Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Dışarıya

Dışarıya перевод на французский

4,932 параллельный перевод
Eğer Sam beni dışarıya atarsa ölür.
Si ça arrive, il mourra.
Onları öyle dışarıya atamazsın.
On peut pas simplement les jeter.
Son istediğimiz şey bunu dışarıya çıkarman.
Il faudrait pas que tu vomisses ça.
Tamam hadi dışarıya.
Allez. Dehors.
Burada cep telefonu siyalı yok. Unutma, burayı senin için güvenli hale getirdim. Ama yerinde olsam dışarıya çıkmazdım.
Il n'y a pas de réseau ici, et souviens toi, j'ai rendu cet endroit sûr pour toi, mais je ne sortirais pas si j'étais toi.
Bir akşam dışarıya çıkabileceğini ve yemek yemen gerektiğini biliyorum.
Je sais que tu peux prendre ta soirée, et tu dois manger, n'est-ce pas?
Gerçekten bir akşam dışarıya çıkmaya ihtiyacım vardı.
J'avais vraiment besoin de sortir.
Kardeşini alıp olabildiğince hızlı dışarıya çık!
Sort ton frère dehors et cours aussi vite que tu peux!
Ama o beni kurtardı, araba onunla birlikte patlamadan beni dışarıya itti.
Mais elle m'a sauvé, poussé dehors... avant que la voiture explose avec elle dedans.
Buradan dışarıya çıkılıyor, göreceksin.
Ça mène dehors, tu verras.
Arabanı dışarıya park ettin.
Ta voiture est garée dehors, mec.
Dışarıya çıkmanın bir yolu olmalı.
Il doit bien y avoir une sortie.
Çoğu eskortumuz dışarıya da geliyor.
La plupart des escorts font aussi des rendez-vous extérieurs.
Dışarıya gel.
Viens là.
Şekil çocuklar arasına uymayanı dışarıya postalayın.
Foutre dehors le gars qui ne fait pas partie du groupe des cools.
Dışarıya doğru çek.
Calmez la dame. D'accord.
Dışarıya getireceğim onu.
Je vais essayer de le faire sortir.
Hızlı olun ve vagonlarda sıkışmış kişileri dışarıya çıkarın.
Travaillez vite, et sortez ces gens de là.
O makinedeyken düşünebildiğim tek şey dışarıya çıkınca ne yapacağımdı.
J'ai pas arrêté de penser à ce que je ferai en sortant de cette machine.
3. Manga dışarıya geliyor!
Brigade 3, on sort!
Emma'yla ilgili ne kadar çok şey bulursak Castle ve rehineleri dışarıya o kadar rahat çıkarırız.
Et plus on en saura sur Emma, plus on aura de chance de récupérer Castle - Et les otages.
- Bert, dışarıya çık.
- Hé Bert, maintenant tu viens.
Dışarıya ordu toplamışsın.
Pourquoi tout ce monde?
- Seninle de kızıl, dışarıya!
À toi aussi, rouquine!
- Dışarıya birkaç adam daha getir.
- Amène quelques hommes en plus.
Elleriniz önünüzde yavaşça dışarıya çıkın!
Sors doucement avec tes mains devant toi!
Bir süre dışarıya çıkmam gerek.
Je dois sortir un moment.
- Dışarıya.
- Dehors.
Baba Clifton'un oğlunu savaşta kahraman olarak öldüğünü düşünmeye devam etmesi için bilgiyi dışarıya duydurmamayı önerdim.
J'ai suggéré qu'on ne divulgue pas les informations en largeur, laissons Clifton penser que son fils est mort en héro.
Düğmeye bas, dışarıya yardım sinyali göndersin.
Appuie sur un bouton, ça enverra un signal d'urgence.
Eğer babanı Amerika'nın kalbine yerleştirmek için rehber olacaksam, bu ailedeki hikayeyi buradan dışarıya ben yöneteceğim.
Si je dois faire regagner votre père dans le coeur des américains, Je lance le récit de cette famille à partir de maintenant.
Dışarıya çıkmışlığın var.
T'en as déjà vu.
Sanırım dışarıya yanlış sinyal gönderiyorum.
Je crois que j'envoie les mauvais signaux.
Doğru, kesinlikle dışarıya yanlış sinyaller gönderiyorsun.
C'est littéralement ce que tu fais.
Ya hala dışarıda bir yerdeyse ve şekil değiştiren ele geçirip portalı açarsa...
Qu'est-ce qu'il se passera s'il est toujours dehors et que le métamorphe se tient la et qu'il ouvre le portail?
Dışarıda saldırıya uğrayan polislerden biri William'ın dışarı yürüyerek çıktığına yemin ediyor.
un des flics qui a été attaqué à l'extérieur... Il jure que William est sorti de là en marchant sur ses deux jambes
Dışarı çıkıyorum, eğlenceli bir gece geçiriyorum. Ya da üç.
Je sors, passe une bonne soirée, ou trois.
Dışarıya çıkıp seçim kampanyana başlamalısın.
Tu dois commencer ta campagne.
- Dışarıya çıkmamız gerekiyor.
On devrait vraiment sortir plus souvent.
- Dışarı çıkarsan sana ehliyetimi gösterebilirim. - Yok ya!
Si vous sortez, je vous montrerai mon permis de conduire.
Ya da dışarıda konuşabiliriz.
Ou peut-être... nous pouvons parler dehors.
İki çift olarak hep birlikte dışarı çıksak ya?
Si on sortait tous ensemble?
Ya beni içeri al ya onu dışarı çıkar.
Faites-moi entrer ou faites-la sortir.
Doktor, ya Jerry Tyson'la ya da onsuz dışarıda bir yerlerde.
Elle est toujours dehors avec ou sans Jerry Tyson.
Ya beş dakika içinde kapı dışarı edilirim ya da belki daha fazla sürer.
Je pourrais être jeté dehors en 5 minutes, ou après un peu plus de temps.
- Ya da ben dışarıda bekleyeyim.
- En y repensant, je vais juste attendre dehors.
Varlıkların çoğunu, müeccel paraya transfer edebilirsiniz ya da binadan dışarı fırlatabilirsiniz.
Vous pouvez transférer presque tous les actifs en rentes différées Vous pouvez transférer les actifs en rentes différées Ou alors les balancer par la fenêtre.
Dışarıda ki bir sokakta ya da çöplüğe yakın olan bir yerde değil.
Qui ne se passerons pas dans une allée, ni près d'une benne à ordure.
Sonra Glossnerlar onları kapıya kadar takip etsin kapıyı kapatalım ve onları dışarı atalım!
Ensuite, quand les Glossner suivront le chemin jusqu'à dehors on claquera la porte et on les enfermera dehors!
Yangın diye bağırarak kapıya doğru koşacağız onlar da bizimle beraber dışarı çıkacak sonra geri dönüp kapıyı kilitleyeceğiz!
On court dehors en criant "au feu!", et quand ils nous suivent dehors, on rentre et on les enferme dehors!
Baban uyuduktan sonra dışarıda bir şeyler gördün ya da duydun mu?
Après que ton papa soit allé se couché, as-tu vu ou entendu quelque chose dehors?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]