Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Benim için de

Benim için de перевод на испанский

23,798 параллельный перевод
Birçok emlak satışını organize ettim bu benim için devede kulak sayılır.
He hecho varias liquidaciones de patrimonio, así que esto es lo mío.
Tuhaflık konuşuyorsak, benim için de tuhaf kaçmaz.
A mí tampoco me incomoda, hablando de incomodidad.
Bu benim için de çok zor.
Es difícil para mí.
Benim için de sanırım.
A costa mía, supongo.
Biliyor musun? Benim için de bir planı var.
También tiene un plan para mí.
- Benim için de değerlisin.
- Eres alguien importante para mí.
Sadece benim için değil. Onlar için de.
No solo por mí, sino también por ellos.
Benim için de bir anlamı yok!
¡ Y no significa nada para mí!
Benim için de acil bir durum vardı.
Bueno, yo también tuve una emergencia.
Bu geminin benim istediğim gibi batmasına izin ver ben de sihir gücümü, seni ve kardeşini kurtarmak için kullanmaya söz vereyim.
Si accedes a dejar que el barco se hunda... usaré mi magia para que tú y tu hermano sobrevivan.
Linda, seni gördüğüm ilk andan beri Lindalar'ın içinde benim için tek olduğunu anlamıştım.
"Linda, desde el momento en que te vi, me di cuenta, que eras una de las únicas Lindas para mí".
Annem minyon bir insandı. Ama akromegali olan bir adamla evlendi. Kendisi cüce olduğu için bir devden çocuk yaptığında benim normal olacağımı düşünmüş.
mi madre era un persona pequeña pero ella se caso con un tipo con sindrome de gigantismo ella penso que si ella era pequeña y tubiera un bebe con un gigante yo podria ser normal no permitermos a los Daneses quitarnos nuestras vidas online, skank
Muhtemelen Lauire Bream'in Vadi'yi gezip dolaşmasının ve dünyadaki Koca Kafa dahil her sik kafalıyla benim işim için görüşmesinin beni ne kadar uyuz ettiğini söyleyemem. O herifi de ben kovmuştum bu arada. Yanlış anlamayın onu severim.
Y seguro tampoco puedo decir lo enojado que estoy por que Laurie ande dando vueltas por el Valle entrevistando a todos los imbéciles del planeta para ofrecerles mi puesto, incluyendo a Big Head, un tipo al que despedí, y la verdad me cae bien.
Bana değer verdiğini ve müşterim olacağını bilmek benim için çok şey ifade ediyor.
Aprecio que te preocupes por mí y vengas a verme a mi lugar de negocios.
Ölesiye çalışmak istiyorsan benim için sorun değil ama madalya da vermem ekstra ücret de ödemem.
Oye, si quieres trabajar hasta el cansancio, adelante, pero no entrego placas de honor y no pago tiempo extra.
... benim için bir sorun yok. Çünkü bu ceket size ne kadar albenisiz gelse de bir kez giydiğinizde her şey değişecek.
pero está bien, porque, aunque no te guste, cuando te la pongas, todo cambiará.
Troll Trace programı türünün en gelişmiş olanı. Hükümetin, bu teknolojiyi kullanıp seçilmiş başkanı koltuğuna oturmaktan durdurması için sadece birkaç haftası var. Benim ne yapmamı istiyorsunuz?
el govierno tiene unas pocas semanas para usar esa tecnologia y detener la eleccion presidencial de oficializarse que quiere que haga?
Hillary Clinton bu iş için tek... yeterince akıllı ve komik olan benim dedi.
Hillary Clinton dijo que era yo el unico capaz de... ser inteligente y gracioso para hacer esto
Benim için büyük bir şey bu.
Esto es mucho viniendo de mí.
Lara Leticia için çalışıyor. O da benim arkadaşım. Ladjane de benim için çalışıyor.
Lara trabaja para Leticia, que es mi amiga y Ladjane trabaja para mí.
Yarın ilk iş masamda olsun. İşinizi geciktirdiğim için benim adıma kendinize de bir özür mektubu yazın. Kulağa samimi gelirse iyi olur.
La quiero en mi escritorio a primera hora de mañana... y escriban disculpas de mí hacia ustedes por hacerlos trabajar hasta tarde, y es mejor que suenen sinceras.
Sayın Başkan sizinle dans etmek benim için bir onur olurdu.
Uh, señor Presidente, uh, sería un honor de bailar con usted.
İnkar etti. Ama gittikten sonra fark ettim ki bir müşterinin bilgilerine ulaşmak için benim çalışmamı kullanmış.
Lo negó, pero al irse, vi que usó mi acceso para ver datos de un cliente.
O günlükler, benim için sanki düşüncelerden kurtulmak gibi bir şeydi.
T-Estas revistas, hey eran sólo una forma para mí, como, trabajar a través de eso.
En azından benim için öyleydi.
De todas maneras, así era para mí.
Önce benim için geldiklerini sandım tamam mı?
pensaba que venían a por mí. ¿ De acuerdo?
Yeni başlangıca başkan bey. Hem benim hem de kasaba için.
Por un nuevo comienzo, Sr. alcalde... para mí y para este pueblo.
Ve kişisel bir not sizin gibi değerli bir sanatçıya yardımcı olmak benim için bir onurdur.
Y como comentario personal, sería una honor asistir a un artista de su calibre.
Bu yüzden artık Supergirl'ün arkasında olmadığımı söylemenin benim ve Catco için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur.
Por lo tanto, se puede imaginar cómo difícil que es para mí a decir que yo y Catco ya no puede estar detrás de Supergirl.
Bu yüzden artık Supergirl'ün arkasında olmadığımı söylemenin benim ve Catco için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur.
Por lo tanto, se puede imaginar lo difícil que es para que te diga que yo y ya no puede Catco están detrás de Supergirl.
Gerçek kimliğimi sana açıklamak benim için kolay değildi bunu yaptım çünkü sana güvendim o üniformanın altındaki gerçek sana güvendim.
No fue fácil para mí mostrarte quien soy en realidad, pero lo hice porque confío en quien eres, en quien eres realmente, debajo de ese uniforme.
National City'deki herkesin zihnine sinirsel sinyaller göndermek için benim uydularımı kullanıyorlar.
Están usando mis satélites para enviar señales neuronales. directamente a las mentes de todos en National City.
- Öptüm. - Öptün. Kendinde değilken seni öptüğüm için özür dilerim o zaman çünkü benim aklım başımdaydı.
Siempre que sigas viendo todo en blanco y negro, vas a seguir con el mismo tipo de odio y resentimiento que permitió a los Kryptonianos...
Kızını benim ittifaklarımı sabote etmeni sağlama almak için kullanıyor.
Esta utilizando a vuestra hija. para asegurarse de que saboteáis mis alianzas.
Yani çocuklarının hayatını korumak için benim hayatımı riske attın.
Así que para salvaguardar las cabezas de tus hijos, jugaste con la mía.
Her zaman benim için buradaydın ve ben de senin için burada olacağım tekrar.
Has estado ahí para mí una y otra vez, y yo estaré ahí para ti.
Benim ilk personel toplantım olduğu için herkese kocaman bir merhaba demek istedim.
Uh, ya que este es mi primera reunión de personal, Yo pensé que le daría a todos un saludo muy grande,
İzin almak için de benim onayım gerekiyor.
Bueno, no tanto como una licencia, sino como una inclinación de cabeza.
Benim için de işleri kolaylaştırırdı.
- También sería mucho más fácil para mí.
Bu çok yıkıcı olmuştur, benim için de öyle.
Debe ser tan devastador como lo es para mí.
Ben kız kardeşimi ikna ettim beni bu haftasonu buraya yazdırması için Yani sen benim Han'ımı görmemi engelleyemezsin
Convencí a mi hermana de que me permitieran salir este fin de semana así que no me vais a impedir ver a mi Han.
Sandy ve benim için birkaç tane meditasyon şarkısı.
Algunas canciones de meditación para mí y... para relajarse Sandy.
Şey benim için biraz geç saatlerde o.
Bueno, es un poco más tarde que mi hora de dormir.
Bu yüzden benim için kendini paralamayı bırak lütfen.
Así que, por favor, deja de autoculparte por mí.
İki mermim var, biri senin biri de benim için.
Tengo dos... una para ti... Una para mí.
Ben de benim için gerçekten çok önemli olduğunu... - Deacon.
Así que quería decir... que... que...
Geçmişte farklılıklarımız olduğunu biliyorum ama bu görevde yanımda olduğunuzu bilmek benim için çok anlamlı.
Sé que en el pasado hemos tenido nuestras diferencias, pero... teneros a los dos aquí al final de todo esto... - significa mucho para mí.
Tam buradaki yol benim için "duble yol" gibi.
Tengo un camino de baldosas amarillas en mi mente, jefe.
Benim için birşey yapmalısın.
Debes de hacer algo por mí.
Benim için nefes alın, tamam mı?
Respire para mí, ¿ sí? Solo trate de respirar.
Nina'ya şimdi yardım etmenin yolunu bulsam, benim için bir şey yapar mısın?
Si ahora encontrara alguna forma de ayudar a Nina, ¿ harías tú algo por mí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]