Şunu bir dinle перевод на английский
359 параллельный перевод
Baba, şunu bir dinle, çok eğlenceli.
Daddy, listen to this, it's so funny.
Şimdi şunu bir dinle :
Now listen to this :
Şimdi şunu bir dinle Joe.
Now listen to this Joe.
Şunu bir dinle.
Get a load of this.
Çavuş, şunu bir dinle -
Hey, Sarge, get a load of this.
Şunu bir dinle :
Listen to this.
Şunu bir dinle.
Listen to this.
Şunu bir dinle, Kral.
Just listen to this, King.
Şunu bir dinle.
Will you listen to something?
Hey, Bob, şunu bir dinle.
Hey, Bob, get a load of this.
Çok güzel, ama hele şunu bir dinle...
That's very nice, but wait till you hear about the deal...
Şunu bir dinle, dün güzel bir hanım ben burada yokken gelmiş ve daireme girmek için Charlie'ye yüz kağıt bile teklif etmiş.
It seems that some beautiful woman tried to enter my apartment... and even offered Charlie the doorman a hundred-franc note.
Ne olsa inanırsın? Şunu bir dinle!
You've messed up a great show.
Şunu bir dinle.
Listen to this here.
Tamam, şunu bir dinle.
All right, all right. Listen to this.
Şunu bir dinle.
But listen to this.
- Şunu bir dinle dostum.
- Just have a listen, man.
Şunu bir dinle.
Well, listen to this.
- Şunu bir dinle, Pete.
Listen to this, Pete.
Şunu bir dinle.
Check this out.
Şunu bir dinle.
Get this.
Dur, şunu bir dinle.
Wait, listen to this one.
Şunu bir dinle.
Listen to that.
- Şunu bir dinle.
Check this out.
Şunu bir dinle.
Listen to this. This is good music.
Şunu bir dinle!
Listen to that!
Bir de şunu dinle.
And listen to this.
Söylediklerim bir sey ifade etmiyorsa... hepsini unut ve sunu dinle.
If all I've said doesn't mean anything to you then forget it and we'll make it just this :
Bir de şunu dinle...
Something else...
Şunu dinle. 52 yaşımdayım, sıcak suyu olmayan bir evde doğmuşum.
You can't... Get this. I'm 52 years old, and I was born on the Lower East Side in a cold-water flat.
Uzun zaman önce bir yazın tam burada, bu bahçede otururken Sebastian dedi ki, "Anne, şunu dinle."
One long ago summer, sitting right here in this garden Sebastian said to me, "Mother, listen to this."
- Bir dinle şunu!
- Listen to this!
Şunu bırak ve bir dakika beni dinle.
Look, put that down and listen to me for a minute.
Şunu dinle : " Bir mahkum, boğazına sarılan celladına şöyle der :
Hey, listen. The prisoner said to the executioner.
Şunu dinle : " Haber kaynağımız daha sonraki bilgilendirmesinde toprağın derinliklerinden gelen iğrenç, korkunç seslerin kuyu kazmada görevli arkadaşlarımızı çok korkuttuğunu ve hatta bir tanesinin ölümüne delirdiğini belirtiyor.
Listen. "Our informant further states " that grievous sounds emanating from the very earth " have so affrighted certain fellows employed in the digging of a well
- Bir de şunu dinle.
- You know something else?
- Dinle, bir tanem, şunu açığa kavuşturalım.
- Listen, sweetheart, let's get this straight.
Şu akordu dinle... bir de şunu.
Listen to this chord... or this one.
Şunu dinle. Dünyayı yok edecek bşir kıyımın yanında bir adamın hayatı nedir ki?
Listen to this. "Little enough to ask the life of one man... against a holocaust that could destroy the globe."
Pekala Lieberman, bir de şunu dinle.
All right, Lieberman!
Şunu dinle, kızı bir mezarlıkta bulmuş.
Now get this. He picked her up at a cemetery.
Bir de şunu dinle.
Now listen to this.
Bir de şunu dinle.
Let me put it another way.
Hey şunu dinle : "Cleland Notları'nda mevcut olan bir diğeri :"
" ALSO AVAILABLE IN CLELAND NOTES :
Şimdi şunu dinle, baktıkları yerde bir cinayet işlendi.
Now get this. In the distance, there was a murder.
Şunu dinle. " Her oda bir hikaye.
Get this. Each room is an event.
Dinle serseri, eğer bir şekilde bizi dinliyorsan şunu hatırlamanı istiyorum : Maalesef kesmek zorundayım. İdam edilme zamanın geldiğinde ne yapacağımı hep birlikte göreceğiz.
When it comes time for your execution, you can't con Con Edison.
Şunu dinle. Hayatında yanlış hiçbir şey yapmamış bir kadın birdenbire bir müzisyene aşık oluyor.
Here's the story : a woman who's never done a dishonest thing in her life finds herself falling into a love affair with a musician.
Daha dur, bir de şunu dinle.
Wait till you listen to this shit.
Dinle şunu, bir ses duyuyorum :
Listen, I hear this voice saying :
Otur ve şunu dinle. Çok ilginç bir haberim var.
I've got a juicy piece of news.
şunu bir dene 17
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24