Onu göremedim перевод на английский
295 параллельный перевод
Bütün o koşuşturma yüzünden onu göremedim bile.
In all the excitement, I hadn't even seen him.
Onu göremedim.
I haven't seen her since.
Dairesine gittim ama onu göremedim.
I went to his apartment, but I didn't see him.
Şimdi baktım. Onu göremedim. - Buster.
Next look I didn't see him.
Evet, çığlığını duydum ama onu göremedim. Çünkü diğer taraftaydı.
Yes, I heard her scream but couldn't see her,'cause she was on the other side.
Onu göremedim, çünkü kapıyı açamadım.
I never saw it because I never got through that door.
Onu göremedim bile.
I couldn't even find her.
Öğlen vakti kancaya takıldı ; ama henüz onu göremedim daha.
It was noon when I hooked him, and I have not yet seen him.
Sonra çekip gitti ve uzun yıllar onu göremedim.
Then he left, and I didn't see him for ages.
Çünkü eğer beni izliyorsa onu göremedim.
Because if he's been tailing me, I haven't been able to spot him.
Onu göremedim, yetişemedim.
He went before I came.
- Hayır, onu göremedim.
No, I didn't see him.
Bir bayan çıkıp, restoranta gidecekti. Onu göremedim.
By the beauty parlor a lady was supposed to come out.
Onu göremedim.
I don't see him.
Onu göremedim.
I didn't see him.
Onu göremedim.
Well, I didn't see him.
İçinde bulunduğum karmaşadan onu göremedim.
I couldn't see from the bottom of the pile I was under.
Ölmeden önce onu göremedim.
I didn't see him before the end
- Hayır, onu göremedim.
- No, I didn't see him.
Onu göremedim bile!
I didn't even see him!
Onu göremedim.
I haven't seen her.
Sana, çok hızlı gittiği için onu göremedim demiştim ya.
I told you I couldn't see him because of how fast we were going, right?
- Ona söyleyeceğim ama onu göremedim.
I'll tell her. But I didn't see her yet.
- Yetenek sınavında onu göremedim... Ama, rolü kaparsam, inşallah, inşallah.
- You don't meet him in the audition but if I get the part, hope, hope....
O kadar çok insan vardı ki, onu göremedim.
There were so many people there that I wasn't able to see her.
Onu göremedim.
She is not here.
Onu göremedim.
I didn't see it.
Onu göremedim.
I couldn't see her.
Onu göremedim.
I did not see him.
Onu buradan geçerken göremedim.
I couldn't see him when he passed here.
Onu üç yıldır göremedim.
I haven't seen her for three years.
- Onu ben de göremedim.
- I haven't seen him either.
Evet.Onu buralarda göremedim.
Yeah. I didn't see him around.
Evet ya, onu göremedim.
- I seen that he wasn't around.
Ama onu yüzyüze göremedim!
But I didn't get to see her today.
- Dışarda göremedim onu.
- I didn't see her out there. - Mommy!
ee, ah... bu nedenle onu tekrar göremedim... ah yıllar boyunca.
So, uh... so then I didn't see her again for... oh, many, many years.
Bir kaç kez daha oraya gittim ama bir daha asla göremedim onu.
I went back a few times, but I never saw her again.
Onu uzun zamandır göremedim ve meraklandım ve düşündüm ki...
I haven't seen her, and I'm worried, and I thought you...
Onu gözümle göremedim ama orada biri vardı.
I couldn't see him with my eyes, but there was somebody there.
- Öteki araçta da göremedim onu.
- I don't see him in the other one either.
Son zamanlarda onu pek göremedim.
I HAVEN'T SEEN HER RECENTLY.
Birbirimize gerçekten aþýktýk. Sonra Kevin orduya katýldý. Bana hiç mektup yazmadý, onu bir daha göremedim.
Kevin was my boyfriend in high school, and we really loved each other, and then he enlisted in the Army, and I never wrote, and I never saw him again.
Onu hiçbir yerde göremedim.
I didn't see him anywhere.
Onu doğru dürüst göremedim.
I didn't get a good look at him.
Bilmiyorum, onu net göremedim. Ama oldukça iri ve korkutucu görünüyordu.
I don't know - I didn't get a good look at him, but he was huge and kind ofscary looking.
Babam acile kaldırılmıştı. Onu bir daha göremedim.
The truth is... my dad went into an emergency room and I never saw him again.
Onu ortalıkta göremedim. Şu anda Uly'i derin uyku için hazırlıyor olmalıydı.
I can't get him on gear, and he should be prepping Uly right now.
Mönüde göremedim, ama ben onu çok...
I don't see it on the menu, but I always love to have...
Hiçbir zaman onu net olarak göremedim, ama esas duruşta bekleyen bir asker gibi görünüyor.
I never see him clearly, but he looks like a soldier- - always standing at attention.
Onu hiç göremedim.
I haven't seen him yet.
göremedim 51
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu getireceğim 27
onu görüyor musun 80
onu görebilir miyim 81
onu gördüm 460
onu göremiyorum 81
onu gördün mü 341
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu getireceğim 27
onu görüyor musun 80
onu görebilir miyim 81
onu gördüm 460
onu göremiyorum 81
onu gördün mü 341