Tabi ya перевод на испанский
2,249 параллельный перевод
Tabi ya : Babam.
Claro, Papá.
Tabi ya... Çek yazabilirim.
No, te daré- - Tengo un cheque.
- Evet, tabi ya.
- Sí. Sí.
O tabi ya. Kolorado'da dört dönümlük bir çiftlikte değil mi?
¡ Oh, sí, en un rancho de un centenar de hectáreas en Colorado!
Tabi ya.
Por supuesto.
Evet tabi ya
Claro, novato.
Bu da bi fikir.. tabi ya.. hadi.
Buena idea, tienes razón. Salgamos de aquí.
Tabi ya haberlerden
Por supuesto, las noticias.
Tabi ya, benim de istediğim buydu zaten.
Sí, eso es lo que quiero.
Tabi ya, binlerce kilometreden sonra ilk kez önüme bir kız çıkıyor beni aptal yerine koyuyor, elimden çiftemi çalıyor ve bana güvenemeyeceğini söylüyor.
Por supuesto, la primera chica en miles de kilómetros me haria sentir como idiota, robar mis dos cañones y decir que no estoy seguro.
Tabi ya.
Oh, correcto.
Tabi ya, şimdi burayı ben temizleyeceğim!
¡ Tendré que limpiar este desastre!
Tabi ya, haklısın... Üzgünüm, sanmıştım ki...
Lo sé, es que...
Tabi ya.
Correcto.
Mümkündür tabi ya!
Podría suceder.
Tabi ya.
Vamos, por favor.
Tabi ya.
Oh, sí, correcto.
Tabi ya, para kartını oyna.
Claro, juega tu carta del dinero.
Tabi ya!
Ah, Si.
Tanrım, tabi ya.
Oh, mi... por supuesto.
- Tabi ya, haklısın.
- Sí, claro.
Tabi ya
¿ De veras?
Tabi ya, ne demezsin.
Sí, eso hemos oído.
Tabi ya!
Sí, eso es.
- Evet. - Tabi ya, çünkü gözlerinde şok olmuş bir ifadeyle bir bakış atışını hatırlıyorum "Ne kadar da güçIü bir oyunculuk" diye düşünmüştüm.
Correcto, porque recuerdo que giras la cabeza con esa mirada impactante y pensé, "Eso es tan poderoso".
Tabi ya ben de 18 yaşından büyüklerle takılmam zaten.
Si, y no le gustan las chicas mayores de 18.
Tabi ya ne sandın?
Oh sí.
Sen evde kalacağına, LA ya iş toplantısına gittin ve sonra da.. aa tabi ya
Y en vez de quedarse en casa... que y tratar con ella... que voló a Los Ángeles en una reunión de negocios... Y entonces...
Evet tabi ya ben olgun değildim
Oh, que está maduro. Sí, se burlan de mi acento. Burlas de mi patrimonio.
Tabi ya!
Ah... claro.
Tabi, yarın sabah, merak etme, sabah bakarız, dostum.
- Si, perfecto. Ya lo espero.
Tabi ya.
- Claro.
Tabi ya.
Cierto.
Tabi ya.
Sí, claro.
Tabi dolabında bir ya da iki iskelet bulunmasaydı.
Pero tenía algún secreto inconfesable.
Tabi ya!
¡ Por supuesto!
- Tabi.
- Ya.
Tabi, artık okulumuz kızlarından biri bile olmasan.
Aunque, por supuesto, tú ya no eres más una de nuestras alumnas.
Alışılmış bir durum olmadığının farkındayım ve tabi bütün herşeyin tamamen başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali de var.
Ya sé que no es una situación ideal y... bueno, tal vez todo se caerá por su propio peso.
.. bence.. yani.. füzyon gibi yani çok farklı bişey tabi
Es como la gravedad, ya sabes, o la fusión fría, o lo que quieras...
Tabi, Sylvia'da "şimdi ya da sonra küçük kaçamaklar" yapsa umurunda olmazdı.
Entonces, supongo que no te importaría si Sylvie tuviese "un poco de acción extra de vez en cuando".
Ya tabi -
Sí. Bueno, sí. - Y ronca.
Tabi, doğru.
Ya, claro.
- Ya tabi öyle.
Sí, ¿ no?
16. yaş gününe kadar değil... bazı eyaletlerde tabi.
Sí, pero cuando ya tenga 16 años, en algunos estados.
Ya.. tabi.. evet...
Oh, claro, sí.
Tabi ya!
- Oh, cierto.
Beni bulabilmek için, Carla'ya geri çekilmesini söyledin, di mi? Tabi ki de söyledin.
Le dijiste a Carla que te dejara en paz para poder encontrarme, ¿ sí?
Tabi ki, hedefinizin gizli servis geçmişi varsa, onu kandırama ya da etkilemekte başarısız olabilirsiniz.
Claro que, si el blanco ha trabajado para los servicios de inteligencia... no podrás engañarlo o causarle buena impresión.
Bunu biliyordun tabi
Estoy seguro de que ya lo sabías, querida.
Evet tabi...
Ya seguro...