Sana bir şey söyleyeceğim перевод на английский
1,195 параллельный перевод
Sana bir şey söyleyeceğim.
Let me tell you something.
Şimdi, sana bir şey söyleyeceğim.
Now, I want to tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I got something to tell you.
Sana bir şey söyleyeceğim, ama annenin şerefi üstüne yemin et... kimseye söylemek yok.
I'll tell you something, but you must swear on your mother's good name you won't tell nobody.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I have something to tell you.
Dinle serseri! Sana bir şey söyleyeceğim.
Listen punk, I'm gonna tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I gotta tell you something, you know.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I'm gonna tell you something...
Ama sana bir şey söyleyeceğim. Mektuplarını vermeyeceğim.
I don't know, Peg, but I'll tell you one thing.
Sana bir şey söyleyeceğim.
Let me explain something to you.
Yahuda, kardeşim... Sana bir şey söyleyeceğim.
Judas, my brother I've something to tell you.
Sana bir şey söyleyeceğim pezevenk.
Let me tell you something, asshole.
- Sana bir şey söyleyeceğim.
But I'll tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim- -
I'll tell you one thing...
Sana bir şey söyleyeceğim :
I'm gonna tell you something :
Sana bir şey söyleyeceğim.
I want to say something to you.
Hatırlıyor musun? Şimdi sana bir şey söyleyeceğim ve sen de dikkatle dinleyeceksin.
Now I'm going to tell you somethin and you listen close here.
- Sen delisin, ve sana bir şey söyleyeceğim.
- you are a nutcase, and I'll tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
You know... I got to tell you something.
Ben de sana bir şey söyleyeceğim dostum.
Well, I got one for you, my man.
Sana bir şey söyleyeceğim.
Clive, Ned, I'll tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I'm going to tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I'll tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim bir gün...
I'll tell you stuff one day...
Sana bir şey söyleyeceğim, bu berbat bir iş, Bay John kahrolasıca Kanun.
Tell you somethin', this is just a crock of shit Mr. John fucking Law.
Sana bir şey söyleyeceğim.
YEAH? I GOTTA TELL YOU SOMETHING.
Sana bir şey söyleyeceğim Gloria.
I comentarte one thing, Gloria.
Sana bir şey söyleyeceğim. Bazen dışarıdan birine ihtiyaç duyarız.
I'll tell you something, sometimes we need someone from outside.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I'm gonna tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim...
Look...
Sana tek bir şey söyleyeceğim, Peg. Ayaklar ve sıcak havanın geri dönüşü, kesinlikle ölümcül bir kombinasyon.
I thought you wanted to get up early and fix us breakfast?
Bak evlat sana Terry hakkında bir şey söyleyeceğim.
Look, son let me tell you something about Terry.
Sana bir şey söyleyeceğim.
I want to tell you something.
Benim de sana söyleyeceğim bir şey var.
I have something to tell you too.
Ve eğer buna inanıyorsan, sana bir şey daha söyleyeceğim.
And if you believe that, I'll tell you another.
Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim "diye arz etti Kurtçuk. " Gitme.
Get in!
Sana söyleyeceğim gerçekten önemli bir şey var, Kate.
Can I call you right back?
O zaman gitmiyorum. Sana bir şey daha söyleyeceğim.
Then I'm not going, and I'll tell you something else.
Diane, Sana söyleyeceğim gerçekten önemli bir şey var.
Diane, I got something real important to tell you.
Sana söyleyeceğim önemli bir şey var.
I have something very important to tell you.
Dinle. Sana hayatımda hiç kimseye hiçbir zaman söylemediğim bir şey söyleyeceğim.
Listen, I'm gonna say something to you that I have never ever said to anybody in my life, ever.
Sana başka bir şey daha söyleyeceğim.
And I'll tell you something else.
Sakladığım hiçbir şey ve utandığım hiçbir şey ve sana söyleyeceğim başka bir şey yok
I ain't got nothing to hide, got nothing to be ashamed of and nothing more to say to you.
Sana kadınlar hakkındaki bilmiyor olabileceğin bir şey söyleyeceğim.
Well, I'll tell you something about women you may not know.
- Sana bir şey söyleyeceğim.
Look, I'm gonna say one thing to you, okay?
Ama sana benim Joey hakkında kimsenin bilmediği bir şey söyleyeceğim.
But I'll tell you something that nobody knows about my Joey.
Sana söyleyeceğim, ama çocuğu ile ilgili bir şey sorma.
I'll tell you, but don't ask her anything about her kid.
Bak, sana bir şey söyleyeceğim...
- Let me tell you something- -
Üç yıIlık doktorluk hayatımda söylemediğim bir şey söyleyeceğim sana.
I'm going to say something that I haven't said in three years of being an HMO.
Sana tek bir şey söyleyeceğim... yaşlı Bayan Burke'ü burada neyin öldürdüğünü biliyoruz, değil mi?
I'll tell you one thing - we know what killed old Ms Burke here, don't we?
Sana bir şey olursa, öbür dünya da annene ne söyleyeceğim?
No body can get hurt with sunder around, grandfather.
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir sorum var 36
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir sorum var 36