Benim gibi перевод на французский
17,556 параллельный перевод
Benim ve benim gibi adamlar avlarını korkuttukları için ganimet elde edebilirler.
Ils peuvent le prendre grâce à la peur Que moi et des hommes comme moi avons instillés dans leur proie.
Benim gibi bir herife bulaşmak istemezsin.
Tu ne veux pas fréquenter un mec comme moi.
- Ama ortalık durulduğunda elindekini tutmanı benim gibi zenciler sağlayacak.
- Mais quand la fumée se dissipe, c'est des négros comme moi qui te laisseront ce que tu as.
Kısacası, benim gibi lanet biriyle idare edeceksiniz.
Ce qui veut dire que je suis son méchant remplaçant.
Her köşede benim gibi birilerinin olması doğru değil.
Il ne peut pas y avoir des types comme moi partout.
Sen de adamın ağzına bakıyorsun, tıpkı benim gibi.
Tu es dans sa poche, comme moi.
Benim gibi bir şifacı olabilir. Ya da başka bir şey, farklı bir şey. Çok enteresan ve harika bir şey.
Elle pourrait être soigneur comme moi, elle pourrait être quelque chose de plus, quelque chose de différent, quelque chose d'intéressant et merveilleux.
Ayrıca kimse benim gibi yapamaz.
D'ailleurs, personne ne peut faire ce que je fais.
- Benim gibi konuştun.
- Tu parles comme moi.
O zaman benim gibi ihtiyarın teki nasıl hâlâ arkadan yaklaşıp seni öldürebiliyor?
Comment un vieux con comme moi peut-il encore t'égorger à ton insu?
Ama sen de aynı benim gibi seçildin.
Mais t'as été choisie comme moi.
Elbette benim gibi bolca yersen vücudun direnç geliştiriyor.
Bien sûr si tu en manges suffisamment, comme moi, ton corps développe une certaine tolérance.
Benim gibi insanlar nerede oturur?
Les mecs comme moi, où est-ce qu'ils vivent?
Kılık değiştirmişsin, benim gibi.
Tu es déguisé, moi aussi.
Kaçıyorsun, benim gibi.
Tu es en cavale, moi aussi.
- Vahşi doğada, benim gibi.
dans la nature, comme moi.
O çizgiyi geçersen benim gibi defalarca kez bedelini ödersin.
Vous payerez pour ça, encore et encore, comme je l'ai fait.
Sizin gibi, benim gibi.
Comme vous et moi.
Benim gibi sağlam bir maaşın ve kredi durumun yoksa bulamazsın tabii.
Pas si vous avez plein d'économie et un bon crédit, comme moi.
Benim gibi inatçı olun.
Soyez sévère comme moi.
Herkes benim gibi giyinse dünya daha güzel bir yer olur.
Si les gens s'habillaient comme moi, le monde serait meilleur.
- Ya benim gibi olursa patron?
Et s'il finissait comme moi?
Sanki bu benim suçummuş gibi hissediyorum.
J'ai vraiment l'impression que c'est ma faute.
"Benim gibi küçük olabilir."
"Il pourrait être petit, comme moi."
It benim vücutta kendini bir parçası gibi, Doğru yerde gibi sadece, hissediyor
C'est comme si chaque cellule de mon corps était là où il faut.
! Oh, bekle, sen benim arkadaşlarım, Neden çocuklar her zaman bir çüksüz palyaço gibi beni tedavi olduğunu?
- Oh, attends, oui, c'est vrai, vous êtes mes amis.
Benim olayları senin bakış açından görmeye çalıştığım gibi, senin de benim açımdan görmeye çalışman şu raddede oldukça önemli.
Essayez de voir les choses de mon point de vue. J'essaierai de les voir du vôtre.
Kendin de tecrübe edeceksin ama önce benim için ölmen gerek tıpkı senden evvel baban ve oğlunun öldüğü gibi.
Tu l'expérimenteras bientôt par toi-même, mais tout d'abord, tu dois mourir pour moi... Comme le père et le fils, avant toi.
Beni tek tanıyan sensin, tıpkı benim de seni tanıdığım gibi!
Vous êtes le seul qui me connaisse, comme je vous connais!
"Benim tam tersimi" hayran olduğum... diğerlerinin nitelikleri gibi yorumladım.
Je comprends "l'opposé de moi" comme des qualités de quelqu'un d'autre que j'admire.
Benim ve kendisinin umduğu gibi olmadı.
Elle n'a pas tout fait aussi bien que je l'espérais, qu'elle l'espérait.
Ben olsam devamlı "ben," "benim," "kendim" gibi zamirler kullanmazdım.
En tout cas, pas les pronoms "moi", "moi-même" et "je".
Senin o gün sahada yaptıklarını izlerken sanki benim için koşuyorsun gibi geldi.
Ce que j'ai vu, ce que tu as fais sur le terrain ce jour là, peu importe comment, lorsque je regardais, c'est devenu comme si tu courais pour moi.
- Benim kaderim gibi bir şey, bebeğim.
C'est mon destin, bébé.
Dediğim gibi, kuşatma benim komutam altında.
Comme je l'ai dit, je prends le commandement.
Söylediğim gibi, benim adım...
Comme je l'ai dit, mon nom est...
Aynı benim görümde gördüğüm gibi.
C'est exactement ce que j'ai vu dans ma vision.
Sanki benim bir parçammış gibi. Bu sebepten benim görümdeydin.
C'est pour cette raison que tu étais dans ma vision.
Seçilmişsin sen, tıpkı bir zamanlar benim de olduğum gibi.
Tu as été choisi, comme je l'ai été.
- Benim gibi mi?
- En tous points? - Oui.
Bir zamanlar benim de olduğum gibi seni insanlığa kör edecek.
Aveugle à l'humanité, comme je l'ai déjà été.
Çünkü burası bir bilmece gibi, ve bilmeceler benim uzmanlık alanım.
C'est un immense casse-tête. Et c'est ma spécialité.
Tıpkı benim şu an sizi dualar eşliğinde kızı kurtarmaya göndermek yerine sizi uçağın birine tıkıp buralardan çok uzaklara gönderme şansım olduğu gibi.
De la même manière, je peux choisir de vous laissez partir et vous dire de ramener cette petite fille saine et sauve, ou je peux vous dire aussi que, je peux vous mettre dans un avion qui vous emmènera très loin.
Kesinlikle emin olduğu tek şey çok iyi bir çocuk gibi göründüğüm ki bunun davayla hiç alakası yok ama benim çok iyi hissetmemi sağladı.
La seule chose dont elle est absolument sûre c'est que je semble être un garçon très gentil, ce qui n'est pas pertinent dans cette affaire, mais ça m'a fait me sentir vraiment bien.
Benim tayfaya senin gibi bir kavgacı lazım.
Je pourrais avoir besoin d'une brute dans mon équipe.
Yani dünya üzerinde benim Boğa John İngiliz grubumun kaz gibi yürüyen kana susamış Hanslara satılmasını içeren herhangi bir ihtimal olamaz.
Jamais de la vie je laisserai mon groupe, un groupe britannique et fier de l'être, rapporter du blé à des Huns sanguinaires qui marchent au pas de l'oie!
Şarkılarının benim istasyonumda çalmasını istiyorsan Buck Rogers'ı ortada göt gibi bırakmayacaksın.
Si tu veux que tes chansons passent sur mes ondes radio, ne me laisse pas avec la quéquette à l'air.
Benim annemin seninkine yardım ettiği gibi.
Un peu comme ma mère aide ta mère. - Quoi?
Benim de başıma bunun gibi daha korkunç şeyler geldi.
Je ne me résume pas qu'à cette tragédie.
şey gibi... benim yaşımdayken benim olduğum kadar mutlumuydun?
Je veux dire... aussi heureuse que tu espérais l'être quand tu avais mon âge?
Çünkü onu gerçekten sevmiyorsun benim Nikolai'ı sevdiğim gibi sevmiyorsun.
C'est parce que tu ne l'aimes pas vraiment pas comme j'aime Nikolai.
benim gibi yap 17
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116