Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Buraya gelirken

Buraya gelirken перевод на французский

738 параллельный перевод
Buraya gelirken, köşede karşılaştık.
Je suis tombée sur lui en chemin! "
Gregor, bugün buraya gelirken bana ateş edildi.
En venant, on a tiré sur ma voiture.
Buraya gelirken teknede bir takım insanlarla tanıştım. Oldukça güzide bir Boston'lu aile.
J'ai rencontré sur le bateau des gens de Boston, très distingués.
- Evet, biliyorum. Buraya gelirken, mantıklı bir tavsiyeye ihtiyaç duymadığımın farkına vardım.
Je n'ai pas besoin de "bons" conseils.
Belki de aramızdan birisi cebine birkaç parça indiriyordur yolda, buraya gelirken.
qu'un certain d'entre-nous égare une partie du butin... Vous avez donc pensé que c'était moi? Vous avez pensé à ça?
Buraya gelirken kullandığın.
- Vous l'avez déjà pris.
Buraya gelirken sırtını dayayıp yolun tadını çıkarır, benimle konuşurlar.
À l'aller, ils sont contents, ils me parlent.
Buraya gelirken, büro elemanınla karşılaştım. Bunları onun yerine getirebileceğimi söyledim. Teşekkür ederim.
Je vous apporte ceci à la place de votre coursier.
Bunu bekliyordum. Buraya gelirken çocuklara söylediğim gibi...
C'était couru, comme je leur disais sur le chemin...
- Buraya gelirken içine çekildik!
- Nous l'avons rencontrée.
Ne var? Buraya gelirken insanlar heyecenlı bir şekilde koşturuyorlardı.
On est venus en courant parce qu'il y a de l'agitation.
Buraya gelirken takip edildim. Ve dost değildiler.
J'ai été suivie jusqu'ici.
Maria D'Amata'nın kont Torlato-Favrini ile evleneceğine dair resmi açıklamayı altı ay önce buraya gelirken geminin gazetesinde okudum.
J'ai lu l'avis dans le journal du bateau, il y a six mois : Maria D'Amata allait épouser le comte Torlato-Favrini.
Buraya gelirken, iki şekilde terk edeceğimi biliyordum :
Je savais que j'avais deux façons de sortir d'ici.
Onlar ta Denver'dan buraya gelirken geç kalmak istemedim.
Ils voulaient pas être à la bourre.
Beni çağırması için gönderdiğiniz adamı dinledikten sonra... buraya gelirken Morgan'ların oraya uğradım.
Après avoir écouté l'homme que vous m'avez envoyé, je me suis arrêté chez Morgan en venant ici.
Buraya gelirken duydum, bütün haydutlar tutuklanmış.
En venant, j'ai entendu dire que les brigands avaient été arrêtés.
Buraya gelirken Todd'ların oradan geçtim.
Je suis passe devant chez Todd.
Buraya gelirken de yolda Bonwit'e uğradım.
En passant, j'ai acheté...
Dün buraya gelirken yolda çok duman gördüm.
J'en ai aperçu plusieurs sur mon chemin, hier.
Bu akşam buraya gelirken başıma çok komik bir şey geldi.
" ll m'est arrivé un drôle de truc en venant ici ce soir.
Eşim, buraya gelirken, istekli olduğu için, bir yiyecek arabasını mükemmel bir şekilde sürdü.
Ma femme a conduit une voiture-buffet en venant ici et elle pourra certainement en conduire une autre.
Yani, aslında, ben buraya gelirken aklımda bir fikir vardı.
En fait... j'avais une idée en venant ici.
Honey, buraya gelirken yelkenin sürekli açık mıydı?
Dites, Honey. Êtes-vous venue jusqu'ici à la voile?
Buraya gelirken tüm rekorları kırdım.
J'ai fait au plus vite pour arriver ici.
Buraya gelirken bile kamyondan atlamaya çalıştı.
A tenté de sauter du camion qui l'amenait.
Buraya gelirken Şefimiz bize şöyle dedi...
Mon chef me le dit toujours :
Bayan Page, Mm-hmm? Buraya gelirken düşünecek vaktim oldu.
Mlle Page, j'ai eu le temps de réfléchir en venant ici.
Buraya gelirken, bana ne söyleyeceğini biliyordum...
Quand tu m'as emmenée ici, je me doutais bien de ce que c'était.
İki adamını Rock canyon'da ölü olarak bıraktım, buraya gelirken onları bulmuş olacak.
Mais j'ai descendu deux de ses acolytes à Big Rock Canyon.
Geç kaldım özür dilerim, ama buraya gelirken, çok hoş bir şapka gördüm.
Désolée d'être en retard, mais j'ai vu un chapeau adorable en venant ici.
Başlangıçtaki 14 kişiden sekizi indi, ikisi kalkış sırasında kaza yaptı... üçü buraya gelirken kaza yaptı, ve birisi de...
Sur 14 partants, 8 ont atterri. 2 se sont écrasés au décollage. 3 en vol.
Hayır, olmazdı. Çünkü buraya gelirken tünellerden bir çıkış yolu buldum. Ve dışarıda Tardis'i gördüm.
Non, parce qu'en venant ici, j'ai trouvé une sortie dans l'un des tunnels, et dehors, juste à côté, le TARDIS!
Buraya gelirken suyun sesini duydum.
J'ai entendu le bruit d'une source.
- Buraya gelirken de topallıyordu.
- II boitait en arrivant.
Mesela buraya gelirken ona ne diyorsunuz, hiç bilmiyorum.
Comment vous arrangez-vous?
Buraya gelirken, aramızda ne olacağını düşündün?
Qu'espérais-tu, en venant ici?
Buraya gelirken iyi vakit geçirmiş olmalısınız.
Vous n'avez pas dû vous presser, pour l'amener ici.
Sizleri şahsen selamlayamadığım için beni affedin Rudd ve ben uçakla buraya gelirken bir kaza geçirdik.
Excusez-moi si je ne vous ai pas accueillis moi-même, mais l'avion qui nous a amenés, Rudd et moi, s'est écrasé.
Hayır, fakat buraya gelirken ( dönüş yolunda )
Non, mais sur le chemin du retour...
Buraya gelirken o yöne giden 30 adam gördüm.
Je viens de croiser une escouade qui montait à la forteresse.
Buraya gelirken çok düşündüm ne getirsem acaba diye ve bunları getirdim.
Puisque je descendais, me disais-je, autant les apporter.
Contini beni buraya, seni öldürmem için gönderdi tabii ki. Ama buraya gelirken fikrimi değiştirdim ve öldürmemeye karar verdim.
Contini m'a envoyée ici pour vous tuer, mais en route, j'ai changé d'avis.
Bu gece arabayla buraya gelirken... bu işin başarıya ulaşacağını bildiğinden Aschenbach'ın içi rahattı.
Tout à l'heure, en voiture, Aschenbach savait ce qui allait se passer.
Buraya gelirken içimde kuşku vardı, ama buraları çok sevdim.
J'appréhendais de venir ici, mais j'aime bien.
Seni buraya gelirken ilk gördüğümde çok şaşırdım.
Quand je vous ai vue entrer dans cette... boîte à poules, j'ai été surpris.
Biz buraya gelirken uşağınız fark etmiş.
Pour éviter qu'on l'entende!
Sizi buraya, ailenize gelirken gördüm ve size bunu getirdim.
Je vous ai vu venir... par ici... et je vous apporte ceci!
Bak Peter, buraya gelirken
Écoute-moi, Peter.
Buraya gelirken bir adamla karşılaştım.
J'ai rencontré un monsieur qui en promenait trois.
Dışarıdaki pisliklerin kokusu buraya kadar gelirken nasıl yemek yiyebiliyorsun?
On est là à manger, avec l'odeur putride de ces tueurs dans l'air.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]