Para yok перевод на английский
2,951 параллельный перевод
Zaman çok ama ortada para yok.
There's plenty of time. But never any money.
Charlie'den kalan herhangi bir para yok ama ev satıldığında memnuniyetle paranı ödeyebilirim.
There's virtually no money in Charlie's estate but I'd pay you once the house sells.
Hayır, para yok canım.
No. No cash, dear.
Para yoksa, firsat da yok.
No money, no second chances.
- Daha para yok.
Well, there is no cash yet.
Para yok, ağlayan bir bebek, sen ders çalış.
No money, a crying baby, you try studying.
Bende o kadar para yok ki.
I don't have it.
Çocuk yok, para yok.
No kids, no money.
Para yok ha?
No money?
Para yoksa... -... mal da yok.
No dollars for me, no merchandise.
Ancak domateste para yok.
Except there ain't no dough in tomatoes.
- Para yok mu ama?
- But no money?
Üzerimde hiç para yok.
I don't have any money on me.
- Para yok ki senin de bugün komisyon almayacağını umuyoruz.
- Money, right, which is why we were hoping you're working on commission today. Yeah, that's right, buddy ;
Burada para yok.
There's no money here.
Giren çıkan para yok.
No money in, no money out.
Bakın, üstümde o kadar para yok.
Listen, I don't have 109 euros on me.
Yanımda para yok, Charlie.
I don't have money, Charlie.
Para yok, uyuşturucu yok?
What, no money, no drugs?
Para yok.
There's no money.
Baksana Thad, paten kayma işinde hiç para yok.
You know, Thad, there's no money in rollerblading.
Burada hiç para yok.
There is no money here.
Nakit para yok mu?
The whole amount in cash?
- Patron yeterli para yok.
Boss, I don't have enough money
zaten para pul da yok.
I already have no money.
20 km.'nin altında hız aşımı için ceza puanı yok, sadece 30 dolar para cezası var.
For under, no penalty points Just a 30 dollar fine
Etrafa para saçtığım falan yok.
I'm not throwing any money around.
7 rupi para üstü vereceksin bozuk yok bayan sizin için önemli değildir... sizin için derken?
Return seven rupees. No change, if you guys get so petty then... You guys means?
bak bunun için vaktim yok... kaç para ödediğini söyle... ben değil, beyaz gömlek ve mavi kot ödedi.
Listen I don't have time for this... So just tell me how much you paid for my bill Blue and white paid, not me.
O bir erkeğin istediği her şeye sahip bir adam. Para, güç. Bir tek yeşil kartı yok.
He has everything a man could want... money, power... just not a green card.
Min Hee'nin ailesindeki para başka kimsede yok.
Min-hee's parents are really rich
Benim servetim olan herşeyi yok ettin! Silah, para vs...
You have destroyed everything like my wealth, weapons etc...
Hile yok para da yok
There's no trick and there's no coin. Look.
Yanlış adamlardan borç para mı aldı? Yok.
No.
Bunun para ile ilgisi yok.
It's not about the money.
Para kazandıkları yok.
They don't make any money.
"İyi Dilekler" zaten batmaktaymış Fred'in zimmetine para geçirmesiyle bir alakası yok.
Good Cheer was already a sinking ship, having nothing to do with the CEO's embezzlement.
Nasıl para kazanacağın konusunda tavsiyeme ihtiyacın yok.
Not that you need my advice on how to make money.
Bieber'den dolayı biraz ekstra para kazandım ve senin prodüktörle işleri batırdığım için kötü hissediyorum telafi etmeme izin ver ben... ben bunu kabul edemem elimden gelen bir şey yok artık
Well, I got a little extra because of Bieber, and, uh, I feel bad'cause I messed things up for you with that producer. Let me make it up to you. I...
Anlaştık. Bir daha para hakkında konuşmak yok.
Deal... just not the kind that involves money.
İnsanları taşıyacak araçları yok, ceplerine para girmiyor.
No people mover, no money in their pockets.
Sana para verme yetkim yok.
I'm not allowed.
Nakit para veya kaçak mal da yok.
Or stashes of cash or contraband.
Kredi kartlarında ya da banka hesaplarında bir hareket yok ama öncesinde- - 2 milyon doların üzerinde para çekilmiş ve ve hepsi de aynı hesaba aktarılmış.
Well, there's no activity on the credit cards or the bank accounts, but going back to... Got a lot of cash withdrawals, over $ 2 million-plus, all transferred to the same account. Find me that bank.
Özür yok, para da yok.
No apology, no money.
Böyle bir para olsaydı bilirdim ve... size temin ederim ki, kesinlikle böyle bir şey yok.
I would know if we had that sort of money, and I can you assure you we most certainly did not.
Evin ihtiyaçlarını giderip keyfini sürdürdüğün sürece o para hakkında kafa yormana gerek yok.
And as long as you got enough to take care of the house and amuse yourself, you don't need to worry about it.
Bankada hiç para yok.
There is no money in the bank.
Bankada hiç para yok.
There's no money in the bank.
O zaman, Hector Romero'nun bir nedeni yok, çünkü Derek sayesinden çok para kazanıyordu.
Well, Hector Romero wouldn't have had a motive, then. 'Cause he was making a lot of money off Derek.
Efendim, acil borç para alırkenki halinizden eser yok.
Sir, you're quite different from when you borrowed urgent money.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73