Önemi yok перевод на английский
9,637 параллельный перевод
Paranın bir önemi yok.
Money well spent.
Yoksa babasının birçok bağış yapmasının veya yarımadanın yarısına sahip olmasının bir önemi yok mu?
Or does that not matter since her father Owns half the peninsula and donates a shitload?
Önemi yok. Ben yokum.
I'm out.
Bir önemi yok.
It doesn't matter.
Hiç önemi yok.
Really not important.
Ne istediklerinin bir önemi yok Zoe.
It's not about what they want, Zoe.
Nereden geldiğinin önemi yok Luke. Aile ailedir.
Doesn't matter where you're from, Luke- - family's family.
"Başka hiçbir şeyin bir önemi yok." bakışı yemek yememeler, uyumamalar.
The "nothing else matters" look, the not sleeping, not eating.
Bir önemi yok.
Doesn't matter.
Sebeplerinin gayet onurlu olduğunun farkındayım. Ama insanların yaşamlarına zarar veriyorken bunun önemi yok.
I appreciate that her motives are honourable, but that's not enough when she's damaging people's lives.
- Ama bir önemi yok artık.
- But that doesn't matter.
- Benim ne bildigimin önemi yok.
Doesn't matter what I know.
Arkadaşın olmamasının hiçbir önemi yok.
No, there's nothing wrong with not having friends.
- Evet. Fakat benim şeref sözü vermemin sizin için hiçbir önemi yok mu?
If I were to give you my word nothing took place of which you disapprove?
- Benim sözümün önemi yok leydim.
It's not for me to say.
Nasıl aldığımın bir önemi yok.
It doesn't matter how I got it.
- Bunun bir önemi yok.
It does not matter.
Bir tankı olsa da önemi yok, nerede olduğunuzu bilmiyor.
Doesn't matter if he's got a tank, doesn't know where you are.
Nasıl geldiğinin bir önemi yok ;
Doesn't matter what it feels like.
Bildiğiniz şeyin size ne kadar ufak ya da anlamsız geldiğinin bir önemi yok. Sizden haber almak için bekliyoruz.
'No matter how small,'no matter how insignificant that information might appear to be...'we are here waiting to hear from you.
Kabul etmesen de önemi yok.
Doesn't matter if you admit it or not.
Artık bir önemi yok.
It doesn't matter now.
Biliyorum ya da bilmiyorum ne olduğunun önemi yok.
It doesn't matter what I know or don't know.
Neye inandığının bir önemi yok.
It doesn't matter what you believe.
Önemi yok.
It doesn't matter.
Evet. Ama o saçmalığın artık bir önemi yok, değil mi?
Yeah, well, that crap doesn't matter anymore, does it?
Ama bunun bir önemi yok.
But it doesn't matter.
Senin neye inandığının bir önemi yok.
It doesn't matter what you believe.
İsimlerin bir önemi yok.
Names don't matter.
Eğer söylediğin kadar güçlüysen bunun bir önemi yok.
If you are as powerful as you say, it doesn't matter.
Hiçbir önemi yok.
It's of no consequence.
Önemi yok.
No matter.
- Şöyle ya da böyle bir önemi yok.
It doesn't matter either way.
Önemi yok.
Doesn't matter.
Hiç önemi yok baba.
Nothing matters, dad.
Bunun bir önemi yok!
That is not the point!
İstihbarat ajanıydı, önemi yok artık.
It was military intelligence. It doesn't matter.
Belki önemi yok ama sonunda bitiren o oldu.
Maybe it doesn't matter, but in the end, he was the one that finished it.
Bak, önemi yok biliyorum ama sen haklısın.
Look, not that it matters but, yeah, you're right.
Hiç önemi yok.
It doesn't matter.
Şimdi bir önemi yok. - Mantıklı davranmıyorsun.
You're not being rational.
Evet dostum, sanırım bu duyduğum en berbat şeydi. Ama önemi yok.
Yeah, buddy, I gotta tell ya, that's probably the worst thing I've ever heard, but look, it doesn't matter.
Bana ne olacağının önemi yok.
What happens to me doesn't matter.
Biliyor musun, önemi yok.
You know what, it doesn't matter.
Ne yaptığının önemi yok.
Doesn't matter what you do.
Burada veya babamın evinde... ya da Meksikada yaşamamın ne önemi var ki... Hiç bir önemi yok.
I mean, what does it matter if I live here, or Dad's house, or Mexico, it doesn't matter, none of it matters.
Seni sevmem için ne olduğunun bir önemi yok çünkü seni, sen olduğun için seviyorum.
I love you no matter what you are... because I love who you are.
Fikirlerimiz yayıldığı taktirde, bizlerin pek önemi yok.
As long as the ideas reproduce, we may be dispensable.
Kelimelerin artık bir önemi yok.
Words don't matter anymore.
Artık önemi yok.
It doesn't matter now.
Hangimizin hangisi olduğunun önemi yok.
It doesn't matter which of us is which.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65