Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Başka biri yok

Başka biri yok перевод на французский

252 параллельный перевод
Neden mi hayatımda başka biri yok?
Pourquoi il n'y a pas un autre homme dans ma vie?
Çocukları ve karısı olmayan başka biri yok mu?
N'y a-t-il personne d'autre, qui n'aurait ni femme ni enfants?
Burada başka biri yok, efendim.
- Personne d'autre, Votre Grâce. - Très bien.
Başka biri yok.
Il n'y en a pas d'autre.
- Bak... Seni buna bulaştırmamın doğru olmadığını biliyorum ama yardımını isteyebileceğim başka biri yok. Kimsem yok!
Je sais que c'est injuste de t'entraîner là-dedans, mais je n'ai personne d'autre vers qui me tourner.
Başka biri yok.
Personne d'autre.
Sanırım elinde başka biri yok, değil mi?
Et tu n'aurais personne?
Biliyor musunuz, asansöre binince şapkasını çıkaran sizden başka biri yok.
Vous êtes le seul à ôter votre chapeau dans l'ascenseur.
Haksız mıyım? Hayır, başka biri yok.
Non, personne d'autre.
- Başka biri yok!
- Il n'y a personne d'autre.
Başka biri yok. - Haydi, odana gidip konuşalım.
- Allons dans ta chambre en parler.
Başka biri yok. Başka şans yok. Tüm bunlar benim suçum.
Il n'y a plus personne, plus aucun espoir... et c'est de ma faute!
Hayır, benim aklımda veya kalbimde olan başka biri yok.
Non, personne d'autre n'occupe mes pensées, ni mon coeur.
Sadece sen ve ben, başka biri yok.
Juste toi et moi, personne d'autre.
Demek istediğim... başka biri yok, bunların hepsi senin kafanda.
Je veux dire... je ne vois personne d'autre. Tu te fais des idées.
Başka biri yok ki. Bu kadarız...
Il n'y a plus que nous.
- Arayabileceğiniz başka biri yok mu?
- Vous n'avez personne d'autre?
Olağanüstü bir cesaret ve kahramanlık hikayesi kaldı ki, bizzat anlatmaktan hicap duyuyorum, ama görüyorum ki, başka biri yok...
C'est un récit extraordinaire d'héroïsme et je rougis de le faire. Mais il n'y a personne et...
Başka biri yok mu demek istemiştim. Son zamanlarda hayal gücümüz biraz zayıf galiba değil mi?
Vous prenez tout au sens littéral.
Yardım edecek başka biri yok muydu?
Personne d'autre pour vous venir en aide?
Basın bürosundan olan başka biri yok mu?
Il n'y a personne d'autre du service de la presse?
Ronald'dan bilgi almaya geldin... çünkü canavarı Ronald kadar iyi tanıyan başka biri yok.
Alors, tu es venu fouiller la cervelle de Ronald, parce que personne ne connaît la Bête comme...
Başka biri yok?
Il y en a une autre?
Hayatımda başka biri yok.
Je n'ai personne d'autre.
Ben hayatta olduğum müddetçe, başka biri yok.
Tant que je vis, il n'y en a pas d'autre.
- Başka biri yok.
- Non merci.
Bu arada, ben bekar bir adamım, bana ilişmiş başka biri yok.
Au fait, je suis célibataire, sans aucune attache.
Burada başka biri yok muydu?
- Je croyais qu'il y avait quelqu'un d'autre.
- Başka biri yok.
Bien sûr.
Senden başka sırrımı paylaşmak istediğim biri yok.
Il n'y a personne au monde à qui je préfèrerais me confier.
Son bir söz ; bu şehirde senin için böyle hisseden başka biri de olabilir. Seni seven biri yani. Nasıl biri olduğunun bir önemi yok.
Un dernier mot Il y a peut-être dans cette ville quelqu'un qui pense comme moi, malgré tes défauts
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Ne comptez pas qu'on vous ramène celui qui a tué Larry Kinkaid... pour qu'après vos petites procédures de six mois... on le voit relâché parce que Davies dit que c'est pas un mauvais bougre.
Benim beş bin dolarım yok. Bu parayı alabileceğim başka biri de yok.
Je ne les ai pas et il n'y a personne d'autre.
Kasabada vurmak istedikleri başka biri yok.
Personne d'autre.
Ama kör olduğum için eğer biri bana birden saldırırsa kılıcımı kınından çıkarmaktan başka bir şansım yok.
Comme je suis aveugle, quand on m'attaque, je n'ai que cette fausse canne pour me défendre.
Evet, başka bir insan yaratan ya da onu baştan düzenleyen veya ona aşık olan ya da onun tarafından yok edilen biri.
Un homme qui crée ou reconstitue un être humain et qui soit en tombe amoureux, soit le détruit.
Burke sık sık buraya geliyor, çünkü... yalnız biri. Yapacak başka işi yok.
Burke vient souvent parce que... il est seul...
He Bey! Sizden başka konuşacağım biri yok!
Je ne pouvais pas faire autrement.
Davet etmek istediğin başka biri yok mu?
J'arrive!
Sonra başka biri öteki bacağını da yok ediverir.
Tu risques de ne plus marcher du tout. Combien tu me donnes?
Timicin, gezegeni senden başka kurtarabilecek biri yok gibi.
Timicin, personne n'est plus à même de sauver ta planète que toi.
8 dakikadır başka çıkan yok. - İkisinden biri.
Ensuite, personne ne sort pendant 18 minutes.
Dünyada senden başka satın alınabilecek biri yok mu sanıyorsun?
Tu crois être le seul être humain corrompu?
Senin hiç düzgün arkadaşın yok mu? Beyzbol'da veya başka birşey de ünlü olmuş biri?
T'aurais pas des amis plus distingués, quelqu'un de célèbre au base-ball, par exemple?
Bunun benim için ya da başka biri için beş kuruşluk önemi yok.
Je m'en branle et le reste du monde aussi.
Sorun şu ki, uyduyu başka biri kontrol ediyor. Onu bulup yok edemiyoruz... dolayısıyla onu durdurabilmiş değiliz.
Quelqu'un contrôle le satellite, on n'a pas pu le localiser, et on ne peut pas l'arrêter.
- Hayır, başka biri falan yok.
- Non, il n'y a personne d'autre.
Ne senin ne de başka biri için olay falan çıkartacağım yok.
Je ne gênerai personne.
- Başka çıkış yolu yok dostum. İkimizden biri.
Je n'avais pas le choix.
Başka biri olmana gerek yok.
Tu n'as pas à être un autre.
Anlamıyorum. Eğer dışarıyı bu kadar kontrol edebiliyorsanız neden sadece Bryson ya da başka biri sizi esir eden küreyi yok etmiyor?
Si vous exercez un tel contrôle sur l'autre côté, pourquoi ne pas amener Bryson à détruire le globe qui vous tient prisonniers?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]