Çok mutluydum перевод на английский
325 параллельный перевод
Öğrenci arkadaşlarla yürüyüşe çıkmıştık hatırladığım kadarıyla, çok mutluydum.
I was out on a walking trip with some other students... and as I remember it, I was very happy.
Seninle çok mutluydum ve özgür olduğunu bilirsem, ne kadar uzakta da olsan, daha mutlu olacağım.
I was happy with you, and if I know you're free, I'll be happy, even if you're far away.
Seninle çok mutluydum, sona ermesini istemiyordum.
I've been very happy with you.
Bir zamanlar çok mutluydum orada.
I was once very happy there.
Ve ben çok ama çok mutluydum
And I was, oh, so happy
Bütün o yaz boyunca... Estella'yı bolca gördüm ve çok mutluydum.
All summer I saw a great deal of Estella and I was very happy.
Hayır aşkım. Çok mutluydum.
No, my love, I was so happy...
Çok mutluydum.
I was very happy.
Çok mutluydum ve aniden tek yapmak istediğim dans etmek oldu.
And I was so happy that suddenly, all I wanted to do was to dance.
Çok mutluydum.
I was beginning to feel like a goldfish.
Çok mutluydum.
Before, I was happy.
Bugün çok mutluydum, sizlerin sayesinde. Ayako şanslı bir kız!
Thanks for all of you, Ayako is blessed.
Beni koruduğun için çok mutluydum!
I was so happy you delivered me!
Başta çok mutluydum, ama şimdi ben...
I was so happy at first, but now I...
Çok mutluydum ama herşeyi birdenbire mahvettiniz.
I was so happy... You ruined everthing.
Seninle çok mutluydum.
I was so happy with you
Çok mutluydum. Mektubu postalamak için yağmurda üç blok boyunca koştum.
I was so happy, I ran three blocks in the rain to mail the letter.
Çok mutluydum.
I was delighted, never sick :
Çok mutluydum.
And I was very happy.
Altı ay boyunca çok mutluydum.
For six months I was completely happy.
O akşam eve gittiğimde çok, çok mutluydum.
When I went home that evening... I was very, very happy!
Çok mutluydum, Fergus'a yani size modellik yapacağım için.
I was thrilled to get to model for the great Fergus.
Ayrıca bundan hemen önce çok mutluydum. Uyurken yani.
Besides, I may have been happier where I was... sleepin'.
Çok mutluydum.
I was so happy.
... inanmakta güçlük çektim. Ama sonrasında çok mutluydum.
I didn't dare believe it, but then I was very happy.
Londra'da iki ay gerçekten çok mutluydum.
I was really happy for two months in London.
Harry, bu gece geldiğinde çok mutluydum.
Harry, I was so happy when you came over tonight.
"Eve döndüğüm için çok mutluydum".
I was so glad to be going home.
Ve bu odada seninle çok mutluydum.
And I've been so happy in this room with you.
Çok mutluydum.
I was really happy.
Ve Eva çocuk sahibi olmak istediğini söylediğinde bunun Herbert'le olması mümkün değilmiş. Ve o yaşlı adamdan da istemiyormuş, sadece senden istiyormuş. Ah Franz, çok mutluydum.
And when Eva said she wanted to have one, but it's not possible with Herbert... and she doesn't want one by that old guy, only by you, oh, Franz, I was so happy!
Sen gelmeden önce çok mutluydum ben.
Before you came, I was happy.
! Ben normal halimle de çok mutluydum.
I WAS HAPPY JUST TO BE NOMINATED.
Bu sabah çok mutluydum.
This morning I was so happy.
O evden çıktığım için çok mutluydum sadece.
I was only too glad to get out of such a house.
Çok mutluydum.
I was on top of the world.
O andan itibaren, bu manzarayı her gün görecektim ve çok mutluydum.
From now on, I will see it every day I feel so happy.
Ve Hooper ortağım olduğu için çok mutluydum.
And I was glad to have Hooper as a partner.
Benden borç para alacak kadar alçak gönüllü bir yönetmenle tanıştığım için çok mutluydum.
I was delighted to have met a director who was humble enough to borrow money off me.
Çok mutluydum. Okula gitmeyi neredeyse eskisine nazaran daha çok seviyordum.
But through NATO it is a free dictatorship, right?
Başlangıçta her şey yolundaydı ben de, her şey yolunda olduğu için çok mutluydum.
First, everything worked out well... and I was so happy.
Şöyle denebilir, aşırı derecede mutsuzdum ama bunu bilmiyordum, çünkü her zaman çok mutluydum.
That is to say I was deeply unhappy, but I didn't know it because I was so happy all the time.
İşin içine seksi de ekledim diye çok mutluydum, siz de öyle yapmaz mısınız?
I was so happy, I wanted to add sex to it. Don't you do that?
Seninle çok mutluydum.
I was so happy with you.
Hayır Ben çok mutluydum!
Well, I was happy!
Çocukken çok mutluydum ben asıl dertler daha sonraları başladı.
I had a happy childhood.
Adada çok daha mutluydum ben.
I would have been happier on the island.
Cezayir'de çok daha mutluydum.
Ι was so much happier in ΑΙgeria.
Paramız yoktu, otostop çektik ama aslında... çok zor zamanlardı diyemem... çünkü birlikte iyiydik, mutluydum ve dönmek istemedim.
We had no money. Had to hitch-hike. But, that was no problem.
Bir yerde mutluydum, çünkü Hulme ailesi bana karşı çok sevecendi,... ve annesinin ne mal olduğunu yetişkinlerin anlaması güzel bir his.
I am very glad, because the Hulmes sympathize with me, and it is nice to feel that adults realize what Mother is.
Dikkat etmiyor olabilirsin ama çok az insan, eğer deli değillerse böyle demez : " Dün mutluydum.
You may not have been paying attention... but very few people, unless they're psychotic... just sort of say, "Yesterday I was happy. Today, I'm outta here."
mutluydum 20
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok mu komik 18
çok merak ediyorum 37
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok mu komik 18
çok merak ediyorum 37
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnunum 33
çok meşgulüm 91
çok mutsuzum 26
çok makbule geçer 21
çok mutluyduk 17
çok minnettarım 75
çok mu şey istiyorum 17
çok meşgul 34
çok meşguldüm 54
çok mükemmel 16
çok meşgulüm 91
çok mutsuzum 26
çok makbule geçer 21
çok mutluyduk 17
çok minnettarım 75
çok mu şey istiyorum 17
çok meşgul 34
çok meşguldüm 54
çok mükemmel 16
çok mu 65
çok memnun oluruz 22
çok mu geç 22
çok mantıklı 60
çok modern 16
çok mu önemli 16
çok mu kötü 45
çok mantıksız 20
çok memnun oluruz 22
çok mu geç 22
çok mantıklı 60
çok modern 16
çok mu önemli 16
çok mu kötü 45
çok mantıksız 20