Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ N ] / Ne hayat ama

Ne hayat ama перевод на английский

635 параллельный перевод
Ne hayat ama.
What a life!
Ne hayat ama!
What a life.
Ne hayat ama.
It's a great life.
- Ne hayat ama, değiI mi?
- This is the life, huh?
Evet, ne hayat ama.
Yes. Such is life.
Ne hayat ama!
What a life!
Tanrım ne hayat ama.
God what a life.
Ne hayat ama, her şeyden beni sorumlu tutuyorlar.
What a life, I get blamed for everything.
Ne hayat ama. Sen benim en çılgın yıllarımdın, Richard.
They were great years, Richard.
Köpek hayatı yaşardım Ne hayat ama
And lead a dog's life What a life
Sadece bir köpek hayatı yaşardım Ne hayat ama
Just lead a dog's life What a life
Buna köpek hayatı diyorlar Ne hayat ama
It's called a dog's life What a life
Ne hayat ama?
What a life.
Ne hayat ama!
Ah, boy, what a life!
Hayat yolunda, bir erkek için ne başlangıç ama!
What a way to start a man on the road oflife.
Yüz sene alacak olsa yazık olurdu ama hayatım boyunca da olsa ne kadar gidebileceğimi görüyorum
If it takes a hundred years it would be a pity but I am going to see how far I could go, even my lifetime
Ve eğer biri, yani bir insan tüm hayatını öyle olmaya çalışarak geçirirse açıklaması zor ama, başka ne yaparsa yapsın, o zaman...
And if a man, I mean, if somebody spent all his time trying to be like that, well, it's hard to put, but no matter what else he did, then...
Hayatını kazanmak için ne yol ama.
What a way to make a living.
Ama bu ne tür bir hayat?
! but what kind of a life is this?
Ne hissettiğini biliyorum ama bizim hayatımız sona erecek.
I know how you feel but our lives are finite.
Bu dağ aslanıyla ne tür bir hayat yaşayacağını bilmiyorum... ama renksiz geçmeyecek.
I don't know what kind of life you'll have living with that catamount but it ain't gonna be dull.
Ben hayatımdan memnunum, her ne kadar ayaklarımı yıkayacak bir kadın yok ama..
I like my life as it is, without a woman to pour hot water on my feet, because I displeased her.
Bak, Tommy... seni seviyorum ve ne kadar kötü hissettiğini biliyorum, ama kendi hayatımızı planlayamazsak asla mutlu olamayız.
Look, Tommy... Tommy, I love you and I know you feel lousy right now, but we'll never be happy unless we have a chance to work out our own lives.
Bütün bunlar ne anlama geliyor bilmiyorum, Nicky'nin aşk hayatını da bilmem... ama 57. Caddenin ışıklarına... Redlitch'e ve telefonuma gelince...
I don't know what this is all about and I don't know about Nicky's love life but as far as the lights on 57th Street and Redlitch and my telephone, they're coincidences.
Olabilir. Ama ne kadar uzun su üstünde kalabilirsek o kadar çok hayat kurtarırız.
That may be so, but the longer we can keep her afloat... the more lives will be saved.
Dünya milyonlarca yıl boyunca dönüyor ama bir insanın hayatı ne kadar?
THE WORLD GOES ON FOR M ILLIONS OF YEARS, AND HOW LONG IS A MAN'S LIFE?
Ama sen hayat hakkında ne bilirsin ki?
What do you know about life?
Ne gelecek ama, hayatımın geri kalanı boyunca haftada üç dolar.
What a future, three dollars a week for life.
Ama ne zaman insan hayatını tehdit ediyor, bizim işimiz olur.
But when you start ruining lives it becomes our business.
Bu paranın sizin için ne anlama geldiğini biliyorum... ama bir hayat bundan daha önemli.
I know how much this money means to you... but a life means more.
Sana ne anlattı bilmiyorum ama, ben o kızı hayatımda hiç görmedim.
I never saw that child in my life.
Ne güzel bir hayatım vardı, ama göremedim.
I was having a beautiful little life and I couldn't see it.
Yo, yo, yo, evlilik hayatı... Hem bilir misin ne derler... erkeği çeken yataktır, ama... evde tutan mutfaktır.
No, no, no, it's married life and, you know what they say, it's it's the face powder that gives a man interest, but but it's the baking powder that keeps him home.
Meraklı görünmek istemem ama eğer hayatım 12 hükümlüye bağlıysa onları ne için eğittiğimi bilmem yararlı olabilir.
I don't mean to appear unduly cautious, but if my personal survival... depends on the performance of 12 deadheads... it might be helpful to know exactly what I'm training them for.
Ama hayatım, ne oldu?
My dear, what's the matter?
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
You're so certain about everything, not one of your certainties is worth a strand of a woman's hair, you're not even sure if you're alive because you act like a dead man, and I, I look like I have nothing, but I'm sure of what I am, sure of everything,
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
♪ We wander through London Who knows what we may find? ♪ There's pockets left undone On many a behind ♪ If you don't mind taking it like it turns out It's a fine life!
Dilsiz adam onu öldürmeye çalıştı hayatımı kurtardı, biliyorsun işte evet, biliyom ama ne önemi var ki onun
The mute almost killed him He saved me and you know it Yes, I did
Bütün hayatım boyunca bir anarşisttim, ama neyin ne olduğundan hiç emin olamadım.
I've been an anarchist all my life, but I've never been sure what it means.
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.
You will think that we ought to have been very happy and we were but we did not know how happy till the pretty life at Edgecombe Villa was over and done with and we had to live a very different life indeed.
ne kadar zor olacağı umrumda değil seni kandıramayacağımı biliyorum ama beni idam edecekler sen ise daha gençsin, uzun bir hayatın var neden kendini harcıyorsun?
I know I can't fool you. But I know I will die this time. You're so young, you have a future.
Adına her ne diyorsan, umurumda değil, hayatım ama değerli eşyalarımın peşinde isen sana söyleyeyim, onları eyer çantana koyamayacaksın.
Hell, honey, I don't care what you call yourself, but if you're after our valuables, I'll tell you now, mine, you can't put in a saddle bag.
Ama hayat bizim gibi insanlar için ne zaman kolay olmuş ki?
But when has life been easy for people like us?
Ama biz hayatın ne zaman sona ereceğini bilmeyiz.
But we don't know when life will end.
Sana hayatımı verdim, ama ne için?
I've given my life for what?
Biliyorsun dün akşam önemli bir şey konuştuğumuzu hatırlıyorum, ama bugün bunun ne olduğunu hayatım hakkı için, hatırlayamıyorum.
That's OK. Last night we talked about something important, but I can't remember what.
Ama ne yapmalıyım? Benim hayatım, onların değil.
But what does he want, this, from my life?
Okul sana hayatın ne olduğu söylenilen ama yaşayarak öğrenileceği söylenmeyen bir yer.
School is having people tell you what life is... and never finding out by yourself.
Bu hayatımı kurtardı ama ne için?
That had saved my life : But to what end?
Ama şimdi ben sizlerden öğreneyim ; siz hayatınızda ne zaman uğursuzluk ya da şansızlık yaşadınız?
But now I'd like to know when you've been lucky an unlucky in your lives.
Sana çok üzülüyoruz hayat ne acımasız ama herkes her istediğini yapamıyor
I feel sorry for you What's going on? Why are you so sad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]