Demişti ki перевод на французский
493 параллельный перевод
Bir keresinde, Yen demişti ki...
Yen m'a dit une fois...
Tam üstüne basıp demişti ki...
Il a touché juste quand il a dit...
Düşünüyordum da... Şimdilik o kadar iyi olmayabilirim... ama Manuel demişti ki, iyiye... Manuel demişti ki...
Je me disais... peut-être ne suis-je pas encore très bon, mais Manuel disait que...
- Hem demişti ki..
- Il a dit que...
- Galiba demişti ki...
- Il m'avait dit que...
Albay Haki bana demişti ki, Batum'da benimle buluşman için seni önden yollayacaktı.
Le colonel Haki m'a dit que tu m'attendrais à Batoumi.
O doğmadan annesi demişti ki...
Même avant sa naissance, sa mère...
Bana demişti ki- - Geminin pruvasından bize rotamızı işaret ettiğini hatırlıyorum.
Il me disait... et je m'en souviens, comment trouver un cap à la proue.
Carla demişti ki -
Mais Carla m'avait dit...
Bir arkadaşım demişti ki ; intihar sadece bir ölme biçimidir, ötesi değil. Ölümcül bir hastalık gibi yani.
Un de mes amis a dit que le suicide n'est pas un acte, c'est une maladie mortelle.
Yıllar önce annem bana demişti ki,
Il y a des années de cela, m'a mère m'a dit...
- Bana daha önce demişti ki... - Ne? Bana bir daha vuracak olursa Ken'i fena benzeteceğini söylemişti.
Il m'avait déjà dit que que si Ken me frappait encore, il lui règlerait son compte.
Carl-Adam, yani o öküz, gülerek demişti ki :
Carl-Adam... Carl-Adam, le gros boeuf, riait, il a dit :
Adelaide babam bir keresinde demişti ki... "Kiminle evlenirsen evlen, uyandığında kendini başkasıyla evli bulursun."
Mon père m'a dit un jour... qui que ce soit que tu épouses, tu te réveilles auprès de quelqu'un d'autre.
... demişti ki, bir gün, denizde toprağın kokusu duyulacak, fakat etrafta hiç kara olmayacak o gün Ahab kendi mezarını boylayacak, fakat tekrar canlanacak, ve bizi çağıracak ve herkes, herkes, bir kişi hariç herkes, onun peşinden gidecek.
Il a dit qu'arriverait le jour où, en mer, on sentirait la terre où il n'y a pas de terre. Ce jour-là, Achab ira à sa tombe, mais il ressuscitera, appellera, et tous, tous,
Vickie bir defasında bana demişti ki, "Bu ikisi arasında bir şeyler varsa hiç şaşırmam -"
Comme Vickie m'a dit une fois, je serais pas surprise que...
Acemiyken, beni baştan aşağı süzmüş ve demişti ki : "benden nefret etmeni sağlayacağım, delikanlı."
Il m'a regardé, et m'a dit : "Je ferai tout pour que tu veuilles ma peau!"
İyi kalpli çiftçi demişti ki : " Sanırım bunlar dürüst kişiler.
Il y avait là des roues énormes avec une chaîne en dessous.
Çünkü O bize demişti ki :
Son message tenait en quelques mots :
Ölmeden önce demişti ki :
Un peu avant d'expirer, il a dit :
- Ama Bay Polo demişti ki...
SUSAN : Mais je pensais que Monsieur Polo avait dit que...
Charlie demişti ki...
Je sais que c'était un accident.
Daha önceki bir açıklamada ayni sözcü demişti ki tutuklu ilk fırsatta kaçacağını açıkladığı için el ve ayaklarının sürekli bağlı tutulması gerekli görülmüştür.
or à cause de l'intention déjà manifestée de s'évader à la première occasion, il avait été jugé nécessaire de tenir constamment le détenu Ben M'Hidi mains et pieds liés.
Hocamız demişti ki ; O bambuyu eline aldığın gün... Ölüm günü olacaktır!
Le maître a déclaré que le 1er jour où tu as convoité la lance en bambou sera et devra être celui de ta mort.
- Ama Şef, Muriel Everett demişti ki...
- Mais Muriel Everett a dit...
Demişti ki : "Ne zaman bir şey öğrenirseniz, önceleri sanki bir şeyi yitirmiş gibi olursunuz."
Il a dit : "Quand on apprend quelque chose, il semble d'abord " que l'on a perdu quelque chose. "
Bana bir kere demişti ki, "Eğer çok ekmeğin varsa,"
"Si tu as une miche de pain," m'aurait-il dit,
Dur biraz. Bayan az önce demişti ki...
La dame a pourtant dit...
Ölmeden önce babam demişti ki :
Avant de mourir, mon p re a dit :
Roosevelt, büyük vatansever, demişti ki...
Roosevelt, notre grand patriote, l'a dit...
Devigne ifadesinde demişti ki...
Devigne a déclaré...
Anımsamıyor musun? Roger bize demişti ki... Bayan Astor bu oymalı şemsiyeyi ona vermiş...
Roger nous a dit que Lady Astor lui avait donné un parapluie grav...
Peki babam nerde? Baban demişti ki ;
Tu dois savoir que l'Oncle a toujours un plan de secours.
baban bir keresinde demişti ki... Xishi adında bir casusumuz varmış
Ton père m'a dit un jour qu'un de nos espions, un dénommé Xishi, se trouve auprès de Tang Chueh.
Bir keresinde bir arkadşıma rastlamıştım. Demişti ki :...
Un jour, ma "vieille amie" Samuel Parkenhurst m'a dit :
Bir keresinde Leonardo demişti ki... nasıl ifade etsem...
Léonardo a dit une fois... Comment, déjà? Ah, oui.
Ondan önce demişti ki :
Avant ça, il m'a dit :
Temizlikçi kız, Edna Joe demişti ki...
La femme de chambre, Edna Jo... Elle dit...
Babamız Eddie amcanın tabutuna bakmış, Jenny teyzeye dönmüş ve demişti ki...
Papa regarde le cercueil, puis Jenny, et il dit :
O "Savaş cehennemdir" demişti. Ne biliyordu ki? Hiç Amerika'dan çıkmadı.
Si : "La guerre est une saloperie." Et il n'étaitjamais venu ici.
Babam tekrar eski varlığımıza kavuştuğumuzda... ki o gün de yakında gelecek demişti... aç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmamalısın demişti.
Mon père a dit que lorsque nous aurions à nouveau ce qu'il faut, et ce temps viendrait, disait-il, je ne devais pas oublier ce qu'est la faim.
Bana şöyle demişti, "Beni kaybedersen bil ki seni seveceğim ve sevmeye devam edeceğim."
Elle a dit : " "Si tu me perds, tu sauras que je t'aime et que je veux continuer de t'aimer"
- Ne mi demişti? - Dedi ki : Dikenli tel ve kazık.
Il a dit des barbelés et des piquets.
Ama daha dün demişti ki -
Mais ce n'est pas possible.
Evet, bazıları da demişti ki filmim 2001 :
Il y a des gens qui ont dit que mon film 2001 : Oui, eh bien...
Gerçekten ismini bilmediğim birisi gelip dedi ki, sanırım Chip demişti onu da yaşı geçkin karısı doğurmuştu da bu beni düşündürmüştü.
Je pense au mec dont Chip parlait... qui vient d'être père.
Gel gör ki "evet" demişti.
À ma grande stupéfaction, elle a dit oui.
Gel gör ki "evet" demişti.
à ma grande stupéfaction elle a dit "oui".
Hatırlayın, hafızam beni yanıltmıyorsa iddia makamı şunu demişti... "Eğer bir adam kanlı askeri geçmişimize karşı bu kadar öfkeli ve sert olabiliyorsa neler yapmaz ki?"
D'ailleurs, si le procureur a bonne mémoire, quand un homme est virulent à l'encontre de notre passé brutal, jusqu'où peut-il aller?
O da bana "Üzerinde papatya ve küçük tomurcuklar olanı seçerdim çünkü papatya sempatik bir çiçektir, tomurcuklarsa öyle neşelidir ki bir an önce açmayı beklerler." demişti.
Et elle a dit : "Celui avec les marguerites et les boutons de roses... parce que les marguerites sont des fleurs chaleureuses... et les boutons de roses qui attendent de fleurir, c'est gai".
Dedi ki : "Mühim değil, beklerim." "Gözün arkada kalmasın." demişti.
Elle m'avait répondu que je ne devais pas m'inquiéter, qu'elle m'attendrait.