Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sorun o değil

Sorun o değil перевод на английский

1,130 параллельный перевод
Hayır, sorun o değil.
No, no. That's no problem.
- Hayır, sorun o değil?
- No, it isn't that.
- Sorun o değil.
- It's not that.
Sorun o değil rahip. Sadece karımın elini tutmak istemiyorum.
No, it's not that, Father. lt's just that I don't wanna hold my wife's hand.
Sorun o değil.
It's not even a question of that.
- Sorun o değil. - Yarın olmaz.
I just can't make it tomorrow night.
Sorun o değil.
It's not that!
Hayır, sorun o değil.
No... it's not that.
Artık sorun o değil, değil mi?
This isn't about him anymore, is it?
Artık sorun o değil.
This isn't about him anymore.
Biliyorum sorun o değil.
I know he's not the reason
Aslında sorun o değil.
That's not really the thing.
Sorun o değil, sadece...
Oh, it's not that.
Russell, boş ver Elton John'u, şimdi sorun o değil.
Russell, forget about Elton John.
Sorun o değil. Sen de biliyorsun.
That ain't it and you know it.
Asıl sorun o değil, Jack.
- He's not the problem, Jack.
- Hayır sorun o değil. Axel ne bulduğunu gösterir misin?
Axel, show us what you've got.
Sorun o değil...
That's not it...
Sorun o değil... Babanla ilgili.
It's not that... it's about your Dad.
evet, fakat, bilirsin, sorun o değil.
Yeah, but, you know, that's not the point.
- Sorun o değil. Ateşiniz var mı?
- I don't think that's it.
Sorun o değil.
It's not that.
- O da benim için sorun değil.
- I don't mind about that.
Eğer şimdiye kadar yeterince hoş vakit geçirdim diyorsan... Eğer gençlik yıllarının bittiğini düşünüyorsan tamam o zaman, sorun değil.
If you think you've had enough of a good time... if you think the years of youth are over for you, well no problem
Çünkü o seni kaybedecekti, hadi, sorun değil.
Because he'll lose you, go on, no problem.
- Sorun değil.
That's O.K. Huh huh huh.
O gerçekten günün sonunda onların üzerinde olan şey sorun değil, çünkü sende kesinlikle kahır yok.
See, it doesn't really matter at the end of the day what's on them because you have absolutely no remorse.
Aslında o kadar da uzak değil. Yoo- - sorun değil.
It ´ s really not that far. lt ´ s- - lt ´ s fine.
O kadar da büyük bir sorun değil.
It's not that big a deal.
- Elbet o günler de gelecek! - Sorun değil, Syreeta.
- It's all right, Syreeta.
- Sorun değil... o sadece küçük bir yara.
It's all right, it's just a small wound.
Sorun değil o. Sorun değil mi? Sana göre herşey sorun değil mi?
You said that with Sal Riggio, and then some kid got killed.
- Sorun yok o zaman, değil mi?
So that's OK, isn't it?
O zaman sorun yok değil mi?
Then is this settled?
Hediyeymiş. O zaman size hediye etmesi sorun değil.
So it was perfectly all right for him to give it to you.
Sorun değil. Ben o kadar da ciddi değildim.
I wasn't really serious about it myself.
O tür şeylerle ilgili bir sorun olduğundan değil de.
Not that there's anything wrong with that type of... thing.
Sorun değil.
It's O.K.!
Eğer buysa sorun değil. Çıtayı yükseltmek isterim.
WELL, IF IT'S O.K., I'D LIKE TO SET THE BAR A LITTLE HIGHER.
- O sorun değil.
It's nothing.
- Eğer o da benimle birlikte ölürse, sorun değil.
If she dies with me, that'll be fine.
O zamandan beri onu görmedim, ve bu benim için sorun değil.
I haven't seen him since, and that's fine by me.
Bu sorun değil, o benimle.
It's all right. He's with me.
Peki, o zaman bize bu mucizevi tutkalı... nasıl hazırladığın hakkında detaylı bir açıklama yapman sorun olmaz eminim, değil mi?
Well, then I'm sure you wouldn't mind giving us a detailed account... of exactly how you concocted this miracle glue, would you?
Simmons sorun değil! O, uzak ülkelerde kötüleri öldürerek kahramanlık yapıyor.
He's overseas killing the bad guys... like the hero he thinks he is.
Sorun değil, aslında ben de o komitedeyim yani en azından tanıdık bir yüz olacak.
I'm on the hiring committee, so there'll be one friendly face.
Eğer nefs-i müdafaaysa, sorun değil. Başkasını korumak için yapmışsa, mesela sizi, o da sorun değil.
I've earned it.
O zaman sorun kız, değil mi?
Then it's about the girl, isn't it?
Gitmişken onu da bırakabiliriz herhalde, bu o kadar büyük bir sorun değil Hank.
We can drop him off when we're done, you know. It's no big deal, Hank.
- Sorun değil.
- It's O.K.
Gerçekten sorun değil.
It's O.K, I mean it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]