Suçlu benim перевод на испанский
455 параллельный перевод
Suçlu benim!
Soy culpable!
Eğer öyle bir şey yaptıysa suçlu benim çünkü çok istedim.
Y si tuvo algo que ver en eso, yo soy la culpable porque pedí demasiado.
Tek suçlu benim o değil.
Yo, yo sola, él no.
Suçlu benim.
Yo soy el culpable.
Suçlu benim.
Yo fui el único.
- Tek suçlu benim.
- Sólo yo tengo la culpa.
Suçlu benim...
Fui yo...
Suçlu benim.
La culpa fue mía.
- Suçlu benim, efendim.
- Es mi culpa, señor.
Şimdi kaybettin diye suçlu benim!
Si pierde, es culpa mía.
Türkçesi suçlu benim yani!
En otras palabras, estoy equivocado.
Peki suçlu benim!
Y yo cargo con las culpas!
Suçlu benim.
Cúlpeme a mí.
- O suçlu benim hayatımı kurtardı
Su delito fue salvarme.
Şefe çocuğun yalan söylediğini söyle suçlu benim.
Dile al comisario que el chico mintió... que yo soy el culpable.
Buradaki tek suçlu benim!
El único culpable acá soy yo.
Suçlu benim!
Yo soy el único culpable.
Belki de suçlu benim.
Tal vez yo también sea culpable.
- Tek suçlu benim.
- Soy el único responsable.
Kovulabilirim, ama suçlu benim ha?
Pueden despedirme por tu culpa. ¿ y encima es culpa mía?
- Ama suçlu benim.
- Pero soy culpable.
Bu hikayede, gerçek suçlu benim.
En esta historia, el culpable soy Yo.
Benim fikrime göre gayet tipik bir suçlu.
Un tipo de criminal evidente, en mi opinión.
Söylemek zorundaydım. Kendimi biraz suçlu hissediyorum. Suçlanması gereken kişi biraz da benim.
Pero me siento culpable.
Yani benim suçlu olduğumu mu düşünüyorsunuz?
¿ Piensa que soy culpable?
- Benim suçlu olmadığımı biliyor.
Sabe que no soy culpable.
Tek suçlu benim, belki de.
Bueno, tal vez lo hice.
Gerçekten benim suçlu olduğumu düşündün değil mi?
¡ Creías que yo era culpable!
- Tamam. Benim suçlu olduğuma inanmana ramak kaldığını hatırlamaya çalış.
Recuerda que estuviste a punto de creerme culpable.
Benim kadar suçlu olsanız daha iyi olurdu.
¿ Sabe lo que sería mejor? Que fuera tan culpable como yo.
Ringer sadece gerçeği söyleyeceğine dair kitap üzerine yemin edene kadar benim kararım da suçlu olduğu yönündeydi.
Yo no lo creí, yo no veo como usted o el jurado creyeron en eso. Quisiera un veredicto de culpable, hasta creí que era asesinato hasta que el Sr Ringer juró por la Biblia a decir verdad y nada además de la verdad.
- Suçlu olan benim.
- ¿ Sabes quién es culpable?
Bu aptal gibi, benim gibi suçlu!
¡ Como ese pobre idiota! ¡ Como yo!
Suçlu olan benim.
Yo soy el culpable.
Benim suçlu olanları, suç ortaklarını bulmam gerek.
Tendré que encontrar a los culpables, a los cómplices.
Sadece ince bir tarağın vardı yanında hani? Suçlu olan benim
Con nothin', oh, nothin'¿ Excepto un peine de dientes muy finos?
Suçlu olan benim
Con nada, oh, nada, ¿ Excepto un peine de dientes muy finos?
" Benim bir suçlu olduğumu ve cezalandırılmam gerektiğini söylediler.
" Me dijo que yo era un criminal y que debía ser castigado.
Tabii ki. Seni görevlendirdiğim için senin... Manuel seni uyandırmadığı için onun... suçlu olduğunu düşünüyordum ama... aslında baştan beri, benim hatammış.
Yo pensaba que era tuya por estar al cargo o la de Manuel por no despertarte pero resulta que es culpa mía.
Benim gerçek düşüncem, birisinin onu suçlu göstermek için 10,000 $'ı üzerine yerleştirdiği ve öldürdüğü yönünde.
Realmente creo que alguien le plantó esos $ 10,000 para hacerlo parecer culpable, y luego lo asesinó.
Ve benim gÖrevim de suçlu ya da suçluları adalete teslim etmek.
Y es mi trabajo llevar al culpable de esta fiesta, o fiestas, a la justicia.
Suçlu olan benim.
- No. - El culpable soy yo.
Geri gelecek tek erkek benim ve suçlu ben oluyorum.
Yo soy el que va a volver y encima estoy pagando la culpa.
Yani suçlu olan benim, öyle mi?
¡ Ah, conque esas tenemos! ¿ Soy el culpable?
"Kendimi suçlu hissettim. Benim hatam diye düşündüm."
"Cuando ocurrió, me sentí culpable"?
Kendini suçlu hissetmeni sağlamaya çalışmıyorum ama benim için çok üzücü olduğunu unutma. Bana katlanamadın, ayrıldın.
No quiero que te sientas culpable, pero... podría recordarte lo que me hiciste pasar.
- Senden bir şey istemiyorum. Suçlu benim.
- La culpa es mía.
Bu sözler sizi benim gözümde suçlu yapıyor.
Semejantes propósitos denotan culpabilidad.
Benim aniden odada görünmem onun suçlu kalbinde bir kurşun yemiş etkisi yarattı.
La mera visión de mí fue como una bala a través de su corazón culpable.
Benim hahamım, Haham Perlstein, bana hepimizin Tanrı'nın gözünde suçlu olduğumuzu söylemişti.
Mi rabino, el rabino Perlstein, solía decir que todos somos culpables ante Dios.
- Benim iddiam suçlu değiliz.
- Yo alego inocencia.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benimle gel 1086
benim adım 192
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benimle dalga geçme 73
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benimle gel 1086
benim adım 192
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benimle dalga geçme 73