Ner перевод на испанский
112 параллельный перевод
Ner an burada olabilirler.
No van a tardar.
Ner... Nerede duracağı umurumda değil, ama burada duramaz.
No me importa dónde se quede, pero desde luego aquí no.
Masada ner kadar para var?
¿ Cuanto dinero crees que hay en la mesa ahora?
- Tüm yaptığım çöpü boşaltmaktı. - Sorun ner?
- Sólo vacié la basura y...
Babanızın ölümü henüz bir kaza olarak belgelenmedi. Henüz değil, ner neyse.
La muerte de su padre no es oficialmente un accidente.
Ner neyse, şunun şurasında sadece bir kaç gün. Eh-heh.
Son sólo unos pocos días.
Ner zaman yaratıldığımızı ya da bunu Tanrının bulutlar üzerinden bizi izlerken yapıp yapmadığını nereden bileceğiz.
Nadie sabe de dónde surgió la creación o si ÉI la hizo o no Él, quien la observa desde los cielos elevados.
Merge yolundan üç İtalyan arabası geliyor.
¡ Suben tres coches italianos por la carretera de Ner!
Ner var ki, kraliyet ailesi için istikbal, hiç bu kadar karanlık görünmemişti.
Pero nunca el futuro de la casa imperial, había tenido un horizonte tan oscuro.
- Ner... ne?
- ¿ Ner... qué?
Hikâye, Lodz'un kuzeybatısından 75 km. uzaklıkta, bir zamanlar Yahudi nüfusunun yoğun olduğunu bir bölgenin merkezinde, Polonya'da Narew Nehri üzerinde, günümüz Chelmno'sunda başlıyor.
La acción comienza en nuestros días en Chelmno-del-Ner., Polonia. A 80 kilómetros al noroeste de Lodz, en el corazón de una región otrora de fuerte población judía, Chelmno fue en Polonia el paisaje del primer exterminio de los judíos por el gas.
Sonra torbalara dolduruluyor, ve yeteri kadar torba olmayınca Narew Nehri üzerindeki bir köprüye gidip kemik tozlarını suya döküyorduk.
Luego poníamos todo aquello en sacos y cuando ya había suficientes sacos, íbamos hasta el río Ner. Había un puente, allí, y los vaciábamos en el Ner. Aquello se iba con el agua.
- Anne havlular ner...
Mamá ¿ Donde están las toallas?
Bazı problemlerimiz var måste skära ner på utrustningar.
bueno bajas ganancias nos han obligado a hacer recortes en el presupuesto..
Ner.. Nerdesin?
Si desea pedir, ¿ Dónde estás?
"Şu kahrolası düğme ner- -"
"¿ Dónde demonios estará...?"
Biliyor musun, bunlar "ner." ile biter.
Ya sabes, cualquiera con "ner".
- "Ner"?
- ¿ "Ner"?
- Bunda bir "ner." Var.
- Termina en "ner".
Ner diyecek? Yalan söylediğini mi?
¿ Y que admita que mintió?
- Ee Alex, ner -
- Bueno, Alex...
Sen böyle... duy-gu-la-rı-mı... sömürerek ne yapmaya çalışıyorsun, seni kü-çük fırlama? !
¿ Que te dió por po-ner-te sen-ti-men-tal... con-mi-go, pequeño mequetrefe?
- Ne hakkında? - Boa-ner-ges.
- Boanerges.
Oh, Boa-ner-ges diye telaffuz edilir.
- Se pronuncia Boanerges.
O sandıkta ner ne varsa onu mu arıyordunuz?
Buscando por... lo que haya en esa caja.
Banır diye okunuyor efendim.
Se pronuncia Bah-ner, señor.
Adım Banır efendim.
Es Bah-ner, señor.
Banır olacak, efendim.
- Es Bah-ner, señora.
- Ner neyse.
- Lo que sea.
Seni ner cat'n eşek'gibi bir yüz var dedi.
Ella dice que tiene una cara como la'n de culo'gato ner.
Kafan küfürlerle o kadar dolu ki gerçekliğin sözlerine ner yok.
Tu cabeza está tan llena de porquería que no hay sitio para lo verdadero.
- Dö-ner.
TABERNA BUZUKI EL REY DEL KEBAB
Ner var ne yok John? Fazla bir şey yok.
- ¿ Que ocurre John?
... ve Ner, Ner bulamadım.
Entonces no la haré esperar más.
a.. ep... aga.. ner... ker.gu...
[Actuando cómo el teléfono no funciona]
ner yaptığını zaten biliyoruz.
Sabemos lo que hiciste.
Tahlilleri temiz, taramalardan sonuç çıkmadı. Ama nöbet geçiriyor. Sebebini bulamadığımız şiddetli nöbetler.
Ni los anà ¡ lisis ni el escà ¡ ner arrojan nada pero tiene crisis de gran mal con ataques sin causa aparente.
Ner zamandan beri Arthur Conan Doyle hayranısın?
¿ Desde cuando eres fan de Arthur Conan Doyle?
Ahhh!
Ner-ner-ner ner-ner! Ner-ner-ner ner-ner! Ner-ner-ner ner-ner!
Neyse, ner ne olursa olsun, Ben bunu kabullenmeyeceğim.
Pase lo que pase, no me quedaré de brazos cruzados.
Ner ne istersem onu yaparım.
Haré lo que quiera.
- Ner demek "gitti"?
- ¿ Qué quieres decir con que se ha ido?
Ner-Nereden-nereden bulacağız o çeşit parayı? !
¿ Donde vamos a conseguir tanto dinero?
Bir defileye ner dersiniz?
¿ Qué tal un desfile?
Sanırım bazen Lessner'lar "çok" ner oluyor.
Vaya. Los Lessner sí que suman.
Ner yazık ki, Çok mutluyum..
Lamentablemente, estoy muy contento.
Siz ner'deydiniz oğl-lum?
si, donde diablos han estado chicos?
Böyle gizlice gelme. Ner... Bunları nereye bırakmamı istersin?
¿ Adónde la quiere?
Tanrım! Sizi hemen hastaneye götürmeliyiz! Ner?
- Tenemos que llevarlos al hospital.
Ve ayrıca tatlı sesine. Haftada birkaç sefer, Nazi polisinin kafeslerde beslediği tavşanlara ot lazım olunca, genç Srebnik nöbetçi eşliğinde Chelmno'daki Narew Irmağı üzerinde kürek çekerdi.
Varias veces a la semana, cuando había que alimentar los conejos del corral SS, Simón Srebnik, vigilado remontaba el río Ner en une embarcación de fondo plano hasta los confines del pueblo, hacia los prados de alfalfa.
Courtney Adı-ner-ne-haltsa'yı tanımıyorum bile!
Ni siquiera conozco a Courtney como-se-llame.
nerdesin 184
nero 36
nerede yaşıyorsun 103
nerelisin 337
neredesin 2085
nerys 79
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nereye gidiyorsun 4208
nerede 4371
nero 36
nerede yaşıyorsun 103
nerelisin 337
neredesin 2085
nerys 79
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nereye gidiyorsun 4208
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nerelisin sen 30
nereden buldun 91
nereye gittin 130
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nerede buldun 38
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nerelisin sen 30
nereden buldun 91
nereye gittin 130
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nerede buldun 38