Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bunu kabul et

Bunu kabul et перевод на французский

993 параллельный перевод
Ödipus kompleksi var sende, ama bunu kabul etmiyorsun.
Tu as un faible pour papa et tu refuses de l'admettre.
Ve bize gelince aziz dostum evinize geldiğimde mutsuz olmanıza rağmen yalnızlığıma yardım eli uzattınız ve ben de bunu kabul ettim.
En ce qui nous concerne, je suis venue chez vous, mon cher ami et dans votre malheur, vous avez tendu la main. Dans ma solitude, je l'ai prise.
İpler John'un elinde. Bunu kabul et.
Je serais prêt à parier que John a une idée en tête.
- Bunu kabul et.
- Admet-le.
Bu yüzden, idealist, hayal dünyasındaki bir kızı, bu megalomanyak cemiyetin.. .. amfetamin ayarındaki bu bar odasında yargılamaya kalkarsan, bunu kabul etmem!
Tu juges une enfant rêveuse et idéaliste à l'aune de notre société mégalomane gavée d'amphétamines, et je ne le permettrai pas!
Belki bana kırılacaksın, ama lütfen bunu kabul et.
Ce n'est pas grand-chose, mais faites-en l'usage que vous croyez juste.
Bunu kabul etmek o kadar zor mu?
C'était risqué et ça n'a pas marché, c'est tout.
Kimseyi kandırmak istemedin, bunu kabul etmek de istemedin.
Vous ne vouliez vexer personne et vous n'avez pas voulu vous coucher.
Steve yüzüne karşı yalancı dedi ve öylece durup bunu kabul etti.
Steve l'a traité de menteur, et il ne s'est même pas défendu.
Bunu kabul et ya da etme.
Vous pouvez le croire ou non
Lütfen bunu kabul et.
Prenez cela.
Benim başpiskopos olmamı isteyen o idi. Ve ona olan sevgimden dolayı, onu yalnız brakmak pahasına bile olsa bunu kabul ettim.
C'est lui qui a voulu que je sois Archevêque et c'est seulement par amour pour lui que j'ai accepté.
Rojolar oğlu, Jesus'u öldürmekle tehdit ettiler... O da bunu kabul etmek zorunda kaldı.
Les Rojos ont menacé de tuer son petit Jésus... et il a été obligé d'accepter la situation.
Evet ama Jackson ve adamları bunu kabul etmek istemiyorlar.
Jackson et les siens refusent de l'admettre.
Bunu kabul et, Mr. Spock.
Reconnaissez-le.
Bunu kabul et, tamam mı?
Oui, si on imagine le rêve comme une réalité.
Sen ve o itiraf edin, açıkça kabul etsen bunu nezaketsiz...
Confesser que vous et lui, admettre ouvertement sans délicatesse que...
Niyetim ile alakalı bir sıkıntı yok ve Mac de bunu kabul edecektir.
Mes intentions... sont bonnes et Mac sera le premier à l'admettre.
Biliyorsun, tıpkı senin gibi Yahudi olan bir sürü çocuk var ve sen bunu söyleseydin, Yahudiliğin kötü bir şey olduğunu, gurur duyulacak bir şey olmadığını kabul etmiş olacaktın.
Il y a des enfants comme toi qui sont Juifs. Si tu disais ça, ce serait admettre que les Juifs sont mauvais et que les non Juifs sont mieux.
Ülkenizin tarihini incelemek için zaman ayırsaydınız Bay Maloney... -... bunu ilk siz kabul ederdiniz.
Apprenez l'histoire de votre pays, et vous devrez admettre..
Bunu kabul ederek, İmparator'una ve halkına ihanet etti.
En le signant tu as trahi ton empereur et ton peuple.
Sonunda kabul ettirdi. Dahası, bunu yedi dakikada başardı.
Mais ça incluent les introductions et les adieux.
Bunu kabul edemem, etmem.
Je ne peux pas l'admettre, et je ne le ferai pas.
Peki, ya bunu kabul edersem?
Et si j'acceptais votre offre?
Onun oğlu senin gözünde benden daha değerli? Kabul et bunu!
Son fils compte plus pour toi que moi-même, Pas vrai, avoue-le!
Hem bunu kabul edip hem de yarın o adamların vurulmasına nasıl izin verebilirsiniz? Yapmayın Albay.
Comment pouvez-vous en être conscient et autoriser l'exécution?
Bunu rüşvet olarak kabul et, olur mu?
Considérez-le comme un pot-de-vin.
Büyük devletlerin, küçük devletlere silahsızlanma politikası konusunda güveneceğine mi inanıyorsunuz? Sizce bunu kabul ederler mi?
Et vous croyez que les grandes nations vont faire confiance... à quelques petits Etats?
Rha-Gon, hayat veren, aşk tanrısı,... bunu bağlılığımın ve minnetimin bir göstergesi olarak kabul et.
Rha-Gon, porteur de vie, dieu de l " amour, accepte ceci en gage de gratitude et de dévotion.
Küçük rolleri de kabul etmem. Bunu bilmeniz lazım.
Et je ne joue pas les faire-valoir, sache-le!
Bunu kabul edemeyiz, değil mi?
Et ça ne serait pas juste.
Sonra bir gün küçük bir kız sıkılıp bir yalan söylüyor ve sen bunun farkına varıyorsun kendi kendine kabul ediyorsun, " Bunu gördü mü?
Et puis soudain, une nuit, une petite fille qui s'ennuie invente un mensonge et là, pour la première fois, on le voit et on se dit, "L'a-t-elle vu? L'a-t-elle ressenti?"
Ya da bunu bir bayrak olarak kabul et Jimmy.
Ou vas-tu prendre ça comme drapeau, Jimmy?
Kimse bunu kanıt olarak kabul etmeyecek. İnsanlar eskiden olduğu gibi korkuyla titreyecek.
Si ce sont là vos preuves, vous ne pouvez espérer que l'on croit à sa mort... et les gens de la contrée continueront à trembler comme avant.
Bunu kabul edebiliriz ancak bir genç kızı üç kez sıraya sokup o istemediği halde evlenmesini talep edemeyiz.
Ça, c'est une raison valable. Mais venir trois fois. et dire à chaque fois : "Je me marie", mais toujours rien...
Setin bu yönde olduğu bir plan çekiyorsanız, size bakıyorum ve bu açıdan resim almak istiyorum diyelim, yeni açının arkasında kırmızı fon ya da açık yeşilimsi bir ışık efekti kullanırsam, insanlar bunu kabul ederlerdi, çünkü bilim kurgu çekiyorduk.
Les gars qui font les séries TV à Paramount m'ont dit : "Nous refaisons une nouvelle série Star Trek." J'ai dit : "D'accord, pourquoi pas." Et ils ont dit :
Duyarlı biri olduğu için doktor bunu kabul edecektir. Zaten edeceğini söyledi.
Le docteur acceptera tout ce que tu lui diras... parce que c'est un homme terriblement sensible, et qu'il l'a dit.
Görevin Jim, eğer kabul edersen ne pahasına olursa olsun bunu önlemek ve onları eşleri ile birlikte canlı olarak geri getirmek.
Votre mission, Jim, si vous l'acceptez, est d'empêcher ceci coûte que coûte, et de ramener ces deux savants et leurs femmes vivants.
Bunu bir emir kabul et.
Considérez ça comme un ordre.
Şunu hepimiz bilmekteyiz, ve eminim doktor da bunu kabul eder, çaresizlik beynin yoğun bir duygusal halidir.
On sait tous, et je suis sûr que le docteur serait d'accord, que la désespérance est un état d'esprit très émotif.
Keşke senin kadar güçlü olsam, Oscar, ama zayıfım ve bunu kabul ediyorum.
J'aimerais être comme toi, Oscar. Fort. Mais je suis faible et je l'admets.
Yıldız Filosu ve Enterprise mürettebatı ancak bunu kabul edebilir.
La seule qui soit acceptable pour Starfleet et l'équipage de l'Enterprise.
Yemeği ve bunu bir ödeme olarak kabul et.
Et voici votre rétribution.
Eğer görevinden istifa edersen donanma bunu memnuniyetle kabul edecek... ve seni İkinci Sınıf Denizci olarak bir yerlere gönderecektir.
Si tu renonces à ta mission, la marine acceptera avec joie et t'enverra là-bas en tant que simple marin.
Sen, İspanya'da bunu kabul edecek bir enayi bulabileceğine inanıyor musun?
Et tu t'imagines que tu trouvera en Espagne... quelq'un d'assez idiot pour marcher dans une combine pareil?
Benim önümü açan bir sakatlık. Bunu kabul edemem.
Et ça, je veux pas.
Kabul et ya da etme, bu adam.... eğer bunu ona verebilirsen... masum insanları öldürdü.
Que tu veuilles l'admettre ou pas, cet homme... si tu peux le considérer comme tel... a tué des innocents.
Fakat o gün gelene kadar kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et.
Mais en attendant ce jour, je vous offre ce service, pour les noces de ma fille.
Hayatım boyunca, hiçbir şeyden korkmadım ve şimdi bana ne olduğunu söylüyorsun ve ben bunu kabul ediyorum.
Je n'ai jamais eu peur de rien, et maintenant tu me dis ce que tu es, et je l'accepte.
Bayım, bir dostun ödülünü kabul etmedin. En azından bunu kabul eder miydin? Ve bunu, bir düşmandan.
Si vous n'acceptez aucune récompense d'un ami, accepterez-vous ceci... et ceci de la part d'un ennemi?
Ama şimdi herşey ortaya çıktı... artık Elmyr'in ne yaptığını herkes biliyor... ve Elmyr de bunu kabul edip tüm dünyaya...
Maintenant qu'Elmyr est connu dans le monde entier qu'il accepte et déclare :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]