Benimle kal перевод на французский
2,299 параллельный перевод
Lütfen benimle kal.
Reste avec moi.
Evet, ama farklı sorumluluklarımız var Ed hasta olduğunda benimle kalıyor.
Oui, mais on a différentes responsabilités, et quand Ed est malade, il reste avec moi.
Benimle kal.
Restez avec moi.
Annem de işten izin alıp benimle kalırdı. Kanepede, TV'nin önünde sarılırdık yatardık. "Temptation Lane" izlerdik.
Alors ma mère a pris congé et... est restée avec moi blotties devant la télévision sur le canapé, et on regardait des épisodes de'Le chemin de la tentation'.
Kız çocuğuna doğru gidiyorlar. Benimle kalın.
Ils courent après la môme.
Benimle kalın. - Anladım.
- Je te couvre.
Yakaladın onu. Nathan, benimle kal.
- Nathan, reste avec moi.
Benimle kalıyor.
Elle va rester avec moi.
İşte böyle. Hadi. Benimle kal.
Allez, reste avec moi.
Benimle kal Stan.
Reste avec moi.
Burada benimle kal, istemez misin?
T'es avec moi, ça te plait pas?
Benimle kal. Ona sakin kalmasını söyle.
Reste éveillée, ma puce.
Benimle kalıyor.
Elle reste avec moi.
"Benimle kalıyor" mu?
"Elle reste avec moi"?
- Kılıç benimle kalıyor.
L'épée ne me quittera pas.
Bir arkadaşım benimle kalıyor, ve onun iki kızı tam birer canavar.
J'héberge une amie, et ses deux filles sont des monstres.
Benimle kal!
Reste avec moi. Je suis là, avec toi.
Benimle kal, tamam mı?
Reste avec moi, d'accord?
Kızın benimle kalıyor.
Ta fille reste avec moi.
Böyle bir şey olmayacak çünkü sen benimle kalıyorsun ne Hannah ne de Alanna benimle kalmak ister, öyle değil mi?
Non, ça ne marchera pas parce que tu partageais avec moi. Et ni Hannah, ni Alanna, ne resterait avec moi. Non?
Biraz benimle kalır mısın?
Hey, tu veux rester un peu avec moi?
Benimle kal.
Reste avec moi. A l'aide!
Benimle kal.
Me quitte pas!
Lütfen benimle kal, Benjamin.
Reste avec moi s'il te plait, Benjamin.
Benimle kal. Çok uzun zaman oldu. Son kez hisleneli.
Reste avec moi, ça fait si longtemps, qu'on ne m'a touchée... qu'on ne m'a embrassée.
- Hadi, Faz. Benimle kal.
- Faz, restez avec moi!
Burada benimle kalıyorsun.
Tu restes ici, avec moi.
Torres, benimle kal.
- Torres, reste avec moi.
Burada benimle kalıyor.
Elle reste ici avec moi.
Benimle kal ve hepsine sahip olacaksın tabii ben etrafında olduğum sürece, bir an bile uzağında olmadığımda.
Reste avec moi et tu auras tout ça, aussi longtemps que je suis là, et pas un moment de plus.
Yeterince kalırsam belki Tanrı benimle konuşur diye mi?
Vous espérez qu'à la longue, Dieu me parlera?
- Benimle kalırsın.
Logez avec moi. Bien sûr.
Wayne, daha önce bir şey demedim,... ama arkadaşıma kötü davrandın,... ve bunu tekrar edersen,... benimle uğraşmak zorunda kalırsın.
Wayne, je n'ai rien dit mais vous avez été méchant avec mon amie et si vous recommencez, vous aurez affaire à moi. - O.K.
Benimle kal.
Meurs pas.
Çeneni kapatmazsan benimle uğraşmak zorunda kalırsın.
Ferme-la ou t'auras affaire à moi.
Benimle birlikte kalıyor, Tara.
Elle reste avec moi, Tara.
Buna rağmen- - Benimle burada kal- - sahte tahminimde olduğu gibi bu şeyler şimdi gerçekleşecek.
Cependant, restez ici avec moi, les choses vont maintenant se passer comme dans mes fausses prédictions.
Ya da burada kalıp, ışıklar gelene kadar benimle öpüşebilirsin.
On se pelotera jusqu'au retour du courant.
Çünkü korkaklık edersen, benimle uğraşmak zorunda kalırsın, anladın mı?
Car si tu te défiles, tu auras affaire à moi, ok?
Ya Mystic Falls'ta kalıp bu hayatını yaşamaya devam edersin ya da varlığını kabullenip benimle kasabayı terk eder ve kardeşinin hayatını kurtarırsın.
Tu peux rester ici, vivre ta vie à Mystic Falls, ou accepter ta vraie nature. Tu peux quitter la ville avec moi, et sauver la vie de ton frère.
Benimle kal!
Reste avec moi!
Benimle kal.
Reste avec moi.
Şimdi benimle kalıyor.
Je l'ai installé avec moi.
Beş parasız kalınca benimle arkadaşlığa devam edecek misin?
Tu seras toujours mon ami si je suis fauché?
Eğer burada kalıp biraz benimle takılırsan yani.
Je je veux dire si vous vouliez bien rester et passer un peu de temps avec moi.
- Freddie, bu gece benimle kal.
Freddy, reste avec moi cette nuit.
Onlar gelene kadar benimle telefonda kal, olur mu?
Papa, reste juste avec moi au téléphone jusqu'à ce qu'ils arrivent, d'accord?
Kalıp benimle bir bardak şarap içmenizi çok isterim.
J'adorerais que vous restiez boire un verre de vin.
Benimle kal evlat.
Reste avec moi, mon fils.
Kal ve benimle akşam yemeği ye, Theo.
Restez dîner.
- Benimle kal. - Ne?
- Quoi?
kaldı 28
kalacağım 66
kalp 64
kalbin 16
kaldır 299
kalktı 17
kalıyorum 109
kalmadı 44
kalıyor 28
kaldırın 181
kalacağım 66
kalp 64
kalbin 16
kaldır 299
kalktı 17
kalıyorum 109
kalmadı 44
kalıyor 28
kaldırın 181
kalk 1843
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16