Yer перевод на испанский
98,353 параллельный перевод
- Biraz düşününce fark ettim ki bunca zaman boyunca birbirimize bağırıp kavga ederken her birimiz ayrı ayrı Kötü Yer'e gidecek olanın kendisi olduğunu söylerken "Tanrım bu resmen işkence" dedim kendime ve o an anladım.
Me tomó un rato el entenderlo, pero ahorita mientras todos estábamos peleando y gritando el uno al otro y cada uno de nosotros exigiendo que deberíamos ir al Mal Lugar, pensé : "Hombre, esto es una tortura". Y entonces me di cuenta.
Bizi Kötü Yer'e götürecek bir tren hiç çağırmayacaklar zaten.
Ellos nunca van a llamar a un tren para llevarnos al Mal Lugar.
Burası Kötü Yer zaten.
Este es el Mal Lugar.
Kötü Yer olduğunu anladılar.
- Saben que este es el Mal Lugar.
Ahiret çok daha eğlenceli bir yer olabilir.
El más allá humano, puede ser más divertido.
Onlara İyi Yer'de olduklarını düşündürteceğim. Birbirlerini çıldırtacaklarından emin olacağım. İyi Yer mimarı olarak onlarla birlikte kalacağım.
Voy a hacerles pensar que están en el "Buen Lugar", y para asegurarme de que se vuelvan locos entre sí, estaré allí, pasando como un arquitecto del Buen Lugar.
İyi Yer Janet'i bile yürüttüm orada kullanabiliriz.
Incluso robé a una Janet del Buen Lugar que podremos usar.
Her yer polis kaynıyor daha, olayın dumanı üstünde.
Pero sin todo este odio.
Yukarıda iki kişilik yer var mı?
¡ ¿ Hay lugar para dos? !
O'nu arayabileceğimiz en iyi yer...
Qué mejor sitio para buscarlo que...
Bedavaya kalacak yer bulmana da yardım ettim.
También te ayudé a tenderles una trampa.
- Felluce'de bir yer vardı.
Había este lugar en Fallujah...
Anladım ama dışarıda intihar yeleği giymiş bir adam var. Masum sivillerle dolu bir yer olabilir.
Tienes un punto, pero hay un hombre ahí afuera en alguna parte usando un chaleco suicida, probablemente en una zona repleta de civiles inocentes.
Brakebills'de bir kütüphanedeki kitap için yer belirleyici bir numara bu.
Es un número localizador... de un libro en la biblioteca de Brakebills.
- Rehabilitasyondasın Whitespire'ın biraz kuzeyinde bir yer.
- Estás en el retiro... unas pocas horas a galope al norte de Agujablanca.
Saklanmak için iyi bir yer biliyorsan etmez.
Bueno, no si sabes el lugar ideal para esconderte.
Ama şimdi öldü, dünya daha sessiz bir yer oldu... ya da burada olsaydı.. ... düşük özgüvenimi düşünüp durur muydum?
Ahora que está muerta, el mundo se ha vuelto mucho más silencioso... o lo habría hecho si tú no estuvieses aquí pensando todas esas mierdas de baja autoestima.
El Segundo Motor Sahasi'ndaki hanimlar ve beyler, birazdan yer cekimini yenecek olan cilgin Gary Roberts'i alkislayalim!
Damas y caballeros de El Segundo vecindario de caravanas, aquí para desafiar a la gravedad, por favor, ¡ démosle la bienvenida a Wild Gary Roberts!
Biz de en guvenli yer oldugu icin havuza girdik.
Así que nos metimos en la piscina porque es el lugar más seguro.
- Her yer kan oldu!
- ¡ Sangre por doquier!
Dunyamda yer yoktu hayallere
En mi mundo no había lugar para sueños
ozel bir olay icin yer ayirtmak istiyorum.
Me gustaría reservar un lugar para un evento privado.
Sana bebek partisi yaparım, verandası harika bir yer var.
Yo organizo la fiesta del bebé, tengo un sitio con un gran patio.
Yanında bana da yer ayır Rita.
Guárdame un sitio, Rita.
Burası korkunç bir yer.
Este sitio es horrible.
Hep görmek istediğim bir yer var.
Hay un sitio que siempre he querido ver.
- Tamam, çalıntı şarap içmek eski sevgililerden bahsetmek, turistik yer...
- Vale, pues beber vino robado, hablar de los ex, ver paisajes espectaculares...
Bunu çocuklar yer.
Eso es comida de niños.
Her yer tüy olurdu.
Habría pelo por todas partes.
Daha büyük bir yer var.
Tengo un espacio mayor.
Yeni envanter için yer olmadığında, hazırladığım bu harika grafikler ters yöne gitmeye başlayacak.
Si no tengo sitio para el stock, estos increíbles gráficos empezarán a ir en la dirección contraria.
Yeni bir ofis için bir yer buldum ve birkaç ayın kirasını verecek kadar param var.
He encontrado una nueva oficina y tengo dinero para pagar varios meses de alquiler.
İkincisi, bu mesaj panosuna David Lynch'in Fil Adam filminin ismi verilmeli çünkü burası ucubeyle dolu ve çok üzücü bir yer.
Segundo, este foro debería llamarse El hombre elefante de David Lynch, porque está lleno de bichos raros y es patético.
Burası tutkularımızdan bahsedebileceğimiz güvenli bir yer olmalı, değil mi?
¿ No debería ser este un lugar seguro para hablar de nuestras pasiones?
Ayrıca, polise de koşması için yer açılmış oluyor.
Bueno, también le deja al poli sitio para huir.
Çok yer değiştirmişsin.
Has visto mundo.
Sahipsiz bavulların öldüğü yer burası.
Aquí viene a parar el equipaje no reclamado.
Böylece park yerinde yer seçebilirsin.
Así elijo aparcamiento.
Yer davulu.
Timbal base.
Hâlâ parçalı bulutluyla yer yer güneşli arasındaki farkı anlamıyorum.
Aún no sé distinguir parcialmente soleado de parcialmente nublado.
Burası... güzel bir yer.
Es una bonita casa.
Büyük ihtimal yer altında bir yer.
Lo más probable en algún lugar bajo tierra.
Yer belirleme büyüsü nasıl gidiyor?
¿ Cómo van las cosas con los hechizos localizadores?
Yer bulma büyüsünü yapman gereken yer kesinlikle burası mı?
¿ Aquí es donde tienes que hacer un hechizo localizador?
Bu yüzden radyasyondan sağ salim çıkmaya odaklanmalıyız. 500'ümüzü birden alabilecek güvenli ve büyük bir yer bulmalıyız.
Por eso nos tenemos que centrar en sobrevivir a la radiación, encontrar un lugar seguro y lo bastante grande para albergar a los 500 que somos.
Karinada haşerelerle uyur, sadece peksimet yer, karşılığında sadece teşekkür ederim.
Dormiré en la cloaca con las alimañas, comeré galletas duras y te lo agradeceré.
Yapmayı tercih ettiğim başka bir şey, olmak istediğim başka bir yer yok.
No hay nada que prefiera estar haciendo, no hay lugar donde prefiera estar.
Ve zaman içinde daha konforlu bir yer ayarlayacağım.
Y con el tiempo te trasladaré a una habitación más cómoda.
Ayrıca, başına gelen şeyden sonra iyileşmen için kusursuz bir yer.
- Probablemente tengas razón. Además, es el lugar perfecto para que te recuperes después de tu experiencia.
Dünya sizin gibi insanlar yüzünden çok tehlikeli bir yer hâline geldi.
El mundo se ha vuelto un lugar muy peligroso por gente como usted.
L.T Koenig'in son görüldüğü yer burası. Olumsuz.
Esta es la última localización conocida de L. T. Koenig.
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
yere yat 289
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
yere yat 289
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerler 24
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerini biliyor musun 24
yerinde olsam 100
yerinde olsaydım 43
yerini biliyorum 24
yerini al 23
yerini biliyorsun 16
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerini biliyor musun 24
yerinde olsam 100
yerinde olsaydım 43
yerini biliyorum 24
yerini al 23
yerini biliyorsun 16