Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ N ] / Normal değil

Normal değil перевод на английский

2,648 параллельный перевод
Ağrıdan her yanı titriyor ki bu normal değil.
She's shaking from all of her body aches, which is unusual.
Normal değil bu.
It's not normal.
- Ama kesinlikle normal değil, değil mi?
- But it's not completely normal, right?
- Hayır, kesinlikle normal değil, öyle mi?
- No, it's not completely fucking normal, is it?
Yani Frida normal değil mi?
So Frida isn't normal?
Kod normal değil.
The code is not normal.
Senden hoşlanıyorum ve bu benim için normal değil.
I like you and that's unusual for me.
Bunların hiçbiri normal değil.
None of that's normal.
Çocuğumuz normal değil.
He's not normal.
Bu dosyaların hiçbiri normal değil.
None of this case has been normal yet.
Normal değil.
It's not normal- -
Bu kadar genç olan birinde pek de normal değil.
That's unusual in someone so young.
- Normal değil bu.
- It's not normal.
- Artık hiçbir şey normal değil.
- Nothing's normal anymore.
Bu çocuk normal değil!
He's not normal!
Hastanın kafa içi basıncı normal değil yüksekti.
His ICP was not normal, it was elevated.
Doktorlardan ve hastanelerden korkmak çok normal bir şey. Sorun değil.
That's okay.
Bu normal halimiz değil.
This is not normal.
Yani bu normal bir antrenman değil, değil mi?
I mean, this isn't standard practice, right?
Ve bu sadece civarda yaşayan en normal aile olmadığımızdan değil.
And it's-it's not like I don't realize we're not exactly the most normal family on the block.
Bildiğin motordan değil, 1965 model.
This isn't a normal bike 1965 model.
Hayır, şartlı tahliye veya iyi halden erken tahliyeyle değil.
But not in any normal way.
Umarım, programınızdan sonra insanlar burayı normal bir yer olarak görür, lanetli ev olarak değil. Böylece esaslı teklifler alabilirim.
I'm hoping that after your show airs, people will see it's just an ordinary house, not the Amityville Horror, and I can get some real offers.
Bu senin olağan suç davan değil. Ne?
This is not your normal criminal case.
- Normal de değil ama.
Well, it's not normal!
- Bak, normal şartlarda hep Pete'i suçlarım, ama bu onun suçu değil.
- Look, I'm all for blaming Pete when it's justified, but this is not his fault. If you wanted to adopt Betsey,
Onu seviyorsun ve ondan vazgeçmemen normal bir şey House. Ama sadece işini değil onunla tekrar herhangi bir ilişki şansını da yok ediyorsun.
You love her, House, and it's human to hang on, but you're blowing up not just your job but any chance of any kind of relationship with her again.
Bunun normal bir ilişki olmayacağının farkındasın, değil mi?
You realize this isn't going to be normal, right?
Normal yapıştırıcılardan değil.
Not your normal glue.
Erkek arkadaşın olarak değil, normal ben olarak söylüyorum.
And I say that not as boyfriend me, but just regular me.
Normal oyunla kazanmak mümkün değil.
You can't win by normal play.
Karaciğer ve kanını test etmeliyiz ama bu normal bir test değil.
( Sighs ) We'll have to check his liver and blood to find out, and that is not a normal tox report.
Abartılı yorumlarla aramın kötü olmasından değil... Ne diyeceği belli ve sızlanan milyoner dj'lerin ünlüleri eleştirmeleri veya hayatlarının zorluklarından bahsederken, ben incecik duvarlı bir dairede normal bir bebek yerine her akşam sanki "Pearl Harbor" mış gibi bir çeşit siren sesi çıkaran bir bebek doğurmaya karar vermiş neandartal komşularımla yaşamak zorundayım.
Not because I got a problem with bitter, predictable, whiny, millionaire disk jockeys complaining about celebrities or how tough their life is while I live in an apartment with paper-thin walls next to a couple of neanderthals who instead of a baby decided to give birth
Ve bu normal değil
People say all kinds of stories.
Bence, ilk defa, insanların onu olduğu gibi görebileceğini kanıtlamış oldu, normal biri sadece kısa değil.
I think, for the Hrs! time, he proved to her that people see her as just her, not as a fittfe person.
"Normal" sizin işinizde sorun olmayabilir ama benim Yale'ye girmem için yeterli değil.
Not my favorite word. "Normal" might be okay for your job, but it's not going to get me into Yale.
Beni alt ettiğini sanıyorsun, değil mi? Alan, aramızda asla bir rekabet olmadı.
[IN NORMAL VOICE] You think you've beaten me, don't you?
Bu normal bir istek değil.
I'm not in a typical mood.
Normal insanlar gibi değiliz, değil mi?
We're not like normal people, are we?
Şimdi, ben normal biriyim benimle rahat değil misinl?
So, you are uncomfortable because I am normal?
Normal bir hayat sürdürmek için... gerçeklerle yüzleşmemek cesaret değil...
Not leading a normal life due.. To fear of a criminal wasn't bravery..
Normal biri olmak istiyorum. The View'de son dakika haberi değil. Normal nedir?
I want to be a normal person, not the hot topic on The View.
Bu normal bir insanın davranışı değil evlat.
That ain't person behavior, son.
Bir süre sonra bağımlılar, kafa olmak için değil daha az kötü hissetmek ve normal olabilmek için bir çizgi kokodan medet umarlar.
After a while, addicts crave a line not to feel high, but to feel less bad... more normal.
Bu hiç normal değil.
This doesn't look right.
Bu normal bir akıntı değil.
That's not normal dribble.
- Normal bir kitap değil, ders kitabı.
She's heard from the doctor.
Büyüyecek ve ben yine normal olacağım, değil mi?
It will grow back, and I'll be normal again, right?
Senin hayatın normal bir hayat değil ki.
You don't have a normal life, baby.
Bu davaya normal bir soruşturma gibi bakıyordum, ama öyle değil.
I've been treating this like a regular case, and it's not.
Tüm bu olan bitenler size gayet normal geliyor, değil mi?
This must all seem kinda normal for you, right?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]