
Please excuse me.
Lütfen beni bağışlayın.
Forgive me, please.
Lütfen beni bağışlayın, ama artık geçti, teşekkür ederim.
Please forgive me, but it's all right now, thank you.
Rahibe Marta, lütfen beni bağışlayın.
Sister Marta, please forgive me
Tövbe ediyorum, tüm kalbimle tövbe ediyorum, lütfen beni bağışlayın.
I repent, I repent with all my soul, forgive me.
Çok üzgünüm, lütfen beni bağışlayın.
Please don't say anymore
Lütfen sizi böyle rahatsız ettiğim için beni bağışlayın.
Please excuse me for putting you out like this.
- Lütfen, beni bağışlayın.
- Please forgive me!
Ekselansları beni bağışlayın ama Sayın Clarence Dükü'yle konuşmayın lütfen.
I beseech Your Graces both to pardon me... and withal forbear all conference with the duke of Clarence.
- Beni bağışlayın lütfen, olur mu?
- Do you mind if I excuse myself? Sorry.
Majesteleri, beni bağışlayın lütfen ama bu çok önemli.
Your Highness, please, this is important.
Lütfen, beni bağışlayın.
Please, forgive me.
- Evet, şu kız. Lütfen o çocuğun hayatı hakkında söylediklerimden dolayı beni bağışlayın.
Please forget what I said... about getting hysterical over the life of one child.
Bay Challenger, lütfen bağışlayın beni.
Oh, Senor Challenger, please forgive me.
- Beni bağışlayın, lütfen.
- Excuse me, please.
- Beni bağışlayın lütfen.
- I'm terribly sorry.
- Lütfen efendim, beni bağışlayın.
- Please, sir. Spare me.
Lütfen, hepiniz beni bağışlayın.
- Oh, no. - No, but please forgive me.
Sinyor Maltese, bağışlayın beni lütfen.
Signor Maltese, you must please forgive me.
Lütfen bağışlayın beni.
Please forgive me.
"Pardon, sizi korkutmak istememiştim lütfen bağışlayın beni" dedi.
" Sorry. Excuse me. Forgive me.
lütfen bağışlayın beni!
Please spare me my life
Bağışlayın beni lütfen, Yüzbaşım.
Forgive me, please, Captain.
Lütfen bağışlayın beni ne diyeceğimi bilmez bir haldeyim.
Well, please forgive me, it's just that I'm at a loss for words.
Lütfen, araştırmanızı kestiğim için beni bağışlayın. Özür dilerim. Ve endişelenme, kılık değişikliğini hiç kimseye söylemeyeceğim.
Three years'probation... for a fraud conviction in Florida.
Lütfen bencilliğimi bağışlayın, Ama ben de bu plandan çekilip Edo'ya gideceğim! Beni mazur görün.
Please excuse my selfishness, but I will also withdraw from this plan and head to Edo!
Öyleyse beni cezalandırın, işkence edin ama lütfen canımı bağışlayın.
Then punish me Torture me I deserve it But please let me live.
Sizi kızdırdığım için, bağışlayın beni lütfen.
Please forgive me for offending you.
Bağışlayın beni lütfen.
Forgive me, please.
lütfen, beni bağışlayın.
Please forgive me.
Lütfen, beni bağışlayın!
Please, please forgive me.
Oh, lütfen, bağışlayın beni.
Oh, please, forgive me.
Lütfen, beni bağışlayın.
Please, excuse me.
lütfen beni affet 105
lütfen beni bırakma 35
lütfen beni takip edin 25
lütfen beni yalnız bırakın 17
lütfen beni dinle 56
lütfen beni öldürme 34
lütfen beni bağışla 27
lütfen beni dinleyin 37
lütfen benimle gelin 57
lütfen beni yalnız bırak 26
lütfen beni bırakma 35
lütfen beni takip edin 25
lütfen beni yalnız bırakın 17
lütfen beni dinle 56
lütfen beni öldürme 34
lütfen beni bağışla 27
lütfen beni dinleyin 37
lütfen benimle gelin 57
lütfen beni yalnız bırak 26
lütfen beni affedin 60
lütfen benimle gel 30
lütfen beni izleyin 32
beni bağışlayın 196
bağışlayın 321
bağışlayın beni 89
bağışlayın efendim 16
lütfen 27333
lutfen 42
lütfen yapma 319
lütfen benimle gel 30
lütfen beni izleyin 32
beni bağışlayın 196
bağışlayın 321
bağışlayın beni 89
bağışlayın efendim 16
lütfen 27333
lutfen 42
lütfen yapma 319
lütfen cevap ver 36
lütfen bana yardım et 75
lütfen bekleyin 138
lütfen dikkat 173
lütfen yardım edin 168
lütfen dur 103
lütfen acele edin 66
lütfen cevap verin 89
lütfen bana inan 22
lütfen ağlama 63
lütfen bana yardım et 75
lütfen bekleyin 138
lütfen dikkat 173
lütfen yardım edin 168
lütfen dur 103
lütfen acele edin 66
lütfen cevap verin 89
lütfen bana inan 22
lütfen ağlama 63
lütfen git 141
lütfen devam edin 116
lütfen yardım et 85
lütfen buyrun 60
lütfen otur 142
lütfen baba 87
lütfen gelin 66
lütfen oturun 560
lütfen ama 60
lütfen anne 70
lütfen devam edin 116
lütfen yardım et 85
lütfen buyrun 60
lütfen otur 142
lütfen baba 87
lütfen gelin 66
lütfen oturun 560
lütfen ama 60
lütfen anne 70