Öyle sanıyorum ki перевод на испанский
156 параллельный перевод
Ben öyle sanıyorum ki bu ticari nedenlerdendi.
Y yo que pensaba que lo hacía por mero interés comercial.
Öyle sanıyorum ki... Neyse, bu doğru değil. Unutun gitsin.
Según mi opinión No, no es así.
Öyle sanıyorum ki ; hasarı onarırlarken bize birkaç yüz metre kürek çektirecekler.
Nos alejarán unos cuantos metros para reparar los daños.
Öyle sanıyorum ki burada kötü bir şeyler olmuş Bayan Wirth.
Y porque creo que algo malo sucederá aquí.
Öyle sanıyorum ki, sizinki gibi dine karşı işlenen suçları...
Entenderá que la Iglesia lo considere un sacrílego.
Öyle sanıyorum ki... Son bir sigara için hâlâ vaktim var.
Supongo... que todavía tengo tiempo para el último cigarrillo.
Kendi tarzında, öyle sanıyorum ki, mutluydu.
A su manera, supongo que era feliz,
Ama öyle sanıyorum ki senin tarzını yakalayacaktır, Ace.
Creo que te va a entender.
Diğerlerinden daha iyisini yapacağımı sanmıyorum. Fakat öyle sanıyorum ki bizler sık sık insanların zekasını hafife alıyoruz.
No es que me crea más persuasivo que los otros, pero solemos subestimar la inteligencia de la gente.
Öyle sanıyorum ki sadece zaman geçiriyor.
Solo matando el tiempo, yo diría.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Creo que los griegos describían al nepente... como un estado mental inducido por una droga... probablemente el hachís.
Öyle sanıyorum ki, bağışlanmak için de yetersiz.
Muy fugaces, quizá, para lograr el perdón.
Öyle sanıyorum ki kendini suçladığın tereddüt anı senin türünün karakter özelliği.
Considere la vacilación que le hace sentirse culpable una característica de su especie.
Fiyatların düşmesi de olası. Ama öyle sanıyorum ki- -
Podría haber una caída de los precios.Pero creo que -
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Me niego a creer que el autentico pueblo de Gran Bretaña siempre amigo de Italia, quiere llevar a Europa a la catástrofe por defender a un país africano
Öyle sanıyorum ki ne isim ne de yüz sizde bir çağrışım yapmadı
Ni la cara ni el nombre, es lo que yo pensaba
Öyle sanıyorum ki Melike için iyi olmayacak.
Creo que no será bueno para Melike.
Kuşkusuz, öyle sanıyorum ki, bu evin ana bölümü, ahır değil.
Supongo que esta es la casa principal, no el granero.
Öyle sanıyorum ki, bana kızgınsınız.
Tengo la impresión de que está enfadado conmigo.
Wolf öyle sanıyorum ki, pek yakında canımız sıkılacak.
Wolf, tengo la sensación de que vamos a tener problemas.
Öyle sanıyorum ki önümüzdeki günlerde daktilosunu kıçına sokmamız gerekecek!
Jim Marshall, sabes, tengo el presentimiento que uno de estos días, le vamos a tener que meter su maquina de escribir en su trasero
Öyle sanıyorum ki, siz de ona güveneceksiniz.
Creo que advertira, que se puede confiar en el
Öyle sanıyorum ki, sizin de değil?
Ni el suyo, supongo.
- Şey, öyle sanıyorum ki...
- Bueno, no creo que él...
Onları henüz bitiremedim fakat öyle sanıyorum ki zamanında...
Aún no los he acabado, pero supuse que como no hacen falta hasta...
Öyle sanıyorum ki 1960 yılında..... kadıncağız fotoğraf çektirmek için..... tekrar fotoğrafçıya gitmiş.
Creo que el 1960... la viuda visitó al fotógrafo para tomarse una foto.
Öyle sanıyorum ki..... babanın yüreğinde taşıdığı sıcaklık..... hepimize yeter de artar bile.
Pienso que su bondad sería suficiente para vernos a todos morir. Pero él va a estar más tiempo que eso.
Şimdi, eğer o fotoğrafları gördüyseniz öyle sanıyorum ki küçük siyah bir çanta da görmüşsünüzdür orada.
Si has visto las fotos, me imagino que también viste... un pequeño bolso negro.
... Öyle sanıyorum ki... Hamlet'in deliliğinin nedenini buldum!
Con la misma seguridad que de costumbre, he descubierto la causa de la locura de Hamlet.
Öyle sanıyorum ki, temelde ona karşı çıkmayan insanlar var.
Basándome en eso, supongo que hay algunos que no se oponen a él.
Öyle sanıyorum ki Geo Storm model arabalarda yapılan... beş yüz dolarlık indirimi duyunca... benden daha çok çalışmanız gerekecek.
Presiento que cuando la gente se entere del descuento de $ 500 en los "Geo Storm", incluso el convertible Ud. Estará más ocupado que yo.
Öyle sanıyorum ki gördüklerinden ziyade kendilerinden hoşnutlar.
Más complacidas con ellas mismas que con lo que ven, creo yo.
Öyle sanıyorum ki kız kardeşinizin kendisini bu şekilde sergilemesini istemezdiniz.
- Así es. Seguramente no desearía que su hermana diese semejante exhibición.
Öyle sanıyorum ki, senin şu süslü kılıcını da alabiliriz.
Y creo que también me quedaré con esa elegante espada tuya.
Affedersiniz. Öyle sanıyorum ki biz bu konuyu halledebiliriz. Teşekkürler.
Perdone, creo que podemos arreglárnoslas muy bien solos, gracias.
John, öyle sanıyorum ki Japonların pozisyonu şimdi kırılabilir.
John, estoy convencido de que ahora podríamos romper la posición japonesa.
Sonunda, öyle sanıyorum ki, aklını kaçırmış ve o günden beri de böyle.
Finalmente, a mi modo de entenderlo, enloqueció y jamás se recuperó.
Öyle sanıyorum ki buna neyin yol açtığına dair kesin olmayan bir kuramım var.
Bien, yo pienso que tengo una teoría suelta acerca de que ha causado esto.
Öyle sanıyorum ki katil, bu kadınlardan birisi ile aşk yaşıyordu.
El as esino estaba enamorado de una de las mujeres.
Binbaşı öyle sanıyorum ki bu soru... - David.
Mayor, no veo a dónde lleva este interrogatorio.
Öyle sanıyorum ki oyun bitti. Biz bittik.
Creo que se acabó.
Sanıyorum ki öyle.
Sí, supongo que sí.
Oradaysa ki, öyle sanıyorum kolay olur.
Bueno, si está donde me imagino, la encontraremos.
Eğer sizi doğru anladıysam, ki öyle sanıyorum, polisi arayacaksınız.
Si no me equivoco, y no lo creo, quiere llamar a la Policía Estatal.
Sana sarılmayı öyle istiyorum ki, aklım başımdan gidecek sanıyorum.
Tengo tantas ganas de sentir tu cuerpo que parece que fuera a estallar.
Sanıyorum ki bütün sanatçılar öyle.
Les pasa a todos los artistas.
Eğer ben Tanrı olsaydım, ki bazen kendimi öyle sanıyorum...
Si fuera Dios... y a veces me creo Dios...
Eğer ben Tanrı olsaydım, ki bazen öyle olduğumu sanıyorum.
Si fuera Dios... A veces me creo Dios...
Bilinci yerine geldiğinde,... Öyle sanıyorum,.. ... ama emin olmak için başka çare yok ta ki sistemlerinden çıkıp tam bir nörolojik test yapana kadar.
Con respecto a su conciencia,... asumo que está sumergida,... pero no hay forma de estar seguro,... hasta que deje su cuerpo y le haga un exámen neurológico.
Seni doğru anladıysam, ki öyle olduğunu sanıyorum ulaşılması en zor kasa.
Si estoy interpretando esto bien, y me daría gusto pensar que sí ésta es la bóveda menos accesible que se ha diseñado.
Açık olanı irdelemekten nefret ederim ama eğer... içimizde bir şey varsa, ki öyle olduğunu sanıyorum, bu olsa olsa sende olabilir zira ilk belirtileri sen gösterdin
Odio indicar lo que es obvio pero... si algo está dentro de nosotros, creo que lo probable es que tu seas el infectado