Dinleyin beni перевод на английский
4,227 параллельный перевод
Dinleyin beni.
Listen to me.
- Dinleyin beni. İkinizi de önemsiyorum.
Listen, I care about the two of you, okay?
İyi dinleyin beni.
Listen to me carefully.
sen... efendim sinirlenmeyin beni dinleyin kız senin kızın degil ama degeri 10 milyon!
You... Sir, don't get excited. Listen to me.
Dinleyin, sadece beni görmeye geldi.
Look, he's just here to see me...
Beni bi'dinleyin!
Listen, listen!
Beni dinleyin lütfen.
Your attention, please.
Beni dinleyin!
Everybody
Chen jia Gou halkı beni dinleyin.
People in the Chen Village listen to me
Lu Chan ve Yu Niang beni dinleyin.
Lu Chan and Yu Niang listen to me
Beni dinleyin derhal.
Listen to me right now.
Beni dinleyin!
Listen to me!
Beni dinleyin. 4. seviye gaz kaçağımız var.
Just... Just listen to me. We have multiple level-four ventings.
- Beni dinleyin.
Just hear me out...
Beni iyi dinleyin.
Listen to me clearly.
Efendim, beni dinleyin.
Sir, listen to me.
Beni dinleyin Iütfen!
Attention please!
Onu sekizinci bölgedeki Dedektif Carter'a götürün. Lütfen beni dinleyin.
Take him to Detective Carter at the Eighth.
Şimdi beni dinle hepiniz beni dinleyin.
Now you listen to me... you can all listen to me.
Beni dinleyin, bu saat yeniden inşa edecek bir şey değil.
Listen to me, this watch is not a rebuilder.
Susun, beni dinleyin.
Listen to me, listen to me.
- Beni dinleyin.
Listen to me.
Ama şimdi beni dinleyin Wakanda'yı korumak için yapmam gerekeni yapacağım.
But hear me now... I will do what I must to protect Wakanda.
Pekala, beni dinleyin.
All right, listen to me.
Hayır, beni dinleyin!
No, listen to me!
Pekala beni dinleyin.
John Ross : All right, all right. Listen up.
- Beni dinleyin.
No, no, no, no!
Beni dinleyin!
Listen to me.
Dinleyin, beni dinleyin.
Listen, listen.
Beni dinleyin.
Listen to me.
Şimdi, beni dinleyin.
Now, listen up.
Beni iyi dinleyin. Wesley'i şüphelendirmemeliyiz.
Now listen to me carefully, we can't make Wesley suspicious.
Dinleyin beni...
Look...
- Yonkers'ta eski bir ulusal cephanelik var ve bir şey bulduk. Susun da beni dinleyin!
Yonkers, there's an old National Guard Armory, and we found something- - just stop and listen to me!
Durun! Beni dinleyin.
Just listen to me.
Lütfen beni dinleyin.
People, just please listen to me.
Pekala, beni dinleyin, bu Adem ve Havva, Adem ve Hamza değil, beni anlıyor musunuz?
Now, listen, it's Adam and Eve, it's not Adam and Steve, you understand me?
Peki hâlâ, beni dinleyin Burners artık tekrar tüm silindirlere ateş açabilen bir takımım olduğuna göre bir parça daha yarım kalmış bir işimiz var.
Alright listen up Burners, now that I've got my team firing on all cylinders again, we've got one last piece of unfinished business.
Pekâlâ, çocuklar, beni dinleyin.
All right, guys, listen up.
Beni dinleyin. Bugüne kadar hiç Bölüm yarışmasını kaybetmedik ve idare bendeyken de kaybetmeyeceğiz.
Listen to me, we have never lost sectionals before, and there's no way we're gonna do it under my watch.
Şimdi beni dinleyin.
Now listen to me.
Beni dinleyin, güvenli bir yere gidin.
Look, you guys just get somewhere safe.
Bu palavrayı iyice beyninize kazırken beni iyi dinleyin.
Now everybody listen up while I stuff the rest of this rhetoric down your throats.
- Beni dinleyin.
- Listen to me.
Beni dinleyin.
Listen up.
Tamam çocuklar, şimdi beni dinleyin.
All right, people, now rap with me.
- Bayan Kim! Lütfen beni dinleyin.
- Ms. Kim, please, listen to me carefully.
Beni dinleyin! "
- No, you listen to me!
Amerikan halkı partizan kavgalara bir son vermemizi istediğini açıkça gösterdi. Bu kürsüye çıkan bütün başkanlar her şeyin değişeceğine yemin etse de sonuçta hiçbir şey değişmiyor. Şimdi beni dikkatle dinleyin.
The American people have made it clear that they want an end to partisan rancor, and every new President stands here vowing that things will be different, and nothing changes, so listen to me carefully now.
Lütfen beni dinleyin!
Please listen to my story.
Dinleyin, Bayan Butler bu şekilde tanışmış olabiliriz ama oğlunuza gerçekten değer veriyorum ve bu akşam beni davet etmenizin önemi benim için çok büyük.
Listen, Mrs. Butler, that may be how we met, but I genuinely care about your son, and it means a lot to me that you guys had me here tonight.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21