Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sebebi yok

Sebebi yok перевод на английский

1,075 параллельный перевод
Bir sebebi yok.
No reason
Özel bir sebebi yok.
For nothing special.
- Sebebi yok.
- No reason.
- Oh, özel bir sebebi yok.
- Oh, for no special reason.
Askeri bir sebebi yok, sadece sizi sevmiyorum.
I ain't got no military reason for it, I just don't like you.
sebebi yok
No particular reason
O zaman Fenton'un bombayı oraya koyması geçerli bir sebebi yok.
Then there's a good chance Fenton wouldn't plant the bomb there.
Sebebi yok.
There's no reason.
Sebebi yok.
No occasion.
Fakat yalan söylemek için sebebi yok.
But she has no reason to lie.
Bunların benden saklanmasının hiçbir sebebi yok.
There's no reason for it to be withheld.
Sebebi yok mu yani?
Well, I got no reason to be, right?
Sebebi yok. Biraz çay getirdim...
I thought perhaps some tea...
Özel bir sebebi yok.
No special reason.
Aradığımız adam beyaz tenli, 180 cm boylarında polis üniforması giyiyor ve öldürme sebebi yok.
Otherwise, We're looking for a white man well over six feet tall, wears a police uniform, doesn't have an alibi.
Bu savaş da bildiğin gibi... Gerçek bir sebebi yok, bir düşman ya da dost yok!
This war's the same... no real reasons, no real enemies, no real friends!
Bir sebebi yok.
It's just one of those things you have to take on faith.
Bir sebebi yok derdi
She said there is no reason
Bir sebebi yok.
No reason.
Sebebi yok, durmaksızın devam etmeyi umuyorum.
No reason, except to go on and on.
- Bir sebebi yok.
Ain't no reason.
Sebebi yok.
- No reason.
"Pekala Jim, bir sebebi yok ama bir 20-30 yıl daha yaşamamalısın"
Well, Jim, there's no reason why you shouldn't live another 20 to 30 years.
- Bilmiyorum.Bir sebebi yok.
No reason. - OK.
- Belli bir sebebi yok.
Oh, no reason.
Sebebi yok, gerçekten, gitmeyi düşünüyorum da.
No, cause, seriously, cause, I'm thinkin'of goin'.
- Ah, bir sebebi yok.
- AH, NO REASON.
Sebebi yok.
Why? No reason.
- Başka bir sebebi yok muydu?
- Had not it any more any motive?
- Bir sebebi yok.
- No reason.
- Yalan söylemek için sebebi yok.
- He has no reason to lie.
Özel bir sebebi yok.
Nothing special.
Aşkın da bir sebebi yok.
There's no reason to love.
Çünkü başka bir sebebi yok.
That's all you should expect.
Sebebi nedir? Sebebi yok.
What's the occasion?
Saklanmak için hiçbir sebebi yok, özellikle benden.
He has no reason to hide, especially from me.
Açık bir ölüm sebebi yok.
There's no apparent cause of death.
Bir sebebi yok gibi görünüyor.
There's no motive.
Bir sebebi yok.
For no reason.
Sebebi yok, Bay Holmes.
There's no motive, Mr. Holmes.
Belli bir sebebi yok, öyle birşey değil.
It's not like one thing, it's not like that.
Turtayı yememek için hiçbir sebebi yok.
There's no reason for her not to taste that pie.
Sebebi yok.
No reason.
Ya da neden öldürüldüğü ortada hiçbir şey yok zaten herhangi bir sebebi olsa o şişko sersem onu asla öldürmezdi...
Did the police find a clue or have a motive or... If there was a motive, the fat little bastard never would've killed her! Don't you see?
Gülmemin sebebi şu : Benim bir işverenim yok, beyefendi.
The reason I laughed, sir, I'm sorry, I don't have no employer, see.
Üstelik bir sebebi de yok.
And still no reason.
Hamburger yapmak için, yağmur ormanlarını yok etmek global bir krize yol açacak. Savaşın sebebi de, oksijen olacak.
Destruction of the rainforests by, amongst other things, hamburgers, is going to lead to a world commodity crisis, and the commodity will be oxygen.
23. yy'dan kalkıp 20. yy Japonya'sına gelmemizin esas sebebi Japonya'nın 23. yy'da ortadan yok olması.
We came to 20th century Japan because in the 23rd century, Japan no longer exists.
- kimi kimsesi yok - mutlaka bir sebebi olmalı birikmiş olan yağ kenarlarda duruyor değil mi?
- She doesn't have anybody. - There's a reason. The sludge certainly collects around those downspouts, don't it?
Bunun basit bir sebebi var. Çünkü burada istasyon falan yok!
For the simple reason that there's never been a station here!
- Sebebi de yok değil.
He has reason to be...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]