Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Banyo

Banyo перевод на французский

4,977 параллельный перевод
O kadar paran var, yine de bir banyo yapamıyorsun.
Tout cet argent, et tu ne prends toujours pas de bain.
Banyo zamanı.
C'est l'heure d'un bon bain.
Kadınlar tablolarda gösterildiğinden beri kadınların kendinden geçişleri yine kadınlar üzerinden gösterilen erkeklere göre daha çok gösterilmiş. Bir kadının banyo yaptığını gördüğümüzde dünyanın kökenini görürüz.
Depuis qu'est représentée la femme en peinture, on représente son extase et rarement l'extase de l'homme, ou il y a des intermédiaires féminins.
"Banyo saat 7" de dediğinde zamanı kontrol edeyim mi...
Quand tu dis : "bain à 7h," dois-je surveiller l'heure..
Sen hiç... bana banyo yaptırmadın mı?
Attends. Tu ne l'es pas... Tu ne m'a jamais donner le bain?
Banyo yok.
Pas de bain.
Banyo.
La baignoire.
Gus'ın bize verdiği pembe ve süt mavisi renkli banyo keselerini koymak için kullanabiliriz.
Eh bien, on pourrait l'utiliser pour stocker les "elle" et "lui" gants de bain exfoliants rose et bleu bébé que Gus nous a offert.
Banyo temiz.
La salle de bains est clair.
Eğer banyo kapısını kapatırsam, küçük bir tapınak mı olur?
Donc, si je ferme la porte de la salle de bains, ensuite c'est comme un petit sanctuaire?
Banyo yapacağını sanıyordum.
Hey, je pensais que vous alliez prenez un bain.
Döşemenin altı, tavan arası, banyo panelinin arkası, su tankının içi.
Sous les planchers, dans le grenier, derrière la baignoire,...
Karınlarını doyurdum, banyo yaptırdım, yataklarına yatırdım.
Je les ai fait dîner, les ai baignés, mis au lit.
Wlada, sıcak bir banyo için banyoyu çalıştırın. Girebileceğiniz kadar sıcak.
Préparez un bain chaud et des vêtements secs.
Siz burada banyo malzemelerimin listesini yaparken Jimmy adında küçük bir çocuk... geleceğini ampüte olarak geçirmekten endişeleniyor.
Et pendant que vous analysez mes articles de toilette, y a un jeune garçon appelé Jimmy qui se pose des questions sur son avenir d'amputé.
Bu ikisi bitirince sana banyo yaptıracağım, oldu mu?
Quand je termine avec les deux, Je te fais un bain, ok?
Banyo hazır.
Le bain est prêt.
Onların hep birlikte banyo yaptıklarını biliyor muydun?
Tout le monde prend son bain ensemble?
Gürültü yapmadan, yalnız banyo yapıyorum.
" Je prends mon bain seul et sagement.
Bana iki aspirin ver ve soğuk bir banyo ayarla yeter.
- Juste deux aspirines et un bain froid.
Ama banyo şakası hiç hoşuma gitmedi.
Oh, sauf que j'ai détesté cette blague de la salle de bain.
Banyo.
Le bain.
Bu içmek, banyo yapmak ve yıkamak içindir.
C'est pour boire, se baigner et se laver.
- Güzel görünüyor, yeni bir banyo gibi!
- La salle de bain est transformée!
Sorun yok.İkisi banyo yapıyordur.
Ils doivent être en train de se doucher.
Sanırım banyo yapacağım.
Je vais prendre une douche.
Onunla banyo yapmam için beni nasıl zorladığını.
Comment il m'avait forcée à prendre une douche avec lui.
Evet, her akşam banyo yaptırıyorlar.
Ils nous font prendre un bain chaque soir.
Banyo mu?
Une chambre à coucher?
Üç yatak odası, iki banyo...
3 chambres, 2 salles de bain.
Üç yatak odası, iki banyo...
3 chambres, 2 salles de bains.
İki hafta sonra yeğeni Betarice onu banyo küvetinde ölü olarak bulur.
Peu après, sa nièce la trouve morte dans sa baignoire.
Banyo koridorun sonunda mı demiştin?
Vous avez dit que la salle de bain était juste en bas du couloir?
Roma'daki günlerimden bir şey öğrenmişsem, sıcak banyo ve kadınlar için gelmişlerdir.
Bains chauds et le réconfort d'une femme, si mon séjour à Rome a de la valeur.
Banyo yapmayı severim.
J'adore prendre des douches.
Banyo benim mutlu olduğum yer.
La salle de bain, c'est mon havre de paix.
Arkadaşım Polly ile başlattığım banyo ürünlerinin adı.
Une gamme de produits pour le bain que j'ai démarrée avec mon amie Polly.
Casti bir kadın tek başına mı banyo yapıyor?
J'étais juste... Une Castie prenant son bain seule?
Benimle banyo yap.
Viens. Baigne-toi avec moi.
Her gece seni banyo yaparken izliyordum, ve sen çıktığında, küvetin tıpasını çekip saçlarını topluyordum.
Je te regardais prendre ta douche tous les soirs. Et quand tu avais fini, j'allais récupérer tes cheveux dans la canalisation.
Çünkü banyo inşaasıyla eklendi...
Parce que tu as construis cette salle de bain au sol...
Banyo suyu nasıl olmuş?
Ça va, la température de l'eau?
Babayla banyo yapmak güzelmiş, değil mi?
C'est rigolo, le bain avec papa, hein?
Ayrıca çok çetin bir iş olacak ama banyo da yaptırmalıyız.
La mettre dans un bain, ce qui n'est jamais facile.
Vay. Hep silahlarla mı banyo yaparsın?
Tu te baignes toujours avec des armes?
Benden bir tavsiye istiyorsan, banyo yap.
Bien, prends une page de mon livre et prends un bain.
- Jonah'ın banyo vakti geldi.
- C'est l'heure du bain de Jonah.
Çok katlı evinde günde üç kere banyo yaparak, insan hırslarıyla doluyorsun. Hangi medeniyet seni en yükseğe taşıyacaksa bağlılık yemini ediyorsun ve her ay Brezilya'ya tomarla para gönderiyorsun.
Vous vous engrosser de l'avarice humaine dans votre maison multi-étages avec vos 3 bains par jour, promettant allégeance à toute culture qui vous emmènera plus loin, et chaque mois, vous envoyez votre paquet de fric au Brésil,
- Banyo yapıyor.
Il prend son bain.
Şimdi de banyo mu yapmak istiyorsun? Şimdi ne yapacağız?
Donne la bouteille de shampooing.
Banyo berbat kokuyor, tamam mı?
Les toilettes schlinguent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]