Sorun sen değilsin перевод на английский
253 параллельный перевод
Çünkü bebek bakamam, sorun sen değilsin.
Because I gotta bear the baby, not you.
Sorun sen değilsin. Sen de sorun yok.
It's not you, you're all right.
Sorun sen değilsin.
It's not you.
Sorun sen değilsin.
It's not you, Patsy.
Tina, sorun sen değilsin.
Tina, it's not you.
Sorun sen değilsin.
Ain't nothin'wrong with you.
Sorun sen değilsin.
I ain't nothin'wrong with you...
Hayır, sorun sen değilsin.
No, it's not you.
Sorun sen değilsin, benim. Lily?
It's not you, it's me.
Sorun sen değilsin.
- Nothing. It's not you.
- Sorun sen değilsin.
It's her.
Sorun sen değilsin, Peg, Ben böyleyim.
It's not you, Peg, it's just the way I am.
Sorun sen değilsin, benim.
It's... It's not you, it's me.
Hayır, sorun sen değilsin.
It's this tarpit of stupidity that we're all stuck in.
Sorun sen değilsin...
Not you.
Sorun sen değilsin.
You're not in trouble.
Gördün mü Sally, sorun sen değilsin, erkekler ahmaktır.
See, Sally, you are not the problem. Guys are jerks.
Hayır, hayır, sorun sen değilsin.
It's not you.
" Sorun sen değilsin, Sam.
" lt's not you, Sam.
- Sorun sen değilsin Eve.
Of course it's not you, rabbit.
Sorun sen değilsin, Greg. Sorun Larry.
It's not you, Greg, it's Larry.
Sorun sen değilsin.
It's not you, Ray.
Sorun sen değilsin. Sorun bende. Ben...
It's not you, it's me, I have to...
- Sorun sen değilsin.
- lt's not you.
Bak sorun sen değilsin.
It's... Look, it's not you.
Sorun sen değilsin Marty!
It wasn't you, Marty.
- Sorun sen değilsin.
- It's not you.
"Sorun sen değilsin, benim."
"It's not you, it's me."
" Tatlım, sorun sen değilsin, Debra!
" Oh, honey, uh, it's not you.
Sorun sen değilsin.
It's not your fault.
Sorun sen değilsin, Bryan.
It just isn't you, Bryan.
Bak, sorun sen değilsin.
Look, um, it's not you, okay?
Sorun sen değilsin.
It - -It's not you.
Sorun sen değilsin, Rev
It's not you, Rev
- Sorun sen değilsin.
- It's not about you.
- Oldu o zaman. Önümüzde bir sorun var, sen tam onlarla karşılaşacak kadar iyi değilsin.
There's trouble waiting, you just as good go to meet it.
Sorun çıkartan sen değilsin gibi geliyor bana.
I got a hunch maybe all the trouble ain't on your side.
Zaten sorun şu ki..... sen senaryoya aşık değilsin.
In any case, the problem is,..... you're not in love with the script.
- Ama sen sorun değilsin.
- But you're no trouble.
- Sorun sadece sen değilsin.
It's not just you.
Sadece sen değilsin. Yalnız değilsin. Peki, sorun nedir?
As you all know each year, I select one reader from Murder Mystery Magazine to join us on our little trip.
Hayır sorun sen değilsin.
No, it's not you.
Sen sorun değilsin ama...
It's you, it's okay, but...
'Sorun sende değilsin'klasiğini sen bana mı söylüyorsun?
You're giving me the "it's not you, it's me" routine?
Sen de değilsin. Sorun da bu.
That's the problem.
- Sorun da bu, sen artık kanun değilsin.
- You're not the Law anymore.
Aslında sorun sen değilsin.
You know how you manipulate me.
Çalışan başarılı kadınlara karşı bir kompleksim var. Sorun sen değilsin.
- Boy-toy?
- Sorun benim... Sen değilsin, benim.
- lf it's me- - lt's not you, it's me.
Belki de asıl sorun sen sevgili olmaya uygun biri değilsin.
It's just that... Maybe you're not exactly boyfriend material.
- Ne oyun ama...... sorun yok, hayatımdaki tek kişi sen değilsin.
- what pretense... i'm ok, you're not the only one in my life.
sorun sende değil 19
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22