Onlara söyledim перевод на английский
1,636 параллельный перевод
Kızımı geri alana kadar hiçbir açıklama yapmayacağımı... onlara söyledim.
I already told them I wouldn't give up any information until I have my daughter.
Biliyorlar çünkü ben onlara söyledim.
They do,'cause I mentioned it to them.
Onlara söyledim demiştin.
You told me you told them.
Ben onlara söyledim, onlar da not aldılar.
I told them that and they wrote it down.
Onlara sadece dört kişi için istediğini söyledim, ama bu onların politikasıymış.
Now, I told them you only knew, like, four people, but it's some kind of policy.
Buraya beni görmeye gelmeni takdir ediyorum, ama zaten geldiler ve geri dönmemi istediler, ben de çoktan onlara dönmeyeceğimi söyledim...
You know, I appreciate you coming out here to see me but they already came out here to ask me back and I already told them that I'm not...
Çünkü onlara, ilgilenebileceğini söyledim.
Cos I sold'em on it, should you want it.
A-a-a-a-ama ben, ben onlara ne saçmaladıklarını sandıklarını söyledim.
B - b-b-b-but I, I told them they didn't know what they were talking about.
Onlara zaten söyledim... kızımı geri alana kadar hiçbir bilgiyi açıklamayacağım.
I already told them I wouldn't give up any information until I have my daughter.
Bazen sadece güçlü hissetmek için bir şef olup yemek odasının boyunca yürümek isterdim... ve onlara yemek üzere oldukları yemeği haketmediklerini kesin olarak söyledim... ne kadar ödeyecekleri umrumda bile olmaz.
Sometimes I think a chef should just be able to walk through his dining room... and tell certain people they don't deserve the food they're about to eat... no matter how much they're willing to pay.
Onlara dost canlısı olduğumuzu söyledim
We told them we were friendly.
Söylememi istediğiniz şeyi söyledim kanım onlara ait değil.
- Yes. I told them what you told me to say, that my blood isn't theirs for the taking.
Onlara Buddy'nin ışıklarının azaldığını ve gelip yardım etmelerini söyledim.
- l don't know. I told them Buddy was short on lights and maybe they'd like to come and help out.
ve ben onlara güvende olduklarını söyledim.
And I told them they were safe.
İrlanda'daki ailesiyle konuştum ve onlara anlattım. Onu destekleyeceğimizi ve mutlaka bir avukatın temsil edeceğini söyledim.
So I talked to his family in Ireland, and told them that we would support him and make sure he got represented and everything like that.
Onlara Tom'un bir cinayet bağlantısı yüzünden sorguya çekileceğini söyledim.
I've told them that Tom is wanted for questioning in connection with the murder.
Onlara Tom'un bir cinayet bağlantısı yüzünden sorguya çekileceğini söyledim.
I've told them that Tom is wanted for questioning in connection with a murder.
Pekala, konukların hepsini aradım ve onlara... düğünün belki iptal edileceğini... kesin olarak ertelendiğini söyledim.
Okay, I called up all the guests and gave them the heads-up that the wedding may be cancelled- - postponed with extreme prejudice.
Onlara milyon defa söyledim.
I told them about a million times.
Onlara Paul Young'ın hapishanede olduğunu söyledim.
I told them that Paul Young was in jail.
Onlara şahısların boğularak öldüklerini söyledim şimdilik. - Henüz bilemiyoruz.
All I've told them so far is that the victims drowned.
Onlara bunun harika bir iş olduğunu söyledim.
I told them what a great job it is.
Yıllarca, geçmişinde bağımlılık tecrübesi yaşamış pek çok kişiyle karşılaştım ve onlara hep, durumlarını anladığımı... şey çünkü ben de zamanında onlar gibi olduğumu söyledim.
Over the years, I've worked with more than a few people who had a history of addiction. And I would tell them that I could understand what they were going through because I used to be just like them.
- Onlara sana danışacağımı söyledim.
- I just told'emI'd check with you.
Onlara fazla tepki gösterdiklerini söyledim ama... Onlara burada olduğunu söylemelisin.
I told them they were overreacting, but you should probably tell them you're here.
Onlara aylardır onu görmediğini söyledim.
I told them you haven't seen him in months.
Onlara eğer Justin oynarsa koçluk yapmayacağımı söyledim
I told them if Justin played, I wouldn't coach.
Onlara bir süreliğine ailemle vakit geçirmek için izin istediğimi söyledim.
I told'em I was going to take a little time off to spend with my family.
Ne yaptığımı sorduklarında onlara oğlumun maçında tezahürat ettiğimi söyledim.
When asked, what I had been doing I told them I was cheering for my son in a football match.
Evet. Ayrıca onlara vajinal yıkama için acele etmelerini söyledim.
Yeah, GC and chlamydia and I told them to rush the vaginal washing.
Onlara gerçeği söyledim.
I told them the truth.
Üzülme. Onlara lisansını kaybetmek üzere olduğunu söyledim.
Don't worry, I told them you were about to lose your license.
Onlara varış yerini yanlış söyledim.
I gave them thewrong destination.
Onlara, o kelimeyi herkese yaymalarını söyledim.
And I told them to pass it on.
Onlara bir hikaye uydurmalarını söyledim böylece ailesi onu kendini öldürten bir aptal olarak değil bir savaş kahramanı olarak hatırlayacaktı.
I told them to make up the story, so his family would remember him as a war hero, not as a fool who got himself killed.
Onlara kimsenin onlar için senin gibi savaşmayacağını ve eğer seni bırakırlarsa, bunun hayatlarındaki en büyük hata olacağını söyledim.
I told them... that no one will fight for them like you. And if they left you, it would be the biggest miske of their lives.
Onlara yapmalarını söyledim.
I told'em to do it.
- Hayır, onlara ilk senin bakmak istediğini söyledim.
No, I told them that you wanted to have a look at it first.
- Nasıl gidiyor? - Onlara bu akşam dediklerinin bir önemi olmadığını söyledim ama aslında her bir katılımı tek tek not edeceğim.
I was telling them it doesn't matter what they say tonight, when, actually, I'll be keeping a rigorous note of every contribution.
Onlara doğru olmadığını söyledim.
I told them it wasn't true.
Onlara Vincent Chase'in menajeri olduğumu söyledim.
I told them I was Vincent Chase's manager.
Ve nasıl yapacaklarını onlara ben söyledim.
And I told them how to do it.
Hepsi bu. Ben de onlara senin teorik olarak benim sevgilim olduğunu söyledim.
So i told them that you were my girlfriend on paper.
Bir de onlara, Camden Ayakkabı Dünyasını patlatmayı planladığını söyledim.
Well, I also told them you were planning to blow up the Camden Shoe Pavilion.
Onlara senin masum olduğunu düşündüğümü söyledim.
I told him, I thought you were innocent.
Onlara, yeni şantiye yönetiminden olduğumuzu söyledim...
I told'em that we're the new construction management...
Dün gece karıma ve kızlarıma yalan söyledim. Onlara ailesi İsveç'te tren kazasında ölmüş bir yetim olduğunu söyledim.
I lied to my wife and daughters last night and told them that you were an orphan whose parents were killed in a bullet train accident in Sweden.
Onlara senin bir yetim olduğunu söyledim.
I told them that you were an orphan.
Onlara senin bir yetim olduğunu söyledim.
I Told Them That You Were An Orphan.
Onlara senin bir yetim olduğunu söyledim.
?
Onlara, eğer... belki... yeğenin Shawn'ı onunla görüşmeye ikna edersem babamı iyileştirebileceğini söyledim.
I asked them if... maybe... if I could convince your nephew, Shawn, to see him, maybe, he could heal my father.
söyledim 318
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söyledim mi 26
söyledim size 29
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söyledim mi 26
söyledim size 29
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlar ne 56
onlara bak 32
onları tanımıyorum 26
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlar ne 56
onlara bak 32
onları tanımıyorum 26