Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bağlantı

Bağlantı перевод на французский

25,297 параллельный перевод
Kamyonculuk endüstrisiyle bağlantılı ya da yolda uzun süreler geçiren veliler ya da koruyucuların olduğu davalara bakın.
Focalisez-vous sur les affaires impliquant un parent ou tuteur lié à l'industrie du transport ou ayant passé de longues périodes à voyager sur les routes.
İkinci ve üçüncü kurbanın bağlantısını biliyoruz, peki Claire Westchester'ın olayı ne?
On connait le lien entre la seconde et troisième victime. mais comment Claire Westchester entre dans le puzzle?
Bağlantımız bu olabilir.
Peut-être notre lien.
Bağlantı noktası bu dava.
Cette affaire est le lien.
Bağlantı kablosu yok.
Pas de fils. Des faux.
İki kurbanla bağlantınız olduğunu bulduk.
On l'a retrouvé dans le portable de deux des victimes.
Ben de internette araştırma yapıyordum ve DYAD, Hector ve ikizlerin hepsinin bağlantılı olduğunu öğrendim.
J'ai fouiné sur le net et j'ai découvert que Dyad, Hector et les jumeaux, tout est lié.
O ve Cosima Brightborn ve Neoevrim bağlantısına kafayı takmış durumdalar.
Elle et Cosima sont obsédées par le lien Brightborn-FIV-Néolution.
Bu GenBağı meselesi Adele'yi bulma şeklin Neoevrim'le bağlantılı.
La boîte GeneConnexion, celle qui t'a trouvé Adele, elle est liée à la Néolution.
Bağlantı kurduk.
Et on verrouille.
Büyük bir bağlantı kablosu gerekiyor!
Il faudra une très grande extension de câbles!
Benim görüşüme göre köyde ölen insanlarla o herifin bir bağlantısı var.
C'est mon opinion, il a quelque chose à voir avec tous ces morts dans le village.
O kalemle bağlantın var.
Tu es connecté à cette plume.
Bu dünyadaki herkes şeytani bir şeyle bağlantılı.
Tout le monde sur Terre est rongé par un mal.
Demem o ki, buradaki tüm kabloların yukarıdaki kablolarla nasıl bir bağlantısı olduğunu çözmem lazım.
Je dois surtout comprendre comment faire parler ces câbles... à tous les câbles qui sont là-haut.
- Luis zodyakı alıp önümüzdeki tekneye gidecek. - Orada da bağlantısı olan...
Luis ira en zodiac à la rencontre de son contact...
Bağlantıların çok iyi.
Tu crées des synergies.
Gerçek kadınlarla bağlantı kurmak ve markamı gerçekçi bir kadın olarak genişletmek için yapıyorum.
Je fais ça pour nouer des liens entre de vraies femmes et promouvoir mon image de femme terre à terre
Yani Decker ve adamlarına koruma sağlayacak dronları gönderebilmek için bir yamayla uydu bağlantısını yeniden sağlamak için dâhilerinize ihtiyaç duydunuz.
Donc vous avez besoin de vos génies pour coder un patch qui reconnectera le satellite et vous pourrez envoyer des drones pour couvrir Decker et ses hommes.
Ama bir vadinin içinde, yani kablosuz bağlantı çok uygun değil.
Mais c'est dans une vallée, alors la connexion sans fil n'est pas idéale.
Direkler dondu ve bağlantı parçaları da kırıldı.
Les pôles sont gelés et les support se sont brisés.
Barakaya gidip tepeye dönmek için harcayacağınız vakitten sonra uyduyu bağlantı yapılabilecek aralıkta yakalamanız için çok az ihtimaliniz kalacak.
Le temps que tu ailles à la cabane et que tu arrives en haut de la crête tu n'auras pas beaucoup de temps. pour te connecter avant que le satellite soit hors de portée.
10'da sekiz sinyal gücümüz var, bağlantıyı tamamlamak için hazırız.
Nous sommes à 8 sur dix en terme de puissance du signal, prêt à compléter le lien.
Dron yazılımının bağlantısını tekrar sağlamayı başardım şimdi lütfen Cooper'a söyle Pentagon'a dronların kontrolünün... -... kendilerinde olduğunu söylesin.
Sly, le programme contrôlant les drones est en ligne, maintenant s'il-te-plaît, dit à Cooper de prévenir le Pentagone qu'ils ont le contrôle des drones.
Kurbanımızla bağlantıları var mı diye dosyalarını inceliyorum.
Je cherche dans tous leurs dossiers une connexion avec notre victime.
Bağlantılarım kuvvetlidir.
Je suis très connectée.
Bağlantı Başına Beğeni?
J'aime Par Post?
Kadın ve Omar Velez birbirlerine taş atma mesafesinde bulundular ama kentsel coğrafyanın acımasız oyunu sayesinde davalarının birbirleriyle bağlantısı yok.
Elle et Omar Velez ont été découverts à un jet de pierre l'un de l'autre, mais les affaires ont été séparées à cause d'un tour cruel de la géographie municipale.
Konuyla bağlantılı bir diğer haberse yerel ucube Eugene Root hâlen kayıp ve kolluk kuvvetleri, Vaiz Custer'ı aramaya devam ediyor.
Dans un autre registre, le monstre Eugene Root, reste introuvable, et le révérend Custer continuent d'être recherchés par les forces de l'ordre.
Onunla bağlantı kuruyordum, Alex.
J'avais réussi à l'atteindre.
Pentagon'daki bağlantılarını kullan.
Exploitez vos contacts au Pentagone.
Fort Rozz dışında bağlantıları var mı?
Aucune autre connexion?
Pentagon'daki bağlantılarımla konuştum.
J'ai parlé à mes contacts au Pentagone.
Evet, aslında ben de dışarı çıkıp, eski bağlantılarımı bir kontrol edecektim.
Ouais, j'allais justement partir et contacter des anciens contacts
Dinleyicinizle bağlantı kurun.
Connecté à votre public.
Şimdi, bu bağlantıyı daha da geliştirmek için kullanabileceğimiz sözel olmayan yöntemlerden bahsedelim.
Maintenant, parlons des techniques non-verbales. Nous pouvons les utiliser pour améliorer cette connexion.
Tüm hareketler ve bağlantılar titizlikle incelenecek.
On va examiner vos activités et vos communications.
- Ker-rah, şimdiye kadar anlamadıysan bir kutu kek ile olmayan aşk hayatın arasında bağlantı kurmaya çalışıyorum.
Kira, si vous n'avez pas deviné, j'essaie de faire un parallèle entre ces muffins et votre vie amoureuse inexistante.
Evet, Barry sonsuz sayıda Dünya olduğunu ve hepsinin farklı hızlarda titreştiklerini söylüyordu bu sayede hepsi aynı uzayda yer alabiliyordu ama hiçbir zaman birbirleriyle bağlantı kuramıyorlardı.
Barry nous expliquait qu'il y a un nombre infini de Terres qui vibrent à différentes vitesses, pour occuper le même espace, mais elles n'entrent jamais en contact.
Çok önemli suçlarla bağlantısı olan iki firariyi arıyoruz.
Nous recherchons deux fugitifs, en lien avec des crimes très graves.
- Myriad beynin ön kısmındaki singulat korteks ile amigdala arasındaki bağlantıyı keserek işliyor.
- Myriad travaille en fermant la connection entre l'amygdale et le cortex cingulaire antérieur.
Ve Max bağlantıyı hazırladığında Supergirl de insanlara bunu yapacak.
C'est ce qu'elle pourra leur donner une fois que Max aura lancé les connexions.
Tüm bunlar çeteyle ilgiliyse sadece kurbanlarla bağlantılarını değil, neden şimdi yaptıklarını da bulmalıyız.
Si tout cela est relié au gang, non seulement nous devons nous interroger sur leur lien avec les victimes, mais aussi, pourquoi maintenant?
O halde iki baba arasında bir bağlantı olmalı.
Il doit y avoir une connexion entre les deux pères.
Sence Ntombi ve babalar arasında bir bağlantı mı var?
Tu penses qu'il y a un lien entre Ntombi et les deux pères?
Bu her neyse cazibe, bağlantı sana söylemeliyim bu beni korkutuyor.
Peu importe ce que c'est, une attirance, une connexion... Ça me fait peur.
Ya çok metodik bir seri katilimiz var ya da bağlantılı değiller.
Donc, soit on a un tueur en série très méthodique, soit ils ne sont pas du tout reliés.
Bizim katilimiz Dr. Kukra mı bilemedim. ya da sadece bağlantılıdır.
On ne sait pas si ce Dr Kukra est notre tueur ou s'il est lié à lui d'une certaine façon.
Sosyal bağlantılar orada daha iyi olurmuş.
Il trouvait que j'aurais de meilleurs contacts.
Yani bütün bu potansiyel bağlantılardan onun için vaz mı geçeceksin?
Donc tu abandonnerais toutes ces possibles relations juste pour elle?
Sizi linkedln'de bağlantılarıma eklememe ne dersiniz?
Ça vous dit que je vous mette un avis sur linkedin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]