Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Buraya geldin

Buraya geldin перевод на французский

4,050 параллельный перевод
Changnezi kisvesiyle buraya geldin bana karşı darbe yapıp az daha okulu havaya uçurduktan ve beni aylarca bodrum katta rehin tuttuktan sonra!
Réapparaître ici avec une Changnésie après avoir formenté un coup, presque fait exploser l'école, et m'avoir enfermé dans le sous-sol pendant des mois!
Daha önce buraya geldin mi?
Tu es déjà venue ici auparavant?
O kadın söyledikten sonra hemen buraya geldin. - Bundan nefret ediyorum.
Tu accours dès que cette femme te le demande, je déteste ça.
Neden buraya geldin?
Pourquoi es-tu venu ici?
Sen de buraya geldin işe uygun olmadığını bile bile dosyayı aldın, işi kabullendin öyle mi?
Donc, vous avez débarqué ici, vous avez pris l'enquête, vous avez pris ce boulot, sans être certain d'aller au bout?
Sen neden buraya geldin?
Pourquoi es-tu venu ici?
Buraya geldin kendin ve kızın için bu güzel evi aldın kendi işini kurdun.
Tu es venue ici, tu as trouvé cet appartement incroyable pour ta fille et toi, tu as créé ta propre entreprise.
Buraya geldin çünkü, yeni hayatın için benden onay alıp, suçluluk hissetmeyecektin.
Tu reviens ici pour avoir mon approbation sur ta nouvelle vie pour ne pas te sentir trop coupable.
Neden buraya geldin?
Pourquoi es tu venue ici?
İyiysen, neden buraya geldin?
Si tu vas bien, alors pourquoi es tu ici?
Sen de cevap için buraya geldin.
Ils nous diront rien. Bien, voilà votre réponse.
Neden buraya geldin?
Pourquoi êtes-vous venue ici?
Neden buraya geldin ki?
Pourquoi tu es venue alors?
Sen buraya Lily için geldin.
Tu es ici pour Lily.
Buraya hemen geldin.
Bousculade ici-bas.
Onun yerine buraya geldin.
Mais tu te retrouves ici.
Buraya neden geldin?
Tu as mon entière et complète attention où et où? Maintenant, pourquoi es tu là?
Buraya yemeğe geldin işte, değil mi?
Eh bien vous êtes là pour dîner, non?
Buraya nasıl geldin?
Comment êtes-vous arrivée jusqu'ici?
Yani, buraya bana kelek attığın için özür dilemeye ve hazır bunu yaparken arkadaşına da ihanet etmeye mi geldin?
Alors tu es venu ici pour t'excuser de m'avoir ridiculisée et, pendant que tu y es tu ridiculises ton amie?
- Buraya neden geldin, bebek?
Pour quoi es tu là, bébé?
Muhtemelen buraya yanıt aramaya geldin.
Vous êtes sans doute venue ici pour trouver des réponses.
Yani, sen.. Buraya beni geri kazanmaya çalışmak için mi geldin?
Tu es revenue pour me reconquérir?
- Buraya nasıl geldin?
- Comment êtes-vous arrivé ici?
Daisy buraya Alfred'i görmemek için mi geldin?
Daisy, est-ce que tu éviterais de voir Alfred?
Ve şimdi buraya beni öldürmek için geldin.
Et maintenant tu es là pour me tuer.
Buraya... buraya beni kurtarmak için mi geldin?
Vous- - vous êtes là pour me sauver?
Buraya benim için mi geldin?
[grognements] Tu es venu ici pour moi?
Buraya bu yüzden mi geldin?
C'est pour ça que tu es venue ici?
- Buraya nasıl geldin?
Comment tu es arrivé là?
Buraya nasıl geldin?
il ne va pas te faire de mal. Comment es-tu arrivé ici?
Gönüllü olarak bana geldin ve ben de seni buraya getirdim.
Vous vous êtes porté volontaire et je vous ai amené ici!
Jamm, buraya dün gece oyunu kaybedişimi başıma kakmaya mı geldin?
Jamm, viens-tu me narguer parce que j'ai perdu, hier soir?
Bütün yolu buraya mı geldin?
Tu as fait tout le chemin ici?
Yani buraya sahtecilik yaparak mı geldin?
Alors c'était une excuse pour venir ici?
Giulia! Neden geldin buraya?
Giulia, qu'est-ce qui t'amène ici?
Buraya bir Rum gibi hediyelerle geldin.
Vous êtes venus comme un Grec, portant des cadeaux.
Ama sen buraya bana yardım etmek için geldin. Bunu unutmayacağım.
Mais tu es venu ici pour m'aider.
- Buraya nasıl geldin?
Comment as-tu atterri ici?
Buraya o şekilde geldin, aynı patlama diğerleri de getirdi ama, farklı olarak sen 1992 yılına geldin ki bu da benim doğumumdan iki yıl öncesi...
C'est comment tu es arrivée ici, la même explosion que celle qui a amené les autres, sauf que tu as atterri en 1992, deux ans avant que je naisse...
Buraya geç geldin.
Tu es arrivée en retard.
Buraya Mossad'ın sırlarını korumak için geldin.
Vous deviez venir ici pour protéger les secrets du Mossad.
Aaron buraya bunun için geldin.
C'est la raison de ta venue ici.
- Buraya nasıl geldin?
- Comment tu es monté? - Par les escaliers.
Sen buraya petrol, dolar ve pay almak için geldin.
Tu sais que vous êtes là à tuer pour du pétrole, des dollars, des dividendes.
Buraya yeni geldin, hiç çaba bile harcamadın ve zaten bir sevgilin var.
Tu viens juste d'arriver, tu n'essaies même pas, et tu as déjà un petit ami.
- Buraya en son ne zaman geldin?
Ça fait combien d'années?
- İptal etmek için mi buraya kadar geldin? - Evet.
Et tu es venu juste pour annuler?
Nasıl geldin buraya?
Comment t'es arrivé ici?
Buraya niye geldin?
Pourquoi es-tu venue ici?
Onun için geldin buraya zaten.
C'est pourquoi tu es venue ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]