Güzeldir перевод на французский
2,076 параллельный перевод
Gece yüzüşleri... Çok güzeldir.
Les bains de minuit... c'est divin.
Piramitler çok güzeldir, Yeni Zelanda mesela.
Les pyramides sont magnifiques, la Nouvelle-Zélande...
Buradaki su çok güzeldir ama... sonunda burası yok olacak.
- Elle est très pure. Mais cet endroit va bientôt disparaître.
Işıklar çok güzeldir.
Les lumières sont belles.
Yılın bu zamanı çok güzeldir.
C'est beau en cette saison.
50'li yıllarda Harvard'lı bir matematik profesörünün yazdığı komik bir şarkı. Çok güzeldir.
C'est une petite chanson comique écrite par un prof de maths de Harvard en 50.
arada bir... iki insan buluştuğunda, kıvılcım olur... ve evet, Bones, erkek yakışıklı ve kız da güzeldir... ve belki ilk olarak gördükleri tek şey budur... ama sevişmek... sevişmek... bu iki insanın bir bütün olmasıdır.
Une fois de temps en temps, deux personnes se rencontrent et il y a cette étincelle. Et oui, Bones, il est charmant et elle est magnifique, et peut-être que c'est tout ce qu'ils voient au départ. Mais faire l'amour... faire l'amour... c'est quand deux personnes ne font plus qu'un.
Yemeklerin içinde gevrek en güzeldir, kakanın içinde aynı yediğin gibidir.
Le roi est la majesté De tous les légumes du potager Et il ne change pas Quand il est dans ton caca
Sihir güzeldir.
La magie, c'est cool.
Ulaşılmaz olan güzeldir.
À l'étroit, c'est bien.
Tabi, ulaşılmaz güzeldir.
Bien sûr, c'est bien.
Bazı kokular berbattır, bazıları da güzeldir ya?
Certaines puanteurs puent et d'autres sentent bon.
Münazara gibi ders programının dışında kalan aktiviteler güzeldir ama kafanı bunların haricindeki işlerle yormamalısın, oğlum.
Car les activités parascolaires comme cette équipe de débat, c'est très bien. Mais tu dois te concentrer sur ton but, fils.
# Çikolata ne kadar koyuysa, tadı o kadar güzeldir #
Plus le chocolat est noir, meilleur il est
# # Çikolata ne kadar koyuysa, tadı o kadar güzeldir #
Plus le chocolat est noir, meilleur il est
Doyle Brunson ın kim olduğunu bilmezsen güzeldir.
Non, c'est un appel quand tu ne sais pas qui est Doyle Brunson.
Belki odaları güzeldir.
Les chambres sont peut-être bien.
Yeni dostlar edinmek her zaman güzeldir.
C'est toujours un plaisir de se faire de nouveaux amis.
Bir güzeldir aslında.
Mais un seul c'est bien.
Bu zamanlarda herkesi dışarıda görmek güzeldir.
Le printemps est la saison du renouveau.
- Kaplumbağa çorbası inanılmaz güzeldir. - Öyle mi?
- La soupe de tortue verte est exquise.
Tavuk göğsü güzeldir ve ateşli!
Des nichons de poulet c'est super... et chaud!
Burası hep çok güzeldir.
C'est toujours aussi beau, ici.
Gerçekte olmadığını bilirsiniz ama var olduğuna inanmak güzeldir çünkü aslında bu size gidecek bir yön belirler.
On sait qu'il n'y est pas, mais c'est bien d'y croire parce que ça donne une direction vers laquelle aller.
Öyleyse, güzeldir.
- Ouais. - Ah, il doit être bon, alors.
Peki buranın nesi güzeldir?
Qu'y a-t-il de bon, ici?
Para güzeldir.
Tu sais, la paie est bonne.
Buzağının dili çok güzeldir.
Ça a une chouette langue.
Doğru olan nedir biliyormusun, küçük memeler güzeldir.
Vous savez ce qui est vrai? Les petits seins, c'est magnifique.
Hatalar güzeldir, bebeğim.
Les erreurs font partie de la vie.
Öyle, çok güzeldir.
elle est très belle.
Kaplanlar güzeldir!
Les tigres sont beaux.
Güzeldir.
Elle est bonne.
Özgürsün ve özgürlük güzeldir.
Vous êtes libres, et la liberté, c'est magnifique.
Umarım arkadaşları güzeldir.
J'espère que ses copines sont mignonnes.
Adınız neydi sizin? Kim bilir ne güzeldir...
- De quel délicieux prénom doit-on vous appeler?
Güzeldir.
- Oui, il est joli.
- Marilyn'in yaptıkları daha güzeldir.
- Marilyn peut faire mieux.
Meraklı olmak güzeldir.
- C'est bien d'être curieuse.
Köyde yaşamak çok güzeldir.
Et ici au village on vit bien.
Kız güzeldir.
Fille, bien.
Charlotte Desmares büyüleyici idol olmuş bir oyuncu, Parisli bir güzeldir.
Charlotte Desmares était une comédienne charmante, une de ces actrices idolâtrées qui sont la coqueluche de Paris.
- Eminim güzeldir.
- Je suis sûr qu'elle est bien.
Kekin güzeldir senin.
Tes cornichons sont si bons.
Belki de güzeldir.
- Ce sera peut-être bien.
Güzeldir, sen oku.
lis-le, juste.
Salamları güzeldir ama. - Öyle mi?
Mais leur salami est bon.
Güvenmek güzeldir.
La confiance, ça me va.
Çünkü onlar çok güzeldir.
Parce qu'elles sont jolies?
- Bir kadının dokunuşu güzeldir.
- T'aurais bien besoin d'une femme.
Eminim güzeldir.
Je parie qu'elle est canon.
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzellik 77
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzel bir sabah 27
güzeller 55
güzeldi 214
güzel bir kız 49
güzel görünüyorsun 72
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bayan 54
güzel bir gün olacak 16
güzel bir sabah 27
güzel bir akşam 18
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278
güzel miydi 66
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278
güzel miydi 66