Yar перевод на английский
204,686 параллельный перевод
Bu hapishanede yarı zamanlı gardiyanmış.
He's part-time guard here at Erdeli Prison.
Arabaya kadar yarışalım mı Ryan?
Ryan, you wanna race to the car?
İşe yarıyor mu?
Is it working?
Kesinlikle yarıyor ama gitmemiz gerek.
Damn right... but we got to go.
Yeni bir algoritma geliştirerek gereken zamanı yarıya indirebiliriz.
We've been developing new algorithms that should cut the time in half. Maybe.
Çin'deki bir şirket geliştirdi. Periferal nöropatik şeker hastalarının ayaklarını korumaya yarıyor. Bütün vücudu kapatacak şekilde modifiye edebiliriz.
It's being developed by a company in China to protect the feet of diabetics with peripheral neuropathy, but we have modified it to cover your entire body.
Bazen gerçekten çok hıyar oluyorsun.
Seriously, you can be such a jerk.
Sadece yarım tabanlı üçgenin anlamı var, o da dünya anlamına gelen pagan sembolüne benziyor.
Except for the incomplete base of a triangle, the design is evocative of the pagan symbol for earth.
Ne işe yarıyor?
What's it for?
- Yarından önce başlayamam.
I won't be able to start until tomorrow.
Bryce dünyanın yarılıp ailesini yuttuğunu düşünüyor.
In Bryce's mind, the devil opened up the Earth and swallowed his parents.
Atla yoksa yarın ölür.
Jump or she dies tomorrow.
Bu şey için yarım milyon harcayıp bu duruma gelen benim.
I'm on the hook for half a million clambos for this thing.
Yarın sabah 8'de. Bütün veriyi ve sistemleri Hooli'ye devredeceksiniz.
By 8 : 00 a.m. tomorrow, you will hand over to Hooli all your data and systems.
- Yarın yola çıkıyoruz.
Tomorrow we ride.
Adamlarımın yarısıyla gelirim, daha azı olmaz.
I will travel with half my number, no less.
- Lordum. İlk talebinin yarısından daha az, Lord.
It is less than half their first demand, Lord.
Yarın seni güvende tutmak için fedakarlık yapacağım.
Tomorrow I will make a sacrifice to keep you safe.
Bizden çok şey istemeyin Lordum. Fakat yoksullardan yarım kuruş toplayın.
While we do nothing, Lord, but gather half-pennies from the poor.
Ne yaptığınızı düşünün, adamlarınızın hainlerini yarıyorsunuz!
Think about what you are doing, you are making traitors of your men!
Yarın daha fazla bira olmayacak, daha fazla oyun olmayacak. Artık kadınlarla savaşmak yok!
Tomorrow there will be no more ale, no more games, no more fighting over women!
Ama bu yarın.
But that is tomorrow.
Bu gece... Sanki yarın yokmuş gibi içelim!
Tonight... we drink as if there were no tomorrow!
Ama Tanrım, adamlarımızın yarısını kaybettik.
But, Lord, we've lost half our men.
Yarın sen çiftçilik olacak, güvenli olacak.
You'll be safe, tomorrow you'll be farming.
- Yarım saat sonra... Tekrar dileyemedim.
And then 30 minutes later, apologize again.
Bir şeyler duydum sanırım fakat yarı uykuluydum.
I think I heard something, but I was half asleep.
Yarın gidiyorsun, değil mi?
You're leave tomorrow, right?
Yarım blok arkadalar.
They're half a block back.
Ostergard Müzesi, 2012, Danimarka, yarım düzine tablonun yok olmasından.
The disappearance of half a dozen paintings from the ostergard museum in Denmark in 2012.
Lowry Fool's Gold, Meksikalı bir uyuşturucu kralının değerli yarış atı 2014'te kayboldu.
Lowry fool's gold, a Mexican drug lord's prize racehorse, went missing in 2014.
Yarım boş gemi yolculuğu.
Coli at the buffet, sailing half-empty ships.
Yarın yorucu bir gün olacak.
We got a big day tomorrow.
Yarın sabah 10 : 00'da Menchaca Produce deposunda ol.
Be at the menchaca produce warehouse tomorrow morning at 10 : 00.
- Yarın bana oy verecek misin?
Gonna vote for me tomorrow?
Peki, yarın kim oy verebilir?
So who can vote tomorrow?
Yarın bana oy vereceksin, değil mi canım?
You're gonna vote for me tomorrow, aren't you, dear?
Aşağı sallıyorsun hıyar.
You're swinging down, jackass.
Sadece yarım bardak.
Oh, just half.
"Artık at yarışıyla uğraşmıyorum." dedi.
He said, "I don't bother with the Grand National any more."
Buradaki profesörümüzde dedi ki eğer bahsimizi yedi yarışa yatırırsak yaklaşık olarak...
And the Professor here had worked out if we put this accumulator on seven races, we could have made...
- Yarım milyon. - Yarım milyon.
Half a million.
Yarım milyon değildi.
Half a million. Well, it wasn't half a million.
- Going for Gold. ( Yarışma programı. )
Helen Keller. Going for Gold.
- Yarı milyon boşa gitti.
Half a million down the drain.
Yarım dönemli olduğu için bakıcıları var.
It's half-term, so they come up with the au pair.
Doncaster'da şehir yarı finalimiz var.
We've got the county semis coming up in Doncaster.
- Yarın Londra'ya dönmeliyim. - Kıza ne olacak?
I need to be back in London tomorrow.
- İşe yarıyor.
Is working.
Zamanla yarışıyoruz.
We're up against the clock here.
- Sonra yarısında...
- Classic!
yarı 43
yardım 237
yarın 1367
yardımcı 24
yara 23
yardım edin 2172
yardim edin 16
yarısı 37
yargıç 383
yarım 17
yardım 237
yarın 1367
yardımcı 24
yara 23
yardım edin 2172
yardim edin 16
yarısı 37
yargıç 383
yarım 17
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yarın görüşürüz 752
yarabbim 36
yarına 24
yarışalım 16
yaramaz 74
yardıma ihtiyacınız var mı 48
yardım edebilir miyim 558
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yarın görüşürüz 752
yarabbim 36
yarına 24
yarışalım 16
yaramaz 74
yardıma ihtiyacınız var mı 48
yardım edebilir miyim 558