Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yukarı çıkıp

Yukarı çıkıp перевод на английский

1,379 параллельный перевод
Neden yukarı çıkıp biraz dinlenmiyorsun?
Why don't you go upstairs and get some rest?
Sen, yukarı çıkıp penceredeki çivileri söküyorsun. Ve sen de sinsi ukalalığına bir son veriyorsun. Ve sen, tatlım.
Now, you get upstairs and take those nails out of the windows... and you stop being such a sneaky smart mouth... and you...
Çocuklar direk yukarı çıkıp banyoya girin.
Hey, you guys, go straight upstairs and go right to the bath.
Ben yukarı çıkıp, Kisaragi-san'ı taşımak için yardım getireceğim.
I'll go up and get someone to help carry Kisaragi-san!
Ertesi gün Rafe ayağında alçıyla yeniden yukarı çıkıp kanatlarda ne gibi değişiklikler yapacağımı anlattı.
But don't you think that Rafe wasn't back up there next day, cast and everything, telling me to make some adjustments on those wings.
Yukarı çıkıp onlarla konuşmalısınız.
You'll have to go upstairs and talk to them.
Bence yukarı çıkıp bana masaj yapmalısın.
I think you should go upstairs and give me a massage.
Yukarı çıkıp, televizyon seyretmeni istiyor.
- He asks that you go up and watch TV.
Ben yukarı çıkıp, nişanlımı arayacağım- - erkek olan.
I have to go upstairs and call my fiancé who's a man.
Neden yukarı çıkıp annen ve Brady'nin şirketine katılmıyorsun?
Why don't you go upstairs and keep your Mom and Brady company for a bit?
- Yukarı çıkıp bana bir yastık getirebilir misin?
- Can you go upstairs and get me a pillow? - Dylan, please?
Yukarı çıkıp bir bakiyim.
I'll take a look upstairs.
Haydi şimdi yukarı çıkıp zıplayalım haydi Katie zıplayalım.
Jump up and down! Good! Now say...
Yukarı çıkıp biraz resim yap.
Go draw upstairs.
Yukarı çıkıp eşyalarını yerleştir, tamam mı?
Go upstairs and unpack, okay?
Hadi yukarı çıkıp kazağını giyer misin?
WOULD YOU GO UPSTAIRS AND GRAB YOUR SWEATER?
Neden yukarı çıkıp üzerine güzel birşeyler giymiyorsun? Sonra da şehre gideriz.
Go up and put on something pretty, and we'll go out on the town.
O yüzden yukarı çıkıp kimse eve gelmeden camı değiştirdim. Camla da parmağımı kestim.
So I went up and replaced the window before anyone got home and I cut my finger on the glass.
Yukarı çıkıp bir kitap getirdi.
She ran upstairs to get some book.
Pekala, neden şu yapılacaklar listesini bana bırakıp yukarı çıkıp biraz dinlenmiyorsun.
Okay, why don't you let me handle this almighty to-do list, and you go upstairs and get some rest.
Yukarı çıkıp uyuyor mu diye bakacağım.
I'll take it upstairs and make sure it fits.
Yukarı çıkıp gitarlarına bakmayacağım. Sorma bile.
I'm not gonna go upstairs to see your guitar.
Yukarı çıkıp ona gerçeği söylemelisin
You need to go upstairs and tell him the truth.
Yukarı çıkıp TV kitap oku.
Not yet, kids, just go up and watch- - just read a book.
Beni dinleyin. Yukarı çıkıp yüzünüzü yıkayın!
Now listen, you go upstairs and wash your faces.
Hemen yukarı çıkıp, koca bir kâse fıstık yiyeceğim.
I'm going upstairs right now and eat a whole bowl of peanuts.
Yukarı çıkıp kapıyı açtığımda yatakta bekliyordu.
I get up there, open the door, she's waiting in bed for me.
Kızlar, yukarı çıkıp giyinin.
Girls, run upstairs and get dressed, okay?
Yukarı çıkıp bunun hakkında konuşalım.
Let's go back upstairs and talk about this.
Kızlar bana bakın eğer hemen yukarı çıkıp yatağınıza yatmazsanız Noel Baba bu gece gelmez.
HEY, GIRLS, YOU KNOW WHAT? IF YOU DON'T GO UPSTAIRS AND GET IN BED RIGHT NOW, SANTA WON'T COME TONIGHT.
Tamam, şunu beraber yerine koyalım ve yukarı çıkıp barış için biraz uğraşıyım.
Okay, let me put this back together and I'll go up and make peace.
Veya yukarı çıkıp temizlersin, hayır?
Or you can come on up and clean it off, no?
Yukarı çıkıp bir toplantı salonu ayarlasana.
Why don't you go upstairs and book a conference room?
- Yukarı çıkıp giyineyim.
- I'm gonna go upstairs and change.
Ben yukarı çıkıp bizimkilere bi merhaba deyim.
I'm gonna go up and say hello to the boys.
Neden yukarı çıkıp istenenlerin güzel bir listesini yapmıyorum?
Why don't I go up and make a nice list of demands?
Seninle inlemek ve kıvranmak istiyorum, ve yukarı çıkıp senin ağzını öpmek istiyorum, ve seni kendime çekip, soyunurken "Seni seviyorum, seviyorum." demek istiyorum.
I want to moan and writhe with you, and I want to go up to you and kiss your mouth and pull you to me and say,'Love you, love you,'while stripping.
Yukarı çıkıp bombardımanı seyrederdik.
We'd go up and watch the bombardment.
Siz yukarı çıkıp bekleyin.
Go on upstairs and wait there.
- Ben ve Butters yukarı çıkıp Cartman`ın böbreğini çıkaracağız.
Okay, me and butters are going to go up and take cartman's kidney out of him.
bu yukarıya çıkmamız için... yeterli zamanı vermeli... barikatta bir aralık açıp, bir telefon ederiz.
That should give us enough time... to get back upstairs... slip through the gap in the barricade, get to a phone.
- Yukarıya çıkıp duruma bir göz atalım.
- Let's get up there and have a look at the situation.
1 7. 10 " da, yukarı çıkıp giyindim.
At 5 : 10, I went upstairs to get dressed.
Neden yukarıya çıkıp bana yardım etmedin?
Why didn't you come up and help me?
Başımız yukarıda dışarı çıkıp, bu orospuya ona ihtiyacımız olmadığını gösterebiliriz.
We can walk out with our heads high, show this bitch that we don't need her.
Ben yukarıya çıkıp ve kısa bir görünüp geri geleceğim.
I'll just pop upstairs and make a quick appearance then be back.
- Yukarıya çıkıp bayrak hala orada mı diye bak.
- Pop up top and see if it's still there.
Peki, tek yapmanız gereken yukarı babanızın yanına çıkıp
OKAY, ALL YOU DO IS GO UP TO YOUR DAD
Yukarıya çıkıp tepelerin zirvelerinde devriye gezer kaya yüzeyinden ileriye fazla gitmiş olan yavruları ararlar.
Riding on the updrafts, they patrol the top of the cliffs, looking out for any Kittiwake that ventures too far from the rock face
Çünkü Janice kendisine ait tüm özel eşyaları içeriye taşıyor... ve işi bitince de dosdoğru yukarıya çıkıp banyoya giriyor.
Because Janice is carrying in all her belongings... and marching straight upstairs into a bath.
Çıkışları kontrol altına alıp, yukarıdan aşağıya çalışırız.
We secure the exits, then we work top to bottom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]