Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ S ] / Sen bana söyle

Sen bana söyle перевод на испанский

617 параллельный перевод
Şimdi sen bana söyle.
Repítemelo.
Sen bana söyle de bakalım aynı şeyi mi düşünüyoruz.
Tú dime y veremos si pensamos lo mismo.
Sen bana söyle, o yüzden buradayım.
Dígamelo usted, por eso he venido.
Sen bana söyle, Tanrım. Benim burada işim ne?
Dime, Dios ¿ Qué hago aquí?
Sen bana söyle, Nicky.
Dímelo, Nicky.
- Bilmem, sen bana söyle.
- No lo sé. Dímelo tú, ¿ vale?
- Sen bana söyle. Amerikalı arkadaşlarımızı bugünkü tablo hakkında bilgilendirdim, Jeff.
Ya se lo he explicado todo.
Şimdi söyle bana, kimsin sen?
Dime, ¿ quién eres?
Sen de bana artık uçamayacağımızı söyle!
Decías que no volveríamos a volar.
Sen bana Sosis Kralı'nın yerini söyle, ben de ona parasını götürüp neler düşündüğümü söyleyeyim.
Dime dónde vive ese Rey de la Salchicha, le devolveré su dinero y le diré lo que pienso.
Annen bol şekerli bir kahve hazırlarken sen de bana ezberden bir şeyler söyle.
Y ahora, mientras tu mamá nos prepara un café con mucha azúcar, tú me cuentas algo.
Don, bana gizlice söyle, sen ve Lina için evlilik çanlarının yakında çalacağı söylentileri doğru mu?
Cuéntame en confianza, ¿ es cierto lo que se rumorea de tus próximas bodas con Lina?
Sen bir sirk kızısın. Söyle bana : Ayıları nasıl dans ettiriyorsunuz?
Estás en el circo, dime qué hacéis para que bailen los osos.
Sen bana Peter Pan'ın saklandığı yeri söyle ben de seni serbest bırakayım.
Revélanos el escondite de Peter Pan... y yo te suelto.
- Şimdi sen bana ismini söyle.
- Ahora dígame cómo se llama.
Sen söyle bana.
Dímelo.
Sen bir bak ve bana ne düşündüğünü söyle.
Sal y échale un vistazo. Dime qué te parece.
Söyle bana Daya. Sen inanıyor musun?
Dime, Daya. ¿ Lo crees?
Şimdi bana söyle, kimsin sen?
Ahora dime, ¿ quién eres?
Sen bana bir kelime söyle, ben de çağrışım yapan şeyi söyleyeceğim.
Dame una palabra y yo te doy una asociación.
- Öğretmenim bana sorun! - Suvan, sen söyle.
Maestro, pregúnteme.
Söyle bana genç adam, kimsin sen ve seni kim yetiştirdi?
Dime, joven, ¿ quién eres tú y quién te educó?
O zaman sana bırakıyorum. Doğrusunu sen söyle bana.
Confío en ti, cuéntame la verdad.
Sen bana doğru yolda olup olmadığımızı söyle yeter.
Dime si vamos por el buen camino.
Söyle bana, sen yaptın, değil mi?
Dime, ¿ verdad que eso ocurrió?
Bana sen söyle, tamam mı? Sadece sen söyleyebilirsin.
Creo que eres el único que puede decírmelo.
Belki de hayal görüyorumdur, bana sen söyle.
Quizá me imagine cosas, quizá no. Dígamelo usted.
Papaz Efendi, sen de ağzından çıkan önemli şeyleri söyle bana.
Tú puedes verla. Capellán, dígame sólo lo más importante.
Söyle bana Selim Paşa... Sen İran'da kahramanlık yaparken benim Eflak'la savaşacağımı mı düşündün?
Dime, Selim Pasha... ¿ Pensabas que lucharía contra Valaquia, mientras tú te hacías el héroe en Persia?
Bana gerçeği söyle, o sen miydin? Ve neden?
Di la verdad, ¿ fuiste tu?
Giderim ama bana sadece bir şey söyle... sen ve ben burada gerçekten bulunuyor muyuz, yoksa bu da mı bir rüya?
Sí, pero antes dime solo una cosa. ¿ Tú y yo estamos aquí en realidad o es también un sueño?
Sen artık burada olduğuna göre bana gördüklerini söyle, olur mu?
Ahora que estás aquí, dime qué ves en mí, ¿ sí?
Pekâlâ, söyle bana, kimsin sen?
Bueno, al fin y al cabo, ¿ quién es usted?
Bilirsin, William, sen bana Taşduvar Jackson'u anımsatıyorsun. O personelinden birini kovmak zorunda kaldığında şöyle demişti : İşte önderlikten öyle nasibi olmayan bir adam ki, bir çocuk gibi elinden tutularak götürülmedikçe hiçbir şey başaramaz.
Sabe, William me recuerda a una historia sobre Stonewall Jackson cuando tuvo que despedir a un incompetente de su grupo, y dijo "He aquí un hombre tan carente de liderazgo que no puede llevar nada a cabo a menos que sea llevado de la mano como a un niño."
Niçin intihar etti? Bana sen söyle.
¿ Por qué se suicidó?
Sen bana ne bildiğini söyle ben de doğrulayayım.
Usted me dice lo que sabe y yo lo confirmo.
Tamam şöyle yapalım, sen bana yarın yardım et, ben de Harry'den dişe dokunur bir şey öğrenemezsem bu işin peşini bırakırım, tamam mı?
- Está bien. Me ayudas mañana. Y si no saco algo concreto de Harry, lo abandono, ¿ sí?
Sen, şimdi bana, bunu nasıl izah edeceğini söyle.
Dime cómo explicarás eso.
- Sen söyle bana.
- Dímelo tú.
Bana inanmaz, sen söyle.
Jamás me creerá. Dígaselo usted.
- Evet. Hadi sen de bana gizli ve karanlık bir sırrını söyle.
Ahora dime algún profundo y oscuro secreto acerca de ti.
- Sen bana söyle, ben sorununu hallederim.
Pero tomando su consejo... será un poco problemático.
Sen kimsin tam olarak, söyle bana.
Dime, ¿ quién eres exactamente? Está equivocado.
Sen! Ona, bana ateş etmesin söyle!
Usted. ¡ Dígale que me dispare!
Sen dersen ki, şöyle böyle vazife bizimdir. Biz icabına bakarız. " dedi. Yo, bu vazife bana düşer dersen, o da senin bileceğin iş.
Si crees que te pertenece a ti hacerlo, sea cómo tú quieras.
ve sen de aynı şeyleri söyle bana.
Y me has dicho que así ha sido.
Sen sadece yerini öğrenip, bana söyle.
Sólo quiero que la encuentres.
Paul, söyle bana. Sen harikalar yaratırsın.
Paul, dime : tú haces milagros.
Sen de çok iyi biliyorsun ki bunlar Whitman'ın mısraları. Şimdi söyle bana....
Usted sabe muy bien que se trata de Whitman.
Şanı şöhreti bırak şimdi, sen bana ne vereceksin onu söyle.
Deja el honor de un lado, cuanto...
Sen söyle bana.
Dígamelo usted.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]