Çalışıyorsun перевод на английский
23,160 параллельный перевод
Mark'la birlikte mi çalışıyorsun?
Oh, you and Mark worked together?
Hayır, bir ekiple çalışıyorsun, istediğinden değil.
- No. You work with a team, not because you want to, but because you have to.
Drake'e mi ulaşmaya çalışıyorsun?
Zoning out to Drake?
Buna uyku eğilimini de eklediğimizde... Gupta davasında çalışıyorsun ve söylemeliyim ki endişeliyim.
Add that to your rather sleepy disposition, your work on the Gupta case, and, uh...
Kendi kendini tedavi etmeye çalışıyorsun.
You're just self-medicating.
Ciddi ciddi bu meseleyi kendine mi mal etmeye çalışıyorsun?
Are you seriously taking credit for this? Just open the hatch.
Haftada sadece 10 saat çalışıyorsun.
You only work 10 hours a week.
Yani benim için çalışıyorsun.
Wh-Which means you work for me.
Şey, hâlâ o Grimm ile birlikte mi çalışıyorsun?
So do you still work, uh, with the Grimm?
Anlatmak istediğim ayık kalmaya çalışıyorsun, ve bu seni bir kazanan yapar.
The point is you're trying to get sober, and-and that makes you a winner.
Van DerWerff'in boşanma davasında mı çalışıyorsun?
So, um, are you working on the Van DerWerff divorce?
David Lee için bağımsız olarak mı çalışıyorsun?
Are you doing freelance work for David Lee?
Ne demeye çalışıyorsun?
What do you mean?
- Geç saatlere kadar çalışıyorsun yani.
So, you're working late.
Demek beni suçlu hissettirmeye çalışıyorsun.
Way to make me feel guilty.
- Benden kurtulmaya mı çalışıyorsun?
What, are you trying to get rid of me?
Beni durdurmaya mı çalışıyorsun?
Are you... Are you trying to stop me?
Hayır, kıçını kurtarmaya çalışıyorsun çünkü Hoover görev başındayken Kennedy neredeyse sokak ortasında vurulacaktı ve senin bundan haberin olması gerekiyordu.
No, you're covering your ass because Kennedy was almost shot in the street on Hoover's watch, and you should've known about it.
Elizabeth için çalışıyorsun.
You work for Elizabeth.
! Beni korkutmaya mı çalışıyorsun sen?
Are you trying to terrorize me?
Ne zamandır burada çalışıyorsun?
How long you been working here?
Bu varsayımla nereye varmaya çalışıyorsun Marco?
Where you going with this theory, Marco?
Bana yalan söyledin bence John da bana yalan söyledi, belki kardeşini korumaya çalışıyorsun.
You lied to me... and I think John lied to me, too, and maybe you're protecting your brother.
- Bana yardım etmeye mi çalışıyorsun?
- Are you trying to help me?
Sırf kendin iyi çalışıyorsun diye arıza çıkarıyor gibisin.
I was going to call soon.
Sınava mı çalışıyorsun?
Are you studying for a test?
Metroya sapık gönderdin. Şimdi gelmiş aynı sapıktan kurtulmak için başka birini kullanmaya çalışıyorsun.
You sent a stalker to the subway and now you're trying to use someone to get rid of that same stalker.
Bu yüzden benimle vakit geçirmeye çalışıyorsun demek.
- That's why you - that's why you're spending time with me now.
- Ne yapmaya çalışıyorsun?
What do you think you're doing?
Benden para sızdırmaya mı çalışıyorsun?
You trying to squeeze some last pennies out of me?
Ölüyü uyandırmaya mı çalışıyorsun?
Trying to raise the dead?
Niye canını yakan birini korumaya çalışıyorsun?
Why are you trying to protect him, some... somebody who hurt you?
Sevdiğim adamı öldürmeye çalışıyorsun.
You are trying to kill the man I love.
Benim bilmediğim bir ek işte falan mı çalışıyorsun?
Are you doing some moonlighting I don't know about?
Kafamı karıştırmaya mı çalışıyorsun sevgilim?
I'm sorry, did that throw you off, girlfriend?
Beni heyecanlandırmaya mı çalışıyorsun?
Are you trying to psych me out?
Tucker, televizyonculuk dünyasında çalışıyorsun.
Pfft, Tucker, you work in television.
Bir kez daha soruyorum. Kimin için çalışıyorsun?
So, one more time.
Şu haline bak, çamurda debeleniyorsun. Batmamaya çalışıyorsun. Bedeli ne olursa.
I mean, look at you, just flopping around in the mud, trying to stay afloat... whatever the cost.
Bize ne yapmaya çalışıyorsun?
What are you trying to do to us here?
Telefon şirketinde çalışıyorsun, o yüzden telefonlara "birim" diyorsun.
You work for the phone company, so you call the phones "units."
Sıkı mı çalışıyorsun?
You work out?
Eğer bunu izliyorsan, sen bir salaksın çünkü Los Angeles'da neler olduğunu çözmeye çalışıyorsun.
And if you are seeing this, then you are an idiot, because you are trying to figure out what happened to you in Los Angeles.
Ne yapmaya çalışıyorsun?
What are you trying to do?
Ne demeye çalışıyorsun?
What are you trying to say? You know what I'm trying to say.
Ne elde etmeye çalışıyorsun?
I mean, what... what are you trying to accomplish here?
- Sen de benim için çalışıyorsun.
- You work for me.
Drone gözetlemesiyle hiçbir alakan olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun, anlamadım?
You mean to tell me that you have had nothing to do with the drone surveillance?
Kardeş Joan of arc! Yalnızca gerektiğinde sesimi yükseltmek için bir huy edinmeye çalışıyorum ve bu sesimi yükseltmek için olan durum fırsatları pek sık değildir ama sen sabrımı sınıyorsun ve bunun üstüne de hala arabamı elinde tutuyorsun.
Sister Joan of arc, i try to make it a habit to raise my voice only when necessary, and it is not often that the occasion calls for me to raise my voice, but you are trying my Patience, and on top of that,
Ben sorumluluktan kaçmaya çalışıyorum sense bir adamın hayatını benim ellerime bırakıyorsun.
I'm trying to free myself from the binds of responsibility and you want to put a man's life in my hands.
Neden çalışıyorsun sen?
Jae-wook, why are you working?
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışmıyor 158
çalışıyor musun 55
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışmıyor 158
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18